jupiter yazar profili

jupiter kapak fotoğrafı
jupiter profil fotoğrafı
rozet
karma: 1996 tanım: 141 başlık: 55 takipçi: 31

son tanımları


nike'ın türkiye'deki internet alışverişini durdurması

türkiye'de distribütör'lüğünü yapan markaların bizi daha fazla dolandırmasına sebep olacak karardır. ortalama kalitede ve ulaşılabilir olması gereken ürünlerin ülkeyi içine soktukların soyutlanma durumunda birilerinin tekelinde çok daha yüksek fiyatlara satılmasını besleyen uygulamalar sonucu, bu ülkede temel ihtiyaçlarımızı dahi kalitesiz, özensiz, çoğunlukla sağlıklı olmayan ürünlerle ve çok yüksek fiyatlara sağlıyoruz.
ingiltere'de çok beğendiğim orası için ortalama sayılan bir giyim markasının, türkiye'de lüks giyimin ve statünün göstergesi olan bir mağazalar zincirinde 2-3 yıl öncesine ait outlet ürünlerinin, markanın kendi sitesinden sezon ürünlerinin kargo vergi vs. dahil fiyatının neredeyse 2 katı olması bu konuda aklı selim herkese garip gelecektir.
bu tarz hayatı zorlaştıran, faydasının kime olduğu belli olmayan vergi ya da sizi dünyaya ve ulaşılabilir olan her şeye kapatmaya yarayan kararların savunulmasında; kötü niyetin yanı sıra akıl sağlığının artık daha fazlasını kaldıramadığı için kabule geçmesi olma ihtimalini de göz ardı edemiyorum.
devamını gör...

çağla tuğaltay

24 yıldır ara ara gündeme gelen en kan dondurucu detaylarının dahi paylaşıldığı faili meçhul cinayet.
internet medyasında bir süredir katilleri bulunsun diye kamuoyu yaratan bir grup ve bu gruba karşılık amacını çokta anlayamadığım saldırgan bir grup var. konuyla ilgili çoğunluğun ve katilin yakalanması için kamuoyu yaratan kitlenin şüpheleri aile üzerinde yoğunlaşıyor. konuşmaları, tavırları , olayı ele alış şekilleri ve geçmiş ifadeler, isimler tekrar tekrar inceleniyor. tüm tutarsızlıklar yakalanıyor sorular soruluyor, kanıt isteniyor, teoriler paylaşılıyor. bunların konuşulduğu mecralarda yasaklamalar, konuyu gündemden düşürme çabaları dahi var.
bu ülkede yapılan hiç bir yasaklama, kısıtlama eyleminin boşuna olmadığını birilerinin ve bir şeylerin çıkarına hareket ettiğini yıllardır yaşayarak öğrendik.

olaya bir yerinden dahil olup merak edince uzunca bir süre çıkamadım. o videoya git, o yazıyı oku, orada ne demiş, burada ne demiş biri şunu yakalamış diye diye uzunca bir vakit geçirdim. bu detayları tek tek buraya yazıp benimde şüphelendiğim bu diye kendi adrenalin tatminimi yaşamayacağım elbette ama aileden şüphelenmekte haklılık payı olduğunu düşünüyorum insanların. olayın işleniş şeklinden polisin ilk yapması gerekenin aileyi araştırıp şüpheli listesinden çıkarmak olması gerekirken, hiç yapılmamış olması, bu ülkenin gerçekliğini bildiğimiz, gözümüze soka soka yapılan, mağdurun hiç önemli değil'e dönüştürüldüğü, çürümüş bir tarafına dair teorilere sebep oluyor.

yazılanları okuduğumda, söylenenleri dinlediğimde sürekli neden sorusu yankılandı aklımda. sadece cinayet nedeni değil, 14 yaşında bir kız çocuğuna bu vahşeti ve korkuyu yaşatacak kadar ileri götüren nedeni, bilinçli ve bilinçsiz yayılan bilgi kirliğinin nedeni, paylaşılmaması gereken insanlık dışı detayların paylaşılma nedeni, gerçek hayatta durumu tabir etmek için kullanırken bile sesimizin içimize kaçtığı, trajediyi anlatan kelimelerin olayı tarif ederken ağzınızdan nasıl bu kadar rahat çıktığının nedeni ve en çokta tüm konuşulanların arasında çağlayı nasıl bu kadar da hiç tanımıyor oluşumuzun nedeni. tüm konuşulanların, söylenenlerin arasında ben hiç bir şekilde çağla ile ilgili kişisel bir detay yakalayamıyorum. annesinin anlatımlarında dahi 3.kişiymiş, yabancıymış, uzaktan biriymiş hissiyatına kapılıyorum. çağla'nın kim olduğuna dair bildiğim tek şey ailesinin onu yeterince sevmediğini düşünmesi ve bunu dile getirmesi.
sevdiğimiz insanları belki başkaları için bir anlam ifade etmeyecek, hatırladığımızda içimizde iyi hisler uyandıran olaylarla, tavırlarla, kişisel özelliklerle tabir ederiz. birini kaybettiğinizde içinizde en çok onlar uyanır.
olayda adı geçen hiç kimsenin konuşmasında, anlatımında bunu hissedemiyorum. çağla'yı en çok ne güldürürdü, neye sinirlenirdi, en çok hangi şarkıyı severdi, 14 yaşında saçlarını nasıl şekillendirmek hoşuna giderdi, üzüldüğünde nasıl davranırdı, kimsenin kim olduğunu umursamadığı bir dünyada neler yaşadı, ne kadar yalnızdı..?

gerçek olan tek şey ise kimin fırsatı vardı'nın yeterince araştırılmamış oluşu.
cinayetin işleniş biçiminden herhangi bir vicdan ya da merhamet ögesi barındırmadığı aşikar. okuduklarımdan (gerçekliğinden emin değilim) çağla'nın bulunma şekliyle, odasında yatağın üzerinde duran (cinayet sonrası çağla'nın odasının temizlendiğine dair şüpheler olduğu söyleniyor.) oyuncak bebeğin duruşunun birebir aynı olması. bu detayı aklımdan günlerdir çıkaramıyorum. içimde bir yere aklımın almadığı çok büyük bir karanlık bırakıyor.

umuyorum ki çağla'yı hiç tanımadığı halde canla başla hakkını arayan, onu bu trajedide yalnız bırakmamış bir kaç iyi niyetli insanın çabası sonuç verir de adalet duygusunu bir nebze olsa yaşamış oluruz.
devamını gör...

gölgeyle buluşma

“kuralların dışına çıkmayan, iyilik timsali, ben iyiyim sen iyisin diyaloglarının en iğrenç yönü, seni yiyip bitirenin ne olduğunu tarif etmeye başlamak için bile bazen çığlık atmak, kapıları çarpmak, mobilyaları kırmak, kırmızı ışıkta geçmek ve rüzgarı arkanıza almak zorunda olduğunuzu itiraf etmemeleridir.”
devamını gör...

paul tillich

döneminde inanılmaz saygı gören alman luteryen kilisesi papazı ve teolog. nazi rejimine karşı olduğu için 1933’te profesörlüğü alındığından harvard üniversitesine geçen tillich; öylesine inançlı ki modernite ve bilimin yok ettiği tanrıyı, tanrının üstündeki tanrı diye yeniden diriltiyor ve kendi deyimiyle ‘modernitenin anlamsızlığı ve onun getirdiği tatminsizliği’n inançla aşılacağına inanıyor.
devamını gör...

kitap önerileri

sessizlik

"...çoğu karşılaşmada, temkinli davranma ve gururunu koruma dürtüsü, düşüncelerin içtenlikle dile getirilmesine hala izin vermiyor. dünyanın gürültüsü sessizliklerden kurulu..." theodore zeldin
devamını gör...

daredevil (dizi)



"…. god murdered all ten of his children in cold blood. scorched every inch of job's land. lashed at his body 'till his skin was covered in bloody welts.' god rained shit and misery on the life of his most perfect servant and still… job would not curse him. you know what i realized? job was a pussy.
i suffered willingly. i gave my uh... sweat and blood and skin without complaint because i.. i too believed i was god's soldier. well, not anymore. i am what i do in the dark now. i bleed only for myself."



… gibi muhteşem bir repliğe sahip dizi.
devamını gör...

huzursuzluk

büyük bir acı ve huzursuzluk çektiğimizde tanrının inayeti bizi vurur. anlamsız ve boş bir hayatın karanlık vadisinde yürürken vurur bizi. her zamankinden daha derin bir şekilde ayrı düştüğümüzü hissettiğimizde vurur bizi çünkü başka bir hayatı, sevdiğimiz ve yabancı düştüğümüz bir hayatı kirletmişizdir.
paul tillich
devamını gör...

tekâmül

insanın ruhu ve bilinci ile ilgili nihai amacına, hedeflenen olgunluğa ulaşması.

tekamül etmek, tefekkür ve sabır içerir. başımıza gelenlere dair düşünmek, fikirler geliştirmek, fikri yorumlamak ve başımıza gelenlere sabır göstermekle bu olgunluğa erişileceğine inanılır.

tasavvufu temel alan, bir kısım yeni nesil kişisel gelişimcilerin elindeki basit bir oyuncağa dönüşmesi üzerine; insan ruhunun nihai bir amacı, varacağı bir tamamlanmış olgunluk evresi yoktur.
tasavvufta’da nihai amaç tanrı’ya ulaşmaktır. ben artık oldumcu boş tabiatçılık ile aynı şey değildir. sabır göstermek, yerine göre olgunluk değil zayıflık ve çaresizliktir.

başımıza gelenler, bazen bir şey öğretmek için gelmezler, sadece gelirler ve sadece kötüdürler. hayatın kötü tarafına kötü insanlarına dair düşünüp sabır göstermeyi, olgunluk sayacak her hangi bir görüşü kabul etmek, tamamlanmış içsellik diye nitelemek boş bir kibir ve tembellik sadece.
onun yerine başına gelenlere, kötülere ve kötülüklere karşı koymak gerekiyor.

insanın ulaşacağı, kelime anlamıyla tekamül kendi sorunlarıyla baş etmeyi bilmektir.
devamını gör...

musicbuddy

devamını gör...

how i met your mother

yine can sıkıntısından bana evrenden bir mesaj getirsin diye, her hangi bir bölümünü açıp izlediğim dizi.


“because maybe it's dumb to look for the signs from the universe! maybe the universe has better things to do. ı mean, dear god, ı hope it does. you know how many signs ı've gotten, that ı should or shouldn't be with someone? and where has it gotten me? maybe there aren't any signs. maybe... maybe a locket's just a locket, and... a chair's just a chair. maybe we don't have to give meaning to every little thing. and maybe we don't... maybe we don't need the universe to tell us what we really want. maybe we already know that. deep down. “
devamını gör...

derdini kimseyle paylaşmayan insan

son bir kaç yıldır olduğum insan. çözebileceğim hiç bir şeyi dert edinmemek ve konu ne olursa olsun sürekli olarak çözüm için çaba sarfetmek gibi saçma bir karakter yapısına sahip, bir insan evladı olduğumdan kolay kolay derdim de olmaz. olduğundaysa aklımın içinde binlerce kez çarmıha gerdiğim, zamanımı yoran o derdin birinin yarım saatlik kahve molasındaki her hangi önemsiz bir diyalog, bir eleştiri malzemesi ya da bir bunlar olursa bunlar olur’a dönüşeceğini biliyorum. belki de insanların düz satıhta kavisli durumları değerlendirme yeteneği olduğuna, anlayacağına inanmadığımdan yine aklımın içinde o derdi binlerce çarmıha germeyi tercih ediyorum.
devamını gör...

hayata dair iç burkan detaylar

bu hayatta bir konuda çok zeki olmak, çok iyi olmak, deneyimli olmak, en iyisini ve en doğrusunu yapmak, karakterli olmak sizi istediğiniz yere getirmez. su katılmamış bir omurgasızlıkla doğru insana eğilip bükülmek getirir.
devamını gör...

kings of leon

babalarının evanjelist olmasına tepki olarak sadece rock müziği değil rock kültürünü de benimseyen alternatif rock grubu.
devamını gör...

alfred adler

zamanında okurken, yazdıklarının içinde içimde tarifi belirsiz bir rahatsızlık yaratan iki ayrı noktayı, gördüğüm bir twit nedeniyle yeniden düşünmek zorunda kalıp, açıp baştan yorumlamaya, anlamaya çalıştığım psikoterapist.

benim fikirleriyle tanışmam freud’dan ayrılan her psikoterapisti haklı bulmamla başlamıştı. (bkz: jung).
fakat okudukça bireysel psikoloji ile ilgili bugün bile etkisi süren kabullerinin içinde, bireysel psikolojinin “topluma uyum sağlamak”, “toplumun faydalı tarafına geçmek” amacı ile ilgili söylevlerinden ilk okuduğumda duyduğum kadar rahatsızlık duydum.
gördüğüm twit, bir kaç cümleyle aklımın zorlandığı bu eforu benim için açıklamıştı. “insan topluma fayda sağlamakla yükümlü değildir.” diye.
zira bireysel psikolojide adler’ın çocukluk dönemlerine bağlantılarıyla anlattığı sorunlu psikolojik davranış şekilleri bugünkü toplumda sevilen ve kabul gören davranışlar.
adler’ın ‘trajik anormallik’ diye tabir ettiği davranış biçimi günümüzde “cool olmak” olarak yorumlanıyor.
devamını gör...

jefferson airplane

bir zamanlar woodstock’ta da çalmış san francisco‘lu psychedelic rock grubu. 
60’ların hippi furyasının popülaritesinden paylarını alsalar da şarkılarında geçen uyuşturucu atıfları nedeniyle dönemin radyolarında çalınmamışlığı var.
devamını gör...

alfred adler

“zihnine yetersiz ve beceriksiz olmaması gerektiği düşüncesini kazıyan bir çocuk, amansız mücadelesinin sonunda savaşçı bir yetişkin haline gelebilir. böyle bir birey, diğerlerine göre daha büyük bir sıkıntı içerisindedir.”

yaşama sanatı
devamını gör...

insanı yoran şeyler

sürüncemede ya da belirsiz kalan her şey ve o her şeyi beklerken kafanın içindeki binbir türlü girdapla baş etmeye çalışmak. nasıl sonuçlanacak diye kendi içinde debelendiğin durum, zamanınla birlikte ruhunun ve aklının bir parçasını da yanında götürüyor.
devamını gör...

orijinalinden daha iyi olan coverlar

chris isaak'in wicked game'ini geçme ihtimali olan bir yorum olacağını zannetmiyorum kişisel tarihim boyunca fakat şarkıyı başka bir boyuta taşıyan london grammar ve jazz alt yapılı elektronik müzik grubu parra for cuva'nın anna naklab vokaliyle, yorumlarını da dinlemek gerekiyor. 


chris isaak: 


london grammar:

parra for cuva:
devamını gör...

dead can dance

yaptıkları müziği tanımlamak zor fakat ortaçağ avrupası folk müziğine gotik öğeler ve synth pop katarak biraz da dark wave gaelic folktan yardım alarak... 
zira boş zamanlarında amazonlarda şamanlarla vakit geçirdiklerine eminim.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim