1.
cementiri del sud-oest veya cementiri del montjuïc, ispanya-barselona'daki montjuïc tepesinin kayalık yamaçlarından birinde yer alan mezarlıktır. fakat sıradan bir mezar yeri topluluğundan öte bir şeyler vardır burada. zira dünyaca meşhur bir bölgedir burası.
aslında buraya sanat eserleriyle dolu bir park demek mümkün olsa da burada barselona-katalonya bölgesinin yakın tarihinde tanınmış birçok insanın da mezarı bulunuyor. yani her ne kadar turistik bir sanat tarihi parkı algısı oluşmuşsa da saygıda kusur edilmemesi de gerekir çünkü burası birçok insanın ebedi istirahatgahıdır aynı zamanda*. zaten yerliler bu durumdan rahatsız oluyorlarmış ve burayı popüler bir gezi alanı olarak görmüyorlarmış.
avrupa'da pek çok mezarlıkta görebileceğimiz gibi burada da insanların kaybettiği yakınlarının yasını sonsuza dek tutması için onların mezarının başuçlarına yerleştirdikleri taş aziz heykelleri de bulunmaktadır. bu neo-gotik heykellerin yüzlerine baktığınızda öyle yoğun duygulara rastlarsınız ki kendi kaybınız olmasa dahi orada yatmakta olan insanın yasını ve kaybının hüznünü içinizde hissedersiniz. fakat burada hissettiğiniz bir duygu daha vardır ki o da acımadır. sonsuza dek o mezarın başında yas tutan meleğe/azize gerçek anlamda acırsınız.
mezarlığın yüksek kesimlerine çıktığınızda ise bir krematoryum ile karşılaşırsınız. bu krematoryumun da romalılara ait olduğu söyleniyor.
aslında buraya sanat eserleriyle dolu bir park demek mümkün olsa da burada barselona-katalonya bölgesinin yakın tarihinde tanınmış birçok insanın da mezarı bulunuyor. yani her ne kadar turistik bir sanat tarihi parkı algısı oluşmuşsa da saygıda kusur edilmemesi de gerekir çünkü burası birçok insanın ebedi istirahatgahıdır aynı zamanda*. zaten yerliler bu durumdan rahatsız oluyorlarmış ve burayı popüler bir gezi alanı olarak görmüyorlarmış.
avrupa'da pek çok mezarlıkta görebileceğimiz gibi burada da insanların kaybettiği yakınlarının yasını sonsuza dek tutması için onların mezarının başuçlarına yerleştirdikleri taş aziz heykelleri de bulunmaktadır. bu neo-gotik heykellerin yüzlerine baktığınızda öyle yoğun duygulara rastlarsınız ki kendi kaybınız olmasa dahi orada yatmakta olan insanın yasını ve kaybının hüznünü içinizde hissedersiniz. fakat burada hissettiğiniz bir duygu daha vardır ki o da acımadır. sonsuza dek o mezarın başında yas tutan meleğe/azize gerçek anlamda acırsınız.
mezarlığın yüksek kesimlerine çıktığınızda ise bir krematoryum ile karşılaşırsınız. bu krematoryumun da romalılara ait olduğu söyleniyor.
devamını gör...