cern sahtekarlığı

sen direkt bilimi ve cern'in amacını yanlış anlamışsın. evrenin başlangıcının atomdan bile küçük bir noktada bulunan muazzam yoğun bir enerjiden oluştuğunu biliyoruz. cern dediğimiz laboratuvarın amacı, bilim yapmak. bilim dediğimiz şey de meraktan doğar ve getirileri bu merakın yan ürünleridir. mesela faraday 1830'da alternatif akımı bulduğunda "ya ben elektrik icat edeyim" falan diyerek başlamadı bu yola. bilim merakının sonucunda yaptığı deneyler, araştırmalarının nihayetinde alternatif akım dediğimiz şeyi keşfetti. şu an elektrik hayatımızın olmazsa olmazı. cernde yapılan deneylerin asıl amacı da evrenimizin oluşumu, sırları hakkında daha çok bilgi sahibi olmak. cerndeki deneylerin özü de şu:
27 km çapında olan tünellerde 2 proton, ışık hızına yakın hızlarda çarpıştırılıyor ve ortaya çıkan enerji de büyük sensörlerce izleniyor ve değerlendiriliyor. big bangin temel mantığından bahsettim ya küçük bir noktada yoğun enerji diye. burda da iki parçacık yüksek hızlarda çarpıştırılınca küçük bir noktada bir enerji ortaya çıkıyor. beraberinde keşfettiğimiz şeyler de yan ürünler işte. bu işler öyle kolay ve hemen olacak şeyler değil önce bunu anlayalım. evrenimizi, doğamızı anlama çabasına bilim diyoruz biz. en azından alakadar dal olan fizik için. sen direkt bilimi anlamamışsın oysaki. evrenimiz olsun fizik olsun matematik olsun... hiçbir şey bilmiyorsun dostum. bizler de hiçbir şey bilmiyoruz fakat en azından öğrenmeye çalışıyoruz ve bu uğurdaki şeyleri de destekliyoruz. yaklaşımın ve yorumların da çok aptalca. araya alakasız ve makattan uydurma şeyler sıkıp, edebiyat yaptığını sanarak uzun uzun yazıp aslında hiçbir bok söylememişsin.

ben ikna oldum... abdest alıp geliyorum.

grahammmm grahaaammm bırak şunu yat aartık....

3 açılı diş fırçasından cerne nasıl geldi bu adamlar. bunu anladığımız zaman nasıl bir yalanın içinde olduğumuzu da göreceğiz.
#chemtrail #haarp #sirius #777

keşke türkçe bilse idin de biz de üşenmeden okusaydık...

muhafızlar!! derhal uçurun şu salağı.

sayın yazar. (stop)
telgraf mı. (stop) çektin. (stop)
noktalardan yazıya. (stop) odaklanamadım. (stop)

bir kaç satırdan sonra okuyamadım ama kesin saçmalamıştır.
yazmayı beceremeyen insanın eleştirmeye* hakkı yoktur.

bu ne be! türkçe dersine de fizik dersine de binali yıldırım mı girmiş, n'apmış?

dedi ve 3 kuruşluk dandik çayından bir yudum aldı. milyar dolarlık projeyi, oturduğu depreme dayanıksız, 3. sınıf bir semtten eleştirebiliyor. internet böyle bir olay işte, vasıfsız insanlara bile konuşma hakkı veriyor.

cahildir gülüp geçebilirsiniz.

abi kim ne derse desin türkçe önemli!

yüklenilmeden önce, bu yazarın nickaltını okumakta fayda var. hakaret edenler, ima edenler dahi var. neden bu şekilde yazdığına dair ipucu bulabilirsiniz.

cern mevzusunda yazara cahil denmiş, aksine 1 kişi hariç donanımlı tanım yazan olmamış.

#2493534 bir. şey. anlamadığım.ben. okuduklarımdan. için. anlamadan. neye. cevap.vereyim? anlatabildim umarım!

biri de "don't feed troll" diyememiş. hadi 15 akıllıyı bulduk geriye 25 akilli lazım. anca çıkar delinin attığı taş

pek anlam veremediğim iddia.

kuzeni bir süre cern'de bulunmuş, yüksek lisansını orada yapmış bir gök bilimci olarak yazayım bir şeyler.

cern'de tanrı yoktur gibi bir ispat derdinde olduklarını sanmıyorum. parçacık fiziğinin temellerini açıklayan standart model'in eksikleri var. bunları tamamlamaya çalışıyor birçok bilim insanı. cern'de bulunan ya da aranan parçacıklar da bu konuyla ilgili. bir ara higgs bozonu için "tanrı parçacığı" gibi saçma bir isim atıldı ortaya. aslında nobel ödüllü fizikçi leon lederman'ın, bu parçacığın bulunmasındaki zorluğa atfen "tanrı'nın cezası parçacık" diye bir sözcük öbeği kullanmıştı. bu sözler allandı pullandı ve kamuoyunun da ilgisi çeksin diye "tanrı parçacığı" hâline getirildi. oysa parçacığın da, bulunma amacının da tanrı ya da benzer bir kutsiyetle ilgisi yok. niye önemliydi bu kadar? çünkü bazı parçacıkların kütlesiyle ilgili açıklamaya muhtaç olan durumlar vardı ve bu bozonun, taşıdığı higgs alanı aracılığıyla bunu sağladığı düşünülüyordu. bir kuvvet taşıyıcısıydı yani bu. bu tür çalışmalarda söylenen "evrenin nasıl çalıştığını anlamak istiyoruz." şeklindeki cümlelerin "evren kendi kendine çalışıyor. bir yaratıcıya ihtiyaç yok." şeklinde algılanması için epey kasmak gerek.

"koca google'da 1 tane atom, elektron fotoğrafı yok" demiş sayın yazar. var:

görüntünün kaynağı

pozitif yüklü bir stronsiyum atomunun elektrik alan yardımıyla neredeyse hareketsiz hâle getirilerek çekildiği fotoğraf...

japon fizikçilerin götleriyle güldüğünü pek sanmıyorum zira kendileri de cern'deki lhc'ye finansal ve teknik destek sağladılar. ayrıca japonya bu projede özel haklara sahip gözlemci konumunda bulunuyor.

karanlık maddeyi bulursun ama gösteremezsin, o nedenle adı karanlık maddedir. doğrudan değil dolaylı etkileri sayesinde bulunmuştur. uzun uzadıya anlatmayacağım tanım çok uzamasın diye ama galaksi içerisindeki yıldızların yörüngeleri ve bu yörüngelere neden olabilecek kütlenin eksik oluşu, karanlık maddenin ortaya çıkışının temelidir.

antimaddeyi de gösteremezsin çünkü yılda 1 pikogram üretilebiliyor ki bu da 1 gramın trilyonda biri demek oluyor. "krom lamba içerisine konmuş mavi ampul" aşağıdaki mi?


eğer buysa, bu melekler ve şeytanlar filminden alıntı bir sahneden. yukarıda da dediğim gibi, böyle şişeleyeceğiniz miktarda antimadde üretemezsiniz. artık milyon ya da milyar yıl sonra üretmiş olursanız onu da satamazsınız. bunlar tüketicinin ya da koleksiyoncuların pazarına koyabileceğiniz basit şeyler değil. antimadde, normal madde ile bir araya geldiğinde büyük bir enerji açığa çıkararak yok olur. bu tepkimeye annihilasyon adı verilir ve tehlikeli olabilir. bunu oluşturmanın maliyeti de enerjisi gibi büyük olduğu için bu madde pahalıdır. diyorum ya, yılda gramın trilyonda birini üretebilmek için günlerce çalışıyor ve para harcıyor insanlar.

100,000 sene sonra görünür olacak parçacık diye bir şeyi ben duymadım. bir yanlış anlama olabilir mi acaba? mevzubahis olan şey bu antimadde olup çok uzun zaman sonra ancak 1 gram elde edebiliriz denmiş olmasın?

elektronu nereden buldun derken? etrafımızdaki her şey -biz de dahil- atomlardan oluşuyorken ve her atomun çekirdeği etrafında elektronlar varken, bunları çeşitli yöntemlerle (senin de dediğin gibi sayın yazar) manipüle edip atomundan ayırabiliyorken, elektron için hâlâ ekstra bir kaynağa ihtiyaç mı var?

neyse, daha fazla uzamasına gerek yok. yalnız şu tavır can sıkıcı:


sayın yazar, konu hakkında açıklama yapacak kişilere peşin peşin konuyla ilgili hiçbir açıklamayı kabul etmeyeceğini söylemeye çalışmış. bu biraz düz dünyacıların anlatılan hiçbir matematiksel kanıtı kabul etmemesi ve sonrasında da "bunların hiçbirine cevap veremiyorlar" demesi gibi görünüyor uzaktan bakınca ve diyor ki:


tam tersine, sen daha biz yazmadan bize sığır demişsin sayın yazar. o ne olacak?

#2494024 @meja
ben bu yarı cahile bir cevap yazacaktım. ilk iki sözcüğü yazdıktan sonra sildim. parmaklarımı nede yorayım dedim. sabrına hayran oldum. kutlarım.

#2493534
çünkü saçmalığa saçmalıkla cevap verilir. bir kere inanmasa bile düzgünce sorular sorulsaydı alacağı cevaplar çok daha tutarlı olacaktı. en azından insanlar biraz da araştırıp birşeyler yazmaya çalışacaktı. yazdıklarını okuyup anlamaya çalışmak bile bir işkence haline dönüşürken, ciddi ciddi mi yazılmış yoksa troll mü anlaşılmazken ve gerçekten verilecek cevapları bile takmayacağı belliyken neyin ciddi cevabını alacak.
sevgiler, saygılar, keyifli sözlükler.

dipnotu : meja hariç.

iki kere okudum anlamak için.

avam bir dil ile yazılmış safsatalar ile dolu bir yazı olmuş. cümle grupları arasında pek bir bağlantı olmadığından ana fikri anlayamadım doğrusu.

anladığım kadarıyla bu arkadaş türkiye'deki bilim insanlarını televizyondaki herbokolog zevatlardan ibaret sanıyor. belki biraz okursa ne demek istediğim anlaşılabilir.

cem sahtekarlığı diye okudum, dedim kendi kendime ulan ne sahtekarlığımı gördünüz şerefsizler diye. meğerse cern miş.