1.
1924 tarihinde doğmuş, ermeni kökenli fransız şarkıcı, söz yazarı, oyuncu. 2018'de hayatını kaybetmiştir. fransızların müslüm baba'sıdır.
şarkı
şarkı
devamını gör...
2.
la boheme, emmenez moi, she, hier encore, for me formidable gibi şarkıların sahibi. birçok filmde hatta ''up'' adlı animasyon filminde bay fredericsonun fransızca seslendirmesini yapmış , ermeni asıllı şarkıcı ,söz yazarı, oyuncu, diplomat. birçok ermeni vatandaşının ''soykırım'' iddilarının aksine iki ülke arasında daha ılımlı bir tavır takınmıştır.
devamını gör...
3.
charles aznavour'u iksv'nin çevrimiçi gösterimlerinde yayınladığı "le regard de charles", "charles'ın bakışı" filmi ile tanıdım. bu film, (bkz: edith piaf) 'ın 1948 yılında charles aznavour'a kamera hediye etmesiyle ortaya çıkıyor aslında. her gittiği yere kamerasını da götürüyor ve hayatı boyunca çektiği tüm kayıtları da saklıyor. 2018 yılında marc di domenico'dan kayıtları filme çevirmesini istiyor.
charles aznavour hakkında türk düşmanı gibi yorumlar yapılıyor ancak bu kimliklerin dışında bir ozan, bir düşünür olarak izlemek, dinlemek gerek bence. odaklandığı kareler, onları yorumlayışı, algılayışı, fikirleri hayranlık uyandırıcı. özellikle 1950'li yılların newyork, paris, hong kong görüntüleri muhteşem.
ama en çok etkileyen sevdiği kadınlar hakkında söyledikleri oldu.
ikinci eşi evelyne plessis ile ayrılma noktasına geldiği dönemi şöyle ifade ediyor;
kamera elimdeyken, yolun sonunun şimdiki zamana dönüşmesini sonra da geride kalmasını hissediyorum.
seni, bu ufalanıp giden şimdide seviyorum. ama seni o gün sevmek, seni sevmelerin sonbaharı şimdiden.
üçüncü ve son eşi ulla thorsell hakkında ise;
sen benim aynadaki aksimsin. benim sarışın yanımsın. benim zıttımsın ama beni tamamlıyorsun, dengimsin.
ben vezüv gibi kaynarken, sen bir iskandinav gölü gibi sakinsin.
ulla ve ben her yerde kök salmışız, her yerde köksüzüz. yabancı bir diyarda iki yabancıyız. işte kar beyazı teniyle tüm şehri aydınlatıyor.
ulla, izin ver uzanayım hayatına, sen de uzan benim hayatıma.
charles aznavour hakkında türk düşmanı gibi yorumlar yapılıyor ancak bu kimliklerin dışında bir ozan, bir düşünür olarak izlemek, dinlemek gerek bence. odaklandığı kareler, onları yorumlayışı, algılayışı, fikirleri hayranlık uyandırıcı. özellikle 1950'li yılların newyork, paris, hong kong görüntüleri muhteşem.
ama en çok etkileyen sevdiği kadınlar hakkında söyledikleri oldu.
ikinci eşi evelyne plessis ile ayrılma noktasına geldiği dönemi şöyle ifade ediyor;
kamera elimdeyken, yolun sonunun şimdiki zamana dönüşmesini sonra da geride kalmasını hissediyorum.
seni, bu ufalanıp giden şimdide seviyorum. ama seni o gün sevmek, seni sevmelerin sonbaharı şimdiden.
üçüncü ve son eşi ulla thorsell hakkında ise;
sen benim aynadaki aksimsin. benim sarışın yanımsın. benim zıttımsın ama beni tamamlıyorsun, dengimsin.
ben vezüv gibi kaynarken, sen bir iskandinav gölü gibi sakinsin.
ulla ve ben her yerde kök salmışız, her yerde köksüzüz. yabancı bir diyarda iki yabancıyız. işte kar beyazı teniyle tüm şehri aydınlatıyor.
ulla, izin ver uzanayım hayatına, sen de uzan benim hayatıma.
devamını gör...
4.
trt radyo 3 paris expresi programında gülay oktar arada bi bahseder kendisinden
devamını gör...
5.
devamını gör...
6.
7.
devamını gör...
8.
t'espero (feat. charles aznavour)
devamını gör...