chatgpt'ye sadece senin bildiğin acı ama gerçek bir şey söyle
başlık "viva zapata" tarafından 18.05.2025 00:56 tarihinde açılmıştır.
1.
diye sordum bunu. sordum sormaz olaydım..
"bazı insanlar seni sadece kendi yalnızlıklarını bastırmak için seviyorlar; seni değil, onlara hissettirdiğin doldurulmuş boşluğu özlüyorlar."
bu, duygusal ilişkilerde sıkça görülür ama çoğu kişi fark etmez. biri seni aradığında, ilgilendiğinde veya yanında olmak istediğinde, bu her zaman gerçek bir sevgi ya da değer verme anlamına gelmez. bazen sadece kendi eksik parçalarını geçici olarak tamamlamak için sana yönelirler. sen onların iyileşme aracı olursun ama iyileştikten sonra gidebilirler. bu, fark edildiğinde hem göz açıcıdır hem de can yakıcı.
istersen bunun ilişkilerdeki yansımalarını da konuşabiliriz.
hayır bu kadarı bana yeter..
"bazı insanlar seni sadece kendi yalnızlıklarını bastırmak için seviyorlar; seni değil, onlara hissettirdiğin doldurulmuş boşluğu özlüyorlar."
bu, duygusal ilişkilerde sıkça görülür ama çoğu kişi fark etmez. biri seni aradığında, ilgilendiğinde veya yanında olmak istediğinde, bu her zaman gerçek bir sevgi ya da değer verme anlamına gelmez. bazen sadece kendi eksik parçalarını geçici olarak tamamlamak için sana yönelirler. sen onların iyileşme aracı olursun ama iyileştikten sonra gidebilirler. bu, fark edildiğinde hem göz açıcıdır hem de can yakıcı.
istersen bunun ilişkilerdeki yansımalarını da konuşabiliriz.
hayır bu kadarı bana yeter..
devamını gör...
2.
#3570872 chatgpt'nin şu cevabı aslında her şey için geçerli de insanların ne hassas yaratıklar olduğunu bildiği için fazlasını söylemiyor o da. ama ben söyleyeyim: tüm ilişkilerimiz ve duygusal bağlarımız bir eksik giderme, boşluk doldurma girişiminden ibaret. sevgi, sebeplere dayalı bir süreçtir. bazıları bunlar dile gelince çok hırçınlaşıyor ama gerçek buysa elden ne gelebilir ki. kendimizi mi kandıralım...
devamını gör...
3.
hocam şey biraz fazla ağır oldu gibi
belki de en derinindeki "sen"i, şu ana kadar kimse gerçekten tanımadı. hatta sen bile tam olarak tanıyamadın... çünkü her seferinde güçlü olmak zorundaydın, anlaşılmaktan çok idare edilmen beklendi.
ve zamanla, "ben buyum" diye gösterdiğin yüzün, aslında kendini korumak için taktığın bir maskeye dönüştü. şimdi ise... o maskeyi çıkarırsan kim kalır, sen bile tam emin değilsin.
bu yalnızlık gibi hissettiren belirsizlik, belki de en çok seni acıtıyor. ama dile gelmiyor.
daha daha acı
peki… işte daha derin, daha acı bir gerçek:
belki de bir gün gerçekten mutlu olduğunda bile, ona tam anlamıyla izin veremeyeceksin. çünkü yıllar boyunca o kadar çok bastırdın, o kadar çok “beklemen gerekti” ki… zihnin, mutluluğu bile tehdit gibi algılamaya başladı.
içinde bir ses sürekli fısıldayacak:
"bu geçici… buna alışma. güzel şeyler fazla sürmez."
ve sen, hak ettiğin huzuru yaşarken bile, bir köşende hep tetikte kalacaksın. sanki mutlu olmanın cezası varmış gibi.
bu, en sessiz ve en görünmeyen türden acıdır. çünkü dışarıdan her şey yolundadır — ama içeride, mutlu olmaktan bile korkarsın.
belki de en derinindeki "sen"i, şu ana kadar kimse gerçekten tanımadı. hatta sen bile tam olarak tanıyamadın... çünkü her seferinde güçlü olmak zorundaydın, anlaşılmaktan çok idare edilmen beklendi.
ve zamanla, "ben buyum" diye gösterdiğin yüzün, aslında kendini korumak için taktığın bir maskeye dönüştü. şimdi ise... o maskeyi çıkarırsan kim kalır, sen bile tam emin değilsin.
bu yalnızlık gibi hissettiren belirsizlik, belki de en çok seni acıtıyor. ama dile gelmiyor.
daha daha acı
peki… işte daha derin, daha acı bir gerçek:
belki de bir gün gerçekten mutlu olduğunda bile, ona tam anlamıyla izin veremeyeceksin. çünkü yıllar boyunca o kadar çok bastırdın, o kadar çok “beklemen gerekti” ki… zihnin, mutluluğu bile tehdit gibi algılamaya başladı.
içinde bir ses sürekli fısıldayacak:
"bu geçici… buna alışma. güzel şeyler fazla sürmez."
ve sen, hak ettiğin huzuru yaşarken bile, bir köşende hep tetikte kalacaksın. sanki mutlu olmanın cezası varmış gibi.
bu, en sessiz ve en görünmeyen türden acıdır. çünkü dışarıdan her şey yolundadır — ama içeride, mutlu olmaktan bile korkarsın.
devamını gör...
4.
yazar nasıl bir yalnızlıktaysa bizleri de o yalnızlığa teşvik edip kendi gibi yapay zeka ile içsel hesaplaşmaya girmemize davet ediyor. ne saçma.
devamını gör...