chp'nin artık hdp ile birleşmesi gerekliliği

bu perde arkasında oynanan oyunlar atatürkçü chp seçmenini bıkkınlık seviyesine getirmiştir. mevcut chp'nin genel başkan yardımcısının başkan apo'nun heykelini dikeceğiz heykelini diyen kürt faşisti olması gerekirken, tüm demokratik teamüllere aykırı olarak içeride tutulması insan haklarına aykırı bir eylemdir.

terör sevivi bir partiyle, cumhuriyet halk partisinin birleşmesi dünyanın hangi ülkesinin hangi vatandaşına sorsanız en aptalca şeyi olduğunu söyler.

yakın zamanda gerçekleşmesini beklediğim birleşme.

ak parti'nin içinde güzel insanlar da var.. cidden bak..
benim hayatım, onlarla iletişim kurmakla geçmiştir. çok severler beni...
hangi çay ocağına takıldıklarını iyi bilirim, gider bulurum bir şekilde.
esnaflar zaten ekseriyetle ak partili... onlarla ayaküstü sohbet etmeyi de çok severim..
ve yukarıda söylediğim gibi, onlar da beni sever..

severler çünkü objektif konuşurum ben.
gerçekleri yamultmadan anlatırım. kelimelerimi de çok dikkatli seçerim... yarım saat konuşurum, ağzımdan "tayyip" kelimesi çıkmaz mesela.
mevzulara üst pencerelerden yaklaşma sanatı!
"ben sana tespiti yapıyor, çözümü de sunuyorum. nasıl yorumlayacağın sana kalmış" havasında, tamamen içten, ülkem insanlarının iyiliğini düşünen, kaliteli, keyifli sohbetler...

şimdi gelelim şu "hdp ile birleşme gerekliliği" mevzusuna...
1 yil öncesine kadar evet, sokakta böyle bir algı vardı.. ak partili vatandaşların dilinden düşmezdi. kendilerini birazcık köşeye sıkışmış hissettiklerinde, refleks olarak dillerinden dökülürdü çoğu zaman...
o tuşa basarlardı hemen, hiç düşünmeden..

fakat şimdi şu gün bakıyorum.. depremden sonra özellikle müthiş bir azalma var.. çıkmıyor artık ağızlardan, eskisi kadar yoğun şekilde o tarz klişe ifadeler...
pek tabii, modern tıbbın bütün imkanlarını kullansan yine de aydınlatamayacağın bir kesim var ve onlar, kullanmaya devam ediyorlar..
hiçbir zaman "bitmeyen" bir kesim bu, azalır, artar...
gazla çalışırlar!
net olacak bu gaz.. hemen kavrayabilecekleri, sade, basit ifadelerden oluşacak. o gazı iyi verirsen ve yedirirsen şayet, hemen senin yanına geçerler.

süleyman soylu iyi becerir mesela onlarla iletişim kurmayı.. sanatçı seviyesindedir hatta bu konuda.
süleyman soylu'yu siyaset sahnesinde var eden yegane unsur, o kitlenin varlığıdır...
son dönemde üzerlerine titrene titrene; normalde yüzde 10-15 arasında kalmaları gerekirken, 20'leri zorlar bir hale geldiler ve bu hiç iyi bir gelişme değil..

14 mayıs seçimleri ile birlikte zirve noktaya ulaşacağını düşünüyorum ben bu kesimin...
manipülasyona açık.. saf, kafalar temiz...
inatçı! zor insanlar...
sadece cahil demek yeterli değil.

ve şu da bir gerçek ki, ülke siyasi tarihinde hiçbir zaman bu seviyelere tekrar ulaşamayacaklar...

şimdi malumunuz, seçim dönemindeyiz..
tüm gaz vanaları, sonuna kadar açıldı!.
sadece ak parti'de de değil, tüm siyasi partiler için durum böyle...

daha durun bakalım... neler söylenecek neler...
şu deprem olayı bozdu aslında tayyip erdoğan'ın tüm planlarını..
o nedenle pek göremiyoruz son zamanlarda, o meşhur ayrıştırıcı beyanatları, çıkışları...

hal böyle olunca ne yapıyoruz?
"hdp ile chp'nin birleşmesi gerekliliği"ne geri dönüyoruz...

tuşu var onun.. panik tuşu gibi.

chp geç kaldı akapkk ile birleşmişlerdi.

nerenin trolüsünüz kardeş tanıyamadık? dedirten başlıktır. çok yaratıcı sahiden . “bayılıyorum bu iktidar yalakası tufeylilere. en küçük bir ar duyguları beş paralık haysiyetleri olmadığı için taraf olmanın dibine vurup milleti tarafsız olmamakla suçluyorlar. ulan sokaktaki aç köpek bile sizden bir milyon kat haysiyetli.”…

kılıçdaroğlu'nun bilinen demirtaş sevgisi vardır.
kürtçü y-chp lideri dersimli kemal'in selahattin demirtaş ve onun hdp'sine duyduğu sevgisi, herkes tarafından bilinen bir gerçektir; dolayısıyla y-chp'nin, hdp'yle birleşmesi gayet de doğaldır. zaten dersimli kemal'in y-chp'si, parti içindeki kürtçüler yüzünden iyice pkk'nın arka bahçesi oldu. y-chpkk

yapacağın algıyı ayrı, oslo'yu unutan hafızanı ayrı seni ayrı seveyim canım kardeşim dediğim boş beleş hede.

ban kendimi ülkücü , ulusalcı gibi ifadelerle tanımlamam ama hdp’nin varlığı , söylemleri, durduğu yer beni rahatsız ediyor.

hdp eğer pkk ile ilişkiliyse ve terörle ilgili eylemlerin odağıysa demokrasilerde partilerin temelli kapatılmasını desteklemeyen biri olsam da söz konusu partinin terörle ve şiddetle birlikte anılması durumunda kapatılması gerekir ve bu tartışma konusu yapılamaz.

kapatılma davası açılmış olabilir ama kapatılması için açılan davada ortaya konan iddialar kapatmaya yönelik bir karar çıkmasına imkan vermiyorsa o zaman kapatamazsınız.

hukuk devletinde hukuku siyasi bir sopa olarak kullanıp , hazineden alınan yardıma bloke koymak veya istediğim zaman kapatırım tehdidi ile sizi desteklemesi için bir partiyle pazarlık yürütemezsiniz.

hdp’yi dediğim gibi sevmiyorum ama 6,5 milyon seçmenin oyunu almış bir parti olarak hukuki gerekçeleri açıkça kaptılmasını gerektirmeden kapatamazsınız. demokratik ülkelerde böyle bir şey yoktur.

hdp bir dönem türkiye partisi olma iddiasıyla yola çıktı. daha sonra sivil siyasetin gelişmesini istemeyen “mihraklar” devreye girip bu süreci engellediler.

gün gelir devran döner ve terör örgütünün kürt siyasi hareketi üzerindeki vesayeti biterse hdp veya o gün hangi siyasi parti olarak devam ediyorsa umuyorum türk siyasetinin aktörlerinden biri haline gelir.

chp ile birleşir gibi senaryolar ortaya atarak burada altılı masayı illegal bir oluşum gibi gösterme çabalarını anlıyorum ancak çok daha önemli mevzular varken eski kavgaları bitirip baltaları gömmek gerekiyor.

seçimler bitsin ondan sonra tekrar baltalarımızı gömdüğümüz yerden çıkarıp kaldığımız yerden devam ederiz ama gün o gün değil.