1.
abdullah düğer tarafından çekilen ve senaryosu yazılan kısa film; 2018 yılında yayınlanmıştır.
bu kısa film tüm fedakâr köy öğretmenlerine adanmıştır.
köydeki bir okulda öğretmenlik yapan bir öğretmenin okulda yaşadığı zorluklar neticesinde en sonunda okulu terk etmeye karar vermesini ama daha sonra çocukların onu çok sevdiğini görüp kalmaya karar verişini konu ediniyor.
öğretmenlik çok büyük bir meslektir, öğrencileri arasında ayrımcılık yapmayan, öğrencilerini dövmeyen, öğrencilerini kendi çocuğu gibi seven her öğretmen iyi bir öğretmendir.
kısa film hakkında konuşmadan önce öğretmenlerimin benim için önemi hakkında konuşmam da mümkün.
öğretmen değilim ama olmak isterdim,
öğretmenlerimi hep çok sevdim ve benim hayatımda her zaman bir öğretmenden fazlasıydılar, bir anne, bir baba gibiydiler.
en son üniversitede bir hocamız vardı ve depremde bir anda yok oldu, artık yaşamıyor, öğrencileri olarak feleğimiz şaşsa da onun gibi bir öğretmenin öğrencileri olmakla kendimizi teselli ediyoruz.
konuyu çok dağıtmamak adına şimdi kısa filme geçiyorum.
bu kısa film de bana biraz eski zamanlarımı anımsattı, öğretmen öğrencileri için elinden geleni yapıyor, okul bahçesini çalı süpürgesiyle süpürüyor, odun getirip soba yakıyor, fermuarı bozulan çantaları onarıyor.
bir gün sobayı yakacağı sırada elini yakıp istifa etmeye karar veriyor.
sınıfa anahtarı almak için geri döndüğünde çocukların o gitmesin diye sobayı yaktıklarını görüyor ve duygulanıyor.
kalmaya karar veriyor, aslında gerçekten gitmeye karar vermemişti zaten, yalnızca eli yandı diye can acısıyla ortamı terk etmek istemişti hepsi bu.
öğretmenlerimizin kıymetini yaşarken bilelim ve bize bir şey öğreten, bizde iz bırakan herkesin aslında öğretmen niteliğinde olduğunu unutmayalım.
bu kısa film tüm fedakâr köy öğretmenlerine adanmıştır.
köydeki bir okulda öğretmenlik yapan bir öğretmenin okulda yaşadığı zorluklar neticesinde en sonunda okulu terk etmeye karar vermesini ama daha sonra çocukların onu çok sevdiğini görüp kalmaya karar verişini konu ediniyor.
öğretmenlik çok büyük bir meslektir, öğrencileri arasında ayrımcılık yapmayan, öğrencilerini dövmeyen, öğrencilerini kendi çocuğu gibi seven her öğretmen iyi bir öğretmendir.
kısa film hakkında konuşmadan önce öğretmenlerimin benim için önemi hakkında konuşmam da mümkün.
öğretmen değilim ama olmak isterdim,
öğretmenlerimi hep çok sevdim ve benim hayatımda her zaman bir öğretmenden fazlasıydılar, bir anne, bir baba gibiydiler.
en son üniversitede bir hocamız vardı ve depremde bir anda yok oldu, artık yaşamıyor, öğrencileri olarak feleğimiz şaşsa da onun gibi bir öğretmenin öğrencileri olmakla kendimizi teselli ediyoruz.
konuyu çok dağıtmamak adına şimdi kısa filme geçiyorum.
bu kısa film de bana biraz eski zamanlarımı anımsattı, öğretmen öğrencileri için elinden geleni yapıyor, okul bahçesini çalı süpürgesiyle süpürüyor, odun getirip soba yakıyor, fermuarı bozulan çantaları onarıyor.
bir gün sobayı yakacağı sırada elini yakıp istifa etmeye karar veriyor.
sınıfa anahtarı almak için geri döndüğünde çocukların o gitmesin diye sobayı yaktıklarını görüyor ve duygulanıyor.
kalmaya karar veriyor, aslında gerçekten gitmeye karar vermemişti zaten, yalnızca eli yandı diye can acısıyla ortamı terk etmek istemişti hepsi bu.
öğretmenlerimizin kıymetini yaşarken bilelim ve bize bir şey öğreten, bizde iz bırakan herkesin aslında öğretmen niteliğinde olduğunu unutmayalım.
devamını gör...