1.
saray beşiktaş'ta bulunmaktadır. bugünkü hâline gelene kadar birçok defa yıktırılıp yeniden yaptırılmış.
damat ibrahim paşa tarafından yaptırıldığı dönemde (17. yüzyıl sonlarına doğru) kendisinin burada sürekli eğlence tertip etmesinden ve geceleri burada yanan kandillerden dolayı farsça "ışık" anlamına gelen "çırağan" adıyla anılmıştır.
saray ıı. mahmut döneminde yanındaki mescidin, beşiktaş mevlevihanesinin yıktırılıp arsalarının saraya nakledilmesiyle daha geniş bir alana yeniden inşa edilir. öyle ki mevlevihanenin içinde bulunan mezarlar sarayın zemin katında inşasından sonra da durmaktadır.
saray en son hâlini abdülaziz döneminde almıştır. mimarları olarak balyanlar gösterilmektedir. fakat benim araştırmalarımdan elde ettiğim bilgilere göre balyanlar sanılanın aksine mimar değil müteahhitlerdir (ayrı bir başlık konusu olur).
sultan v. murad burada kalırken delirmiştir. halkta, mevlevihanenin yıkılıp yerine saray yapılmasının uğursuzluk getirdiğine dair söylenceler vardır.
1910 yılında meclis-i mebusan binasıyken büyük bir yangın geçirir.
günümüzde saray otel olarak kullanılmaktadır. içerisine ziyaret amacıyla giriliyor mu bilmiyorum, bilenler aydınlatabilir.
1950'lerde çekilmiş bir fotoğrafta görmüştüm sanırım, mezar sandukaları hâlâ duruyordu sarayın zemin katında. şimdi duruyo mudur, bilemem.
işin ilginç kısmı müslüman geçinen padişahların şatafat için, şaşaa için mescidi, mevlevihaneyi yıktırıp yerine kendilerine daha kocaman saraylar yaptırmaları. bu uygulamanın benzerlerini günümüzde de hâlâ görüyoruz maalesef.
damat ibrahim paşa tarafından yaptırıldığı dönemde (17. yüzyıl sonlarına doğru) kendisinin burada sürekli eğlence tertip etmesinden ve geceleri burada yanan kandillerden dolayı farsça "ışık" anlamına gelen "çırağan" adıyla anılmıştır.
saray ıı. mahmut döneminde yanındaki mescidin, beşiktaş mevlevihanesinin yıktırılıp arsalarının saraya nakledilmesiyle daha geniş bir alana yeniden inşa edilir. öyle ki mevlevihanenin içinde bulunan mezarlar sarayın zemin katında inşasından sonra da durmaktadır.
saray en son hâlini abdülaziz döneminde almıştır. mimarları olarak balyanlar gösterilmektedir. fakat benim araştırmalarımdan elde ettiğim bilgilere göre balyanlar sanılanın aksine mimar değil müteahhitlerdir (ayrı bir başlık konusu olur).
sultan v. murad burada kalırken delirmiştir. halkta, mevlevihanenin yıkılıp yerine saray yapılmasının uğursuzluk getirdiğine dair söylenceler vardır.
1910 yılında meclis-i mebusan binasıyken büyük bir yangın geçirir.
günümüzde saray otel olarak kullanılmaktadır. içerisine ziyaret amacıyla giriliyor mu bilmiyorum, bilenler aydınlatabilir.
1950'lerde çekilmiş bir fotoğrafta görmüştüm sanırım, mezar sandukaları hâlâ duruyordu sarayın zemin katında. şimdi duruyo mudur, bilemem.
işin ilginç kısmı müslüman geçinen padişahların şatafat için, şaşaa için mescidi, mevlevihaneyi yıktırıp yerine kendilerine daha kocaman saraylar yaptırmaları. bu uygulamanın benzerlerini günümüzde de hâlâ görüyoruz maalesef.
devamını gör...