1.
antik roma yıllarından bu yana kullanılan bir tekniktir. hatırlamak istediğiniz bilgileri hayal ettiğiniz saraya , eve , kulübeye , mutfağa , sokağa özellikle iyi bildiğiniz bir yere yerleştirmektir. geliştirilir ise çok büyük faydalarını göreceğimiz tekniktir. herifin biri bu tekniği kullanarak 2808 adet iskambil kağıdını sırayla saymayı başarmıştır. sherlock dizisinden aşina olduğumuz bir tekniktir. ayrıca hannibal kitabında amcamız öldürdüğü cinayetlerini unutmamak için isimleri hafıza sarayına kaydediyor. peki biz nasıl yapacağız bu hafıza sarayını diye soracak olursanız hemen izah edeyim.
1-mekan seçiyoruz (iyi bildiğimiz bir mekan)
2-seçtiğimiz mekanın ayırt edici yerlerini seçiyoruz
3- mekanı zihnimize yerleştiriyoruz her detayıyla zihnimize yerleştirmemiz lazım
4- sarayını sık sık ziyaret et pratik yap hatırlamak istediğin detayların üstünden geç
not: ders görüyorum faydalanan dostlar olacaktır mutlaka diye yazıyorum. bilgisi olan yazarlar tanım girerse mutlu olurum.
1-mekan seçiyoruz (iyi bildiğimiz bir mekan)
2-seçtiğimiz mekanın ayırt edici yerlerini seçiyoruz
3- mekanı zihnimize yerleştiriyoruz her detayıyla zihnimize yerleştirmemiz lazım
4- sarayını sık sık ziyaret et pratik yap hatırlamak istediğin detayların üstünden geç
not: ders görüyorum faydalanan dostlar olacaktır mutlaka diye yazıyorum. bilgisi olan yazarlar tanım girerse mutlu olurum.
devamını gör...
2.
(bkz: sherlock)
devamını gör...
3.
zamanında sözel sınavlara hazırlanırken uyguluyordum, iyi notlar almıştım.
devamını gör...
4.
bilinen tarihi antik yunan dönemine kadar izlenebilen, loci metodu olarak da bilinen, bilgiyi depolayıp, gerektiğinde geri çağırmak ve doğru kullanmak için geliştirilen bir hafıza tekniği. bilgiyi depolama alanı olarak kullanacağınız hayali bir kütüphane yaratmak gibi de düşünülebilir. kütüphane benzetmesini anlamlı buluyorum zira bir metafordan ziyade tekniği neredeyse her aşamasıyla somutlaştırıp netleyen özet bir tarif diyebiliriz.
zira, bilgiyi zihne gelişi güzel tıka basa doldurmaktansa, seçe eleye ve en önemlisi sınıflayarak yerleştirmeyi öğrenmek bu tekniğin en temel aşamalarından biri. başlangıç aşamasında seçeceğiniz yer mekan en önemli unsurmuş gibi tınlasa da tekniği öğrendikten sonra bu mekanın genişleyebilirliği, eklemlenebilirliği esasında zihninizdeki depo alanının bir kas gibi geliştirilebilirliği söz konusu.
asıl mesele bilgiyi sınıflamayı öğrenmek çünkü,
tekniğin amacı bilgiyi depolamak değil, bilgiyi daha sonra kullanmak için depolamak. bir kütüphanede yolunuzu bulmak için en azından temel seviye düzeyinde dewey ondalık sistemi ya da diğer bir adıyla dewey onlu sınıflama sistemi biliyor olmanız gerekir. yoksa raflar ve kitap sırtlarında size yol göstermek için var olan etiketler kafanızı karıştırmaktan başka bir işe yaramaz ve bir kaosun içinde bulursunuz kendinizi. hafıza da bu yönüyle kaotik bir çağrışım sistemiyle gelişi güzel yerleşmiş türlü bilgiyle dolar hayat boyu. oysa rastlantısal bir çağrışım sistemi değildir o, bilinçaltınızın sizin için oluşturduğu bir kodlama sistemidir. tekniği öğrenmeye başladığınızda kendinize hafıza sarayı diye seçtiğiniz mekanın bu çağrışımlarla size oynayacağı oyunlar komik ve sürükleyici olabildiği gibi psikolojiyi alt üst eden bir serüvene de dönüşebilir. tüm bu çetrefiller aşıldıktan sonra -gözünüzde büyütmeye gerek yok yahu yaptıkça oluyor- ister kendi hazır kod sisteminize uyumlanabilir -çok zaman alır bence, tüm kodları çağırmak yıllar alabilir- isterseniz yeni bir kodlama sistemi ve el yordamıyla kendi zihninizde yollar bulabilirsiniz.
az ve kolay bilgilerle başlamanızı öneririm. mekanda göz önünde olan şeyleri depo olarak kullanın başlarda, geliştikçe detaylı eklemelerle depo alanınızı genişletebilirsiniz.
dev alanlara ihtiyacınız olacağını sanmıyorum, her detayını bildiğiniz bir odanın size sunabileceği depo alanları gerçekten çok zengin olabiliyor. bu mekanı kendiniz kurgulayabileceğiniz gibi geçmişinizden bir yer, çocukluk odanız, yaşadığınız bir ev, ya da çok iyi bildiğiniz bir sokak mahalle şehri bile seçebilirsiniz. ben küçük başlayıp yavaş yavaş ilerlemekte fayda görüyorum ama bu bir tercih elbette, hayal gücünün sınırı yok.
loci tekniği ya da bilinen adıyla hafıza sarayı insanın kendi kendine rahatlıkla öğrenebileceği bir teknik. metodu öğretmek ve siz süreçleri deneyimlerken rehberlik etmek üzere yazılmış çok iyi kitaplar var, ben hiç kötüsüne denk gelmedim açıkçası. çok nesnel bir teknik olmakla birlikte öğrenimi çok öznel bir süreç olduğundan dolayı her kitap başka bir virgül başka bir sayfa başka bir fikir başka bir dille yeni bir yol açabiliyor. cümlenin ögeleri yer değiştirdiğinde bile insan kendi süreciyle ilgili aydınlanma yaşıyor. üşenmeyip araştırmak faydalı olacaktır.
zira, bilgiyi zihne gelişi güzel tıka basa doldurmaktansa, seçe eleye ve en önemlisi sınıflayarak yerleştirmeyi öğrenmek bu tekniğin en temel aşamalarından biri. başlangıç aşamasında seçeceğiniz yer mekan en önemli unsurmuş gibi tınlasa da tekniği öğrendikten sonra bu mekanın genişleyebilirliği, eklemlenebilirliği esasında zihninizdeki depo alanının bir kas gibi geliştirilebilirliği söz konusu.
asıl mesele bilgiyi sınıflamayı öğrenmek çünkü,
tekniğin amacı bilgiyi depolamak değil, bilgiyi daha sonra kullanmak için depolamak. bir kütüphanede yolunuzu bulmak için en azından temel seviye düzeyinde dewey ondalık sistemi ya da diğer bir adıyla dewey onlu sınıflama sistemi biliyor olmanız gerekir. yoksa raflar ve kitap sırtlarında size yol göstermek için var olan etiketler kafanızı karıştırmaktan başka bir işe yaramaz ve bir kaosun içinde bulursunuz kendinizi. hafıza da bu yönüyle kaotik bir çağrışım sistemiyle gelişi güzel yerleşmiş türlü bilgiyle dolar hayat boyu. oysa rastlantısal bir çağrışım sistemi değildir o, bilinçaltınızın sizin için oluşturduğu bir kodlama sistemidir. tekniği öğrenmeye başladığınızda kendinize hafıza sarayı diye seçtiğiniz mekanın bu çağrışımlarla size oynayacağı oyunlar komik ve sürükleyici olabildiği gibi psikolojiyi alt üst eden bir serüvene de dönüşebilir. tüm bu çetrefiller aşıldıktan sonra -gözünüzde büyütmeye gerek yok yahu yaptıkça oluyor- ister kendi hazır kod sisteminize uyumlanabilir -çok zaman alır bence, tüm kodları çağırmak yıllar alabilir- isterseniz yeni bir kodlama sistemi ve el yordamıyla kendi zihninizde yollar bulabilirsiniz.
az ve kolay bilgilerle başlamanızı öneririm. mekanda göz önünde olan şeyleri depo olarak kullanın başlarda, geliştikçe detaylı eklemelerle depo alanınızı genişletebilirsiniz.
dev alanlara ihtiyacınız olacağını sanmıyorum, her detayını bildiğiniz bir odanın size sunabileceği depo alanları gerçekten çok zengin olabiliyor. bu mekanı kendiniz kurgulayabileceğiniz gibi geçmişinizden bir yer, çocukluk odanız, yaşadığınız bir ev, ya da çok iyi bildiğiniz bir sokak mahalle şehri bile seçebilirsiniz. ben küçük başlayıp yavaş yavaş ilerlemekte fayda görüyorum ama bu bir tercih elbette, hayal gücünün sınırı yok.
loci tekniği ya da bilinen adıyla hafıza sarayı insanın kendi kendine rahatlıkla öğrenebileceği bir teknik. metodu öğretmek ve siz süreçleri deneyimlerken rehberlik etmek üzere yazılmış çok iyi kitaplar var, ben hiç kötüsüne denk gelmedim açıkçası. çok nesnel bir teknik olmakla birlikte öğrenimi çok öznel bir süreç olduğundan dolayı her kitap başka bir virgül başka bir sayfa başka bir fikir başka bir dille yeni bir yol açabiliyor. cümlenin ögeleri yer değiştirdiğinde bile insan kendi süreciyle ilgili aydınlanma yaşıyor. üşenmeyip araştırmak faydalı olacaktır.
devamını gör...
5.
(bkz: james moriarty)
devamını gör...
"hafıza sarayı" ile benzer başlıklar
hafıza
12