çok konuşan akraba

maruzlara gelmektir.

umursamaya değmeyecek boş boğazlı aptal akrabadır.
uzak durulması gerekir.

susarsa cahil olduğu belli olacak diye. konuşur durur.
ama kim dinler, einstein'in suskunluğuna , akrabalarımın saçma nutukları göz kırpmadan feda edilir.

kemoterapi tedavisi olmayan akraba türlerindendir.

hatcik teyze. kadın kabus gibi. bir dedikodu ona ulaşır ama asla aynı şekilde çıkmaz. dünyanın en tehlikeli teyzesi. korkutucu mavi gözleri ile sizi hipnotize eder. ayrıca kesintisiz bir konuşma huyu var. o telefon asla kapanmaz.

annemin böyle bir akrabası vardı. ben küçükken bu teyzeyle telefonda konuşmadan önce beni tembihlerdi, işaret yaptığında tuvaletten ''anneeeee bittiiii'' diye bağırmam için. sonra teyzeye ''bizim küçük kız tuvaletteydi, bağırıyor şimdi çok öpüyorum görüşürüz.'' gibi bir şeyler söyleyip telefonu kapatırdı.

benimle akraba olanlar için ben. moda, dizi, spor, politika, okul, kitap her konuda konuşup kafa şişiren akraba kişisi olarak bir yerlerde yaykadını abla/teyze olarak, adım yazılmamıştır inşallah.

çocuklarıyla kıyaslar,kaşına gözüne takılır,kılığına kıyafetine çamur atar,bunaltır,yorar,kulak tırmalar o yüzden uzaklaşılması gerekendir hayrlı birşeyleri görülmez.

cok konusan insanin kan bagi olani hic cekilmiyo cidden.

"hoşgeldiniz" dediğiniz anda sizi esir alan kişidir.

nasılsın yenge? diyerek bir anlık gafletle halini hatrını sorduğunuzda, kızılderililere kadar gidip ordan dönüp "sen napıyon evlendin mi?" diye soracak kadar çenesi kuvvetli bir insan. neyse ki salgın var da görmüyorum.

ben daha önce hiç az konuşan akraba görmedim.

dinlemek için büyük çaba gösteriyorum.
gerçekten.
ama ses tonu o kadar sabit ki. cümleler arasında nokta dahi yok. bir de müthiş bir hızla konuşmasına rağmen artikülasyon bozukluğu da yok. kelimeleri çok net telaffuz ediyor.
bir noktada söylediklerini kaçırıp zihnimin derinlerine doğru bir yolculuğa çıkıyorum. hipnoz ediyor.
ne dediğini bilmiyorum ama en doğru zamanda başımı sallıyorum hafifçe, onaylıyorum. cesaret bulup daha hızlı anlatıyor.
tek problem, soru sorduğu ve benim yine başımı sallayıp gülümsediğim anlarda ortaya çıkıyor. yüz şeklinden soru sorduğunu anlıyorum. ama çok geç. ben o sırada çocukluğuma kadar inmişim.
yapılacak tek bir şey var!

"ehehe bilmiyorum ki yenge."

okuya okuya bitiremedin sen de okulu, nezaman çalışıp evine para getireceksin diye kafamı şişiren organizma

geneline enişte denilen , dur durak bilmeyen konu ve maceraların insanıdır.

kendisinin her şeyi en iyi ve en güzel yaptığı ama başkalarının hep beceriksiz olduğunu çeşitli yöntemlerle sürekli dile getiren insan türü.

insanın kendi soyuna sopuna saydırmasına sebep olan, büyük tehlike arz eden canlıdır

bir çok konuşan var bir de sadece kendi konuşmayı seven var ve en fenası da bağırarak konuşanı.

her ailede kafaya reset niyetine bi tane numune bulunur.
fazla maruziyet, toksik etki yaratabilir, klinik deneylerle kanıtlanmıştır.