demokratik bir toplumda andımız olmaz

deva partili mustafa yeneroğlu'nun andımız ile igili tweetinden bir cümle.
bu köprünün altından daha çok su akacağa benziyor.
-->

edit: düzeltme

laf etti balkabaa koy tabağa göm sabaha.. cinsinden bir söylemdir. deva parti de içindekiler de akp mantalitesinden hiç uzak olmayan aynı dincinin laciverti olan beyfendilerdir.

rahatsız olunan sadece türk kelimesi mi yoksa milyonlarca öğrencinin her gün doğruyum, çalışkanım diyerek bunu kafalarına kazımaları mı?

türkiye cumhuriyeti anayasası

66. madde
ı. türk vatandaşlığı
türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türktür.

bu herif de aynı bana benziyo her şeyi eleştiriyo. nesin baba sen namık kemal falan mı..

kendisi insan haklarında hassas birisidir
çeşitli görevlerde de yer almıştır
böyle düşünmesi çok normal
farklı düşünmeye saygı duymamız lazım

andımız evet çağ dışı, kuzey kore vari bir uygulama doğru da kaldırılmasının sebebi demokratikleşmek falan değil düpedüz vatan, millet düşmanlığıdır. ayasofyayı cami yapan, dindar ve kindar nesil yetiştirenler kalkıp bir de demokratikleşme diyor ama yemezler kardeş. o devran dönünce siyasal islam tarihin çöplüğünde yerini alacak.

çağdışı meselesine bir girilirse islamcılar işin içinden çıkamaz söyleyelim.

bu siyasal islam zırvasını bilin bakalım kim haklı buldu farklı mecralarda. evet zevzek kürtçüler ve ılık mabatlı cihangir solcuları.

hedefim cumhuriyet ama araya demokrasi serpiştirerek yutturayım kafasıdır bu.

neden ağzınızdan bir gün olsun cumhuriyet sözcüğünü işitemiyoruz da demokrasi konusunda her fırsatta döktürüyorsunuz azizim? ha doğru yaa şimdi hatırladım bak. ona da "vesayet" diyordunuz sinsi sinsi.

andımızın kaldırıldığı 2013 senesinde, ileri demokrasi ninnileri çığırarak o beğenmediğin "otoriter toplum düzenini yani vesayeti" yıkmaya talip olanların ülkeyi getirdiği nihai nokta ise pek demokratik oldu hakikaten: iki sene ohal!

andımızı da kaldırmışlardı halbuseki. herrrrkes makbul idi falan. ohal de nereden çıktı ki baştan ayağa demokrasiye boyanmış bu ileri demokrasi toplumunda?

ek: tüm çocuklar "doğuştan müslüman kabul edilir" derken hayat ne güzel. ne demokratik değil mi musti!

bozuk saatler bile nadiren doğruyu gösterebilir,

ant içme uygulamasının mantıksızlığını 1. sınıfta kavramıştım, kavramak için yüksek akıl sahibi olmaya gerek yok.

bir gün tören sırasında yanıma esmer/koyu tenli en sevdiğim arkadaşlarımdan biri geldi, andı değiştirerek dalga geçiyordu türk yerinede kürt diyordu, o kalabalık gürültülü ortamda kimse fark etmiyor kendisi gülüyordu ben yanında olduğumdan duydum,


törenden sonra kızdım, -sen ne yapıyorsun? diye.

oda dedi ki; ben kürdüm

okulda türk olmayan başkalarınında olduğunu o zaman öğrenmiştim, bu olaydan sonra ant gözümde tamamen değersiz ve boş bir şey oldu hiç söylemedim sadece ağzımı oynattım.

ülkede 20 milyon kürt varken; bunların hepsine "ne mutlu türküm" dedirtmeye çalışırsanız bu ant dalga konusu olmaktan ileriye gidemez.

tüm türkiye vatandaşları türk'tür gibi bir hülyalara da dalarsanız, tek ırk oluşturma diğer ırkları silme yoluna gitmiş olursunuz ki bu katsayısı daha yüksek bir faşistliktir.

edit: bir yazar arkadaş ben kürt olsaydım kürdüm şeklinde okurdum demiş.
öne çıkıp herkesin onu tekrar edeceği öğrenci ne mutlu kürdüm diyene desinde silivride üşüsün. bu memleket insanların kürtçe konuşmasına izin verilmediği dönemleri gördü!

yapılsa nasıl sonuçlar doğuracağını düşünmeden, "yapardım" demesi kolay

katıldığım başlık.
ben bu adamın çıkışlarını beğeniyorum. ülkeye lazım olan yeni bir bakış
(bkz: dağ) filminin sonunda karakolun önünde yazan ne mutlu türküm diyene yazısı beni çok düşündürür.
bir insanın, içinde kendinin hiç bir gayreti olmayan ırkını başkalarının gözüne sokması, dağlara taşlara yazması,
bakın ben çok güzelim demek gibi geliyor. güzel olmak da allah vergisidir.
her sabah andımızı okuyarak okumak, bizim nesli ekstra başarılı, ekstra dürüst, ekstra saygılı yapmadı. sadece bazı milletleri incitti. ben o milletlerden değilim ama incindiklerini öteki olarak kaldıklarını gördüm.

demokratik toplumlarda her bireye eşit hak, gelişmiş insan hakları, fırsat eşitliği, halkın refah ve huzuru da olmalıdır ama biz bunları göremiyoruz. her şeyimiz düzgünde bir andımız mı demokratik toplum olmamızı bozuyor ? iktidarı da muhalefeti de aynı kafa bunların olan bizlere oluyor.

türküm, doğruyum, çalışkanım,- ilkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.- ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.- ey büyük atatürk!- açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.- varlığım türk varlığına armağan olsun.-ne mutlu türküm diyene

ben bir kürt olsaydım burada yazan "türküm" yerine "kürtüm" der ve yine de okurdum. küçükleri korumayı, büyükleri saymayı, yurdunu milletini çok sevmeyi, yükselmeyi, ileri gitmeyi öğütleyen bir ant neden rahatsız ediyor insanları. bunda dalga geçilecek ne var? ben anlamıyorum.

yüzyıllardır bu topraklarda yaşıyorsak, geçmişimiz, geleceğimizle birlikte bu topraklarda kök saldıysa öğütlenen ilke ve ülküler de bu toprakların insanlarına öğütlenmiştir.
insanlar kavramlara çok fazla takılıyor bence.
aidiyet nereye, neye olmalı? ya da neden olmalı? tüm dünyanın insanları bir avuç kemik biraz da kandan ibaretiz.
evimize sahip çıkalım yeter bence.

dinde zorlama olmaz, demokratik sistemlerde dileyen andırsın dilemeyen andırmasın.. muasır batı medeniyeti eğitim sisteminde benzeri olmayan zorunluluk, adamlar ay'a mars'a falan şaapmışlar.

hem daha önemli konular var, mesela kurulduğu günden bugüne (bkz: öğrenciye 12 senede ingilizce öğretemeyen sistem) in eleştirilmesi gerekir aslında.

ama 6 yaşından 21 yaşına kadar, benzeri tekerlemelerle insanların kafasına ideoloji enjekte etmek daha önemli.

türkiye gibi kozmopolit ülkede andımız gibi uygulamalar çok komik ve çok saçma.

doğru bir önermedir. fakat tartışırken konu sürekli farklı boyutlara kayıyor. derli toplu ele almak için maddelestirmeyi uygun gördüm.

andımız uygulaması:

1) anti demokratiktir. askeri nizama öykünmektir. bir takım değerleri her sabah propaganda yoluyla çocuklara aşılamaya çalışmaktır.

2) ayrımcıdır. ülkede herkesin türk olmadığı gibi her türk de türklüğü ile bu derece övünmemektedir. veya insanlar atatürk'ü her sabah uğrunda and içecek kadar her şeyiyle onaylamıyor olabilirler. doğruluk, çalışkanlık güzel de insanlar her zaman varlığını türk varlığına armağan etme fikrine o kadar da sıcak bakmıyor olabilirler.

3) çağ dışıdır. en doğru, en güzel, mükemmel fikir dahi olsa çocuklara birtakım değerler kazandırılacaksa bunun yöntemi eğitim felsefesine dahil edip müfredatta uygulamaktır.

4) faydasızdır. yıllarca okutulmasına rağmen ülkedeki doğruluk, çalışkanlık oranı, türklük ve atatürkçülük bilinci hedeflenen düzeyde artmamıștır.*


5) tartışılması esasında gereksizdir. çünkü ülkedeki eğitim, bilim, sanat vb politikaları göz önüne alındığında andımızın olması veya olmaması olumlu veya olumsuz bir etki yapmayacaktır. daha somutlaștırmak gerekirse, bugün andımız geri gelse ülkedeki eğitim sistemi bundan sonra laik, bilimsel, çağdaş olmayacaktır. aynı şekilde, andımız tamamen rafa kaldırıldığında ülke bundan sonra ultra süper ınanılmaz demokratik olacak diye bir şey yoktur.

haklı bir karardır, sonuçta türkiye'de sadece bir ırk bulunmuyor. ülkemizi bütün güzellikleriyle kucaklamamız gerek.

herkes bir şekilde ekmeğinin peşinde işte. kimi andımız olsun deyip onun destekçilerinden oy istiyor, kimi olmasın diyerek oy toplama peşinde.
peki andımız kaldırıldığından bugüne gerçekten demokratikleştik mi? peki.

ak parti hükümetinin yaptığı nadir doğrular biridir öğrenci andının kaldırılması. öğrenci andı 1930-40'lı yılların ürünüdür, o dönemlerde nazizm ve faşizmin yükselmesiyle dünyada böyle bi hava estiriliyordu, tabi dönemin türkiyesi de bundan payını aldı.

öğrenci andı tam olarak bu nazizmin ve faşizmin türkiye'deki tezahürlerinden biridir. bu ideolojiler bireyi ve bireysel düşünceyi yok ederek tamamen milletleşme ve toplumlaşmayı amaçlar, millet içindeki her parçayı önemsizleştirip robotlaşmış bir bütün oluştururlar, bu sayede öl deyince ölen, öldür deyince öldüren bir kitle ortaya çıkar kimse hiçbir şeyi sorgulayamaz, devlet baba ne derse haklı bulunur.

andımızda geçen "ilkem..... yurdumu milletimi -özümden- çok sevmektir."
"varlığım türk varlığına armağan olsun." gibi cümleler bireysel ve özgür düşünce için oldukça sakınca oluşturur. halbuki şu cümleyi kuran da atatürktür; "cumhuriyet sizden fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmenizi ister."

bu iki durum arasında çelişki var. konjonktürel bir çelişki mi yoksa fikir-uygulama çelişkisi mi bilemem ama bu çelişkinin geç de olsa ortadan kaldırılması ülkenin hayrınadır.

oldukça saçma bir düşüncedir. demokratiklik kavramı altında değerlerimizi yıpratma çabasıdır. istiklal marşı'mızda "kahraman ırkıma" ifadesi de mi antidemokratik bir ifade. bu da mı ırkçılık? "bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli" bu da mı antidemokratik? "türk silahlı kuvvetleri" burda da mı ırkçılık var? sadece bizi önemli değerlerimizden alıkoyma unutturma çabasıdır. "ne mutlu türküm diyene!"bu ayrıştırıcı değil birleştiricidir. bunun bilincini kavrayamış kişilerin vay haline:)