4-3-3 oynatan aykut yazar profili

denizli'deyiz, denizli'nin maçı var bursaspor'la. orta okuldayız o zaman, kale arkasına bilet aldık. bursaspor da düşme hattında. neyse biz oturduk maçı seyrediyoruz, öyle matah bir maç da değil zaten, bunlar başladılar bağırmaya 'bağırmayan taraftar s...sin gitsin' diye biz de diyoruz içimizden biz niye bağırıyoruz abi biz çocuğuz yahu. bağırmadık gerçi, bir şey de olmadı. öyle normal gittik maç bitince.

yani diyor ki 'ya sev ya terk et'. ben de diyorum ki illa terk mi etmemiz lazım, yok mu başka çaresi? illa gemilerin komple yakılması mı lazım? illa dibe vurmak mı lazım? illa illa.. bu örnekler çoğaltılabilir.

***

efendim hikayeyi bilirsiniz sinoplu diyojen bir gün dinlenirken yanına büyük iskender gelir. diyojen'in namını duymuştur, ona bir şeyler bahşetmek ister ve der ki 'dile benden ne dilersen'. diyojen de hepinizin bildiği o cevabı verir: gölge etme başka ihsan istemem. diyojen neredeyse hiçbir şeye kıymet vermeyen dünyayı ciddi manada umursamayan bir adam. e böyle bir adamın umurunda olur mu büyük iskender? olmamış tabii. iskender de demiş ki büyük iskender olmasaydım diyojen olurdum. diyojen'in korkusuzluğundan etkilenmiş. *

gel diyojen gel de ki o düşündüğün o üzüldüğün şeyler boş şeyler, gel birlikte dilenelim de. kendisi dilenmekte de bir beis görmezmiş. yaşamak için yemek yermiş zira. dolayısıyla karnını doyurmak için de dilenmekten rahatsızlık duymazmış. o kadar millet umurunda değil yani.

ne diyelim diyojen dünya sana güzelmiş, biz de sürünelim sözlük köşelerinde karalama defterlerinde..

bu da bir düşüncedir ve bushido felsefesine göre düşünce sizin düşmanınızdır. yani düşünmemeyi de düşünmemeniz gerekir. peki o kadar mühim şey varken nasıl düşünmeyelim diyorsunuz haklı olarak.

felsefeye göre etrafınızdaki olaylar, insanlar, yaşadıklarınız aslında o kadar önemli değil hatta siz bile o kadar önemli değilsiniz. çünkü önemli olan tek bir şey var o da yaşadığınız ân. diğer her şey sizi ândan uzaklaştırıyor dolayısıyla zaman kaybedip hata yapıyorsunuz.

düşünmek aynı zamanda zihninizi dolduruyor dolayısıyla yoruyor. kafanızda binlerce düşünce.. helak eder insanı.
nihayetinde her şey olacağına varıyor, sabahlara kadar düşünsen neyi değiştirebilirsin zaten? koca bir hiç. ha elinden bir şey geliyordur yaparsın. işte elinden geleni yaparken de sadece işine odaklanman lazım. bushidoca söylersek düşmanın kılıcını, düşmanı, kendi kılıcını, esen rüzgarı gibi gibi.. düşünmemen lazım.

insan zihni çok acayip, çok şaşırtıcı ve çok güçlü. tanım kümesine neyi koyarsanız görüntü kümesinde de ona göre bir şey çıkartıyor.

seveceksin köpekkk ya sa sevsene beni köpüüüşş..

sevmiyorum ulannn, var mı?
yok yok deme öyle, ayıp olur. zamanla alışır, hem anlar da belki.

aaa nerden çıkardın tatlım, tabii ki seviyorum.
hayır sevmiyorsun?
allah allah ne istiyon kızım sen, seviyoz dedik ya.
üff tamam be, salak

qhahahah seviyorum deeee...

çok seviyorum hem de çokkk.. *

öz değer yitimi. *

doğum günün kutlu olsun zippo..

yerimmm ahahahah

attila ilhan'ın meşhur şiirinin adı.

nedense hep bu söz tartışılıyor. söz güzel, etkili eyvallah. fakat bağlamından kopartılıyor sanki. devamına hemen 'çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili' dizesi getiriliyor.
hehe acımadı ki haala daha sevgiliyiz oğlum. aynen kanka sevgilisiniz. bekle birazdan gelir.

böyle düşünenler şiirin devamını okumuyor galiba,
mesela yalnızlığın anlatıldığı kısımdaki dizeler manidar.
tek başına özgürlük ne işe yarayacak
bir türlü çözemedikleri bu
ölü bir gezegenin
soğuk tenhalığına
benzemesin diye
özgürlük mutlaka paylaşılacak
suç ortağı bir sevgiliyle

aaa attila ilhan senin dillerin neler söylüyor. hani sevgiliydiniz ayrı da olsanız hani ayrılıklar da sevdaya dahildi.
bari unutup yeni sevgili yapsaydınız. çoğayıp kaptan. ne olacak yani aşkınız yanardağ gibiyse, en kötü mezara aşkınızla girerdiniz. unutana kadar bekleseydiniz ya.

üzülmeyin üzülmeyin aşkınız şiirin sonunda da devam ediyor.
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da
hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
hâlâ kıpkızıl gülümseyen
-sanki ateşten bir tebessüm-
zehir zemberek aşkımız

nihayetinde güzel şiir, çok kaptıramadım kendimi ama varsa taze ayrılan birileri okuyup üzülebilir.

ilk aklıma geleni de diyeyim de kalmasın içimde, ayrılık sevdaya dahil olsa ne olur olmasa ne olur?
pratikte bir şey değişiyor mu? hayır. eninde sonunda unutacak mısın? e bi zahmet. çöllere mi vuracaksın kendini? e vur.
vuranları görüyoruz başlıklarda, anca kendilerini yıpratıyorlar.

boş verin siz attila'yı. tarkan dinleyin. *

bir şeyler oluyor etrafımda ve ben etkisiz eleman gibiyim. şüpheler düşünceler gelip gidiyor.
garip bir dinginlik de var bir taraftan. ilk defa böyle hissediyorum. mantığımın sesi de az değil.
araftayım galiba.

acı veren şeyler öğretir sözünün sahibi.

ismail abi: mecnun oğlum adam lan demiyo lan la diyo la
mecnun: la diyo ne la
ismail abi: la diyo la la
behzat amir: la oğlum gelsene buraya gel gel gel la biz polisiz la gel..

lütfen dikkat edelim lan değil la, rica ediyorum.

biraz da siz tersten görün

kimseye ait olmayan bir yer

heheheh canımız cigerimiz iki gözümüzün çiçeği sözlük. dün neler oldu öyle ya akış aktı herkes bi heycanlandı falan.

ama artık bir kampanyamız var: normal sözlük'ün katline dur de, yiğidimiz elinden geleni yapıyor. ammaaa bilmediği ya da gözünden kaçırdığı bir şey var. malumunuz sözlüğümüzde #sözlük diye bir kategori sekme ne derseniz işte ondan var. bu da şu oluyor sözlükle ilgili başlıklar akışa düşünce oraya taşınıyor daha doğrusu taşınması gerekiyor.

dün ne oldu peki? sözlük yazarlarının fotoğrafları başlığı öylece durdu, hem de saatlerce. keza normal sözlük başlığı da akışa düşmezdi ama düştü. ben bu durumdan rahatsız değilim. elbette akış aksın sözlük içi reyting yükselsin. hiç problem değil.

fakat bu en başta tutarsızlık. modların da bu başlıkları görmeme ihtimali yok. bu başlıkların kategorilendirileceği aşikar. kaldı ki ben yazarlardan böyle bir talep geldiğini de hatırlamıyorum. nick altı başlıkları için ayrı sekme istemiştik sadece.

sözlük diye bir kategori varsa işletilmeli. duruma göre ya da başlığın çektiği ilgiye göre muamele olmamalı. buradan öyle gözüküyor zira. ya da kaldırılsın.

evet süngerbob çorabı giyen yiğit durumlar böyle. o senin rahatsız olduğun fotolar şunlar bunlar dün akıştan geçti gitti...

evvet arkadeşler süngerbob çorabı giyen yiğit'imizin önderliğinde normal sözlük'ün katillerine dur diyoruz hadi ordan diyoruz yallah cinler yallah kışkış cinler kışkış da diyoruz ahaahahaah.

uzun zamandır görmediğimiz tanımlarına hasret kaldığımız mutteşem yazarımızın kampanyasıdır.

yengeniz heyecanlı düştü
akşama ev var mı rüştü
yalnız içen varsa küstüm
eskiden ağlardım güldüm
şimdi sakallandım büyüdüm şeklinde devam eden çakal mahlaslı sanatçımızın imdat adlı şarkısında geçen güzel bir tamlamadır.

ahahahah bu şarkının başlığı nasıl olmaz yahuuu hele bu tamlamanın? sizi instagram tanrılarına havale ediyorum, pis cahiller.



ballı viski içen var mı la?

bu üretkenlikten ne anladığınıza bağlı. yazmaksa eğer üretkenlik, acısı her türlü daha çok ürettirir.
sonuçta en güçlü duygulardan biri. üretken yapar, evet.

bu arada acınıza da sevincinize de şekil verin öyle dümdüz yazmayın. ya da yazın bana ne.

av peşindeyiz