denetleme günü en ücra yere yollanan er
başlık "slife5r" tarafından 28.05.2025 10:43 tarihinde açılmıştır.
1.
denetlemeye gelecek olan paşanın önünde saçmalama ihtimali vardır. bu nedenle denetleme olacağı sabah, git filanca depoda nöbet tut derler bu askerlere. ki orada depo bile olmayabilir yani. komutanlar bu anlarda kendisini düşünür, riske girmez.
devamını gör...
2.
başlığı açan yazar arkadaşımın kalbimi kırdığı tanımdır.
darbe ummadığınız yerden gelince daha etkili oluyor sanırım. darbe sözcüğünü hiçbir art anlam taşımayan bir şekilde kullandım. askerlik anısı anlatacağım zaman böyle bir sözcükle başlamak beni de korkuttu açıkçası.
denetleme günü en ücra yere yollanan er değildim ben. yanlış anlaşılma olmasın. denetleme günü en ücra yere yollanan asteğmendim.
gemlik askeri veteriner okulunda geçirdiğim 11 ay boyunca hem edok denetlemesi hem de kara kuvvetleri denetlemesi geçirme şansına eriştiğim için ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. anlatayım.
edok denetlemesi çok sıradan geçti. ama kara kuvvetleri denetlemesi esnasında başıma gelmeyen kalmadı. en başta yapılan atış esnasında bana verdikleri silah daha ateş bile edemeden elimde parçalara ayrıldı. bir binbaşının silahıyla ateş etmek zorunda kaldım. ama ben mi silahı ateşledim o mu beni ateşledi hala süregiden bir tartışmadır.
bu atış skandalından sonra sıra şınav, mekik, pentatlon ve subay koşusu kısımları vardı. pentatlonda o tuhaf eğik duvara kadar geldim ama yukarı çıkacak gücü bulsam da aşağı inemedim. yaptığım sürenin çoğu bu duvarın üzerinde geçti.
şınav, mekik ve subay koşusuna sıra geldiğinde
komutan beni çağırıp o gün ve denetleme boyunca alay ve nizamiye nöbetçi subayı olduğumu söyledi. beni denetleme boyunca kimsenin uğramadığı yere attılar. keyifli bir denetleme geçirdiğimi düşünüyordum. ta ki bu başlığa denk gelene kadar.
darbe ummadığınız yerden gelince daha etkili oluyor sanırım. darbe sözcüğünü hiçbir art anlam taşımayan bir şekilde kullandım. askerlik anısı anlatacağım zaman böyle bir sözcükle başlamak beni de korkuttu açıkçası.
denetleme günü en ücra yere yollanan er değildim ben. yanlış anlaşılma olmasın. denetleme günü en ücra yere yollanan asteğmendim.
gemlik askeri veteriner okulunda geçirdiğim 11 ay boyunca hem edok denetlemesi hem de kara kuvvetleri denetlemesi geçirme şansına eriştiğim için ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. anlatayım.
edok denetlemesi çok sıradan geçti. ama kara kuvvetleri denetlemesi esnasında başıma gelmeyen kalmadı. en başta yapılan atış esnasında bana verdikleri silah daha ateş bile edemeden elimde parçalara ayrıldı. bir binbaşının silahıyla ateş etmek zorunda kaldım. ama ben mi silahı ateşledim o mu beni ateşledi hala süregiden bir tartışmadır.
bu atış skandalından sonra sıra şınav, mekik, pentatlon ve subay koşusu kısımları vardı. pentatlonda o tuhaf eğik duvara kadar geldim ama yukarı çıkacak gücü bulsam da aşağı inemedim. yaptığım sürenin çoğu bu duvarın üzerinde geçti.
şınav, mekik ve subay koşusuna sıra geldiğinde
komutan beni çağırıp o gün ve denetleme boyunca alay ve nizamiye nöbetçi subayı olduğumu söyledi. beni denetleme boyunca kimsenin uğramadığı yere attılar. keyifli bir denetleme geçirdiğimi düşünüyordum. ta ki bu başlığa denk gelene kadar.
devamını gör...
3.
benim o. depocuydum, denetlemeye kadar depoyu adam ettik. denetleme günü kendime nöbet yazdım nöbet sonrası da yandaki alaya gezmeye gittim.
devamını gör...
4.
keşke, ben olsaydım. ben askerdeyken ege ordu denetlemesine girdik. kısa dönemiz. acemiliği geçeli bir ay olmuş. asker olduğumuzu daha yeni idrak ediyor gibiyiz. tüfekle hareketler, tüfeksiz hareketler, türlü gerginlikler. ortalık yıkılıyor. ben de ufak tefek biriyim. o zaman 23 yaşındayım. sakallarım bile tam çıkmamış. iki günde bir tıraş oluyorum. ne kadar çıkmadığını öyle anlayın. sakal olmayınca zaten 16 falan gösteriyorum.
denetleme günü geldi. komutanlarda bi sıkıntılar olmuş. şimdi, anlatıp da durduk yere çeşitli suçlar işlemeyeyim. belli olmaz, gizli bilgidir, bir şeydir.
neyse, o gün kim geldiyse artık, hatırlamıyorum. omzunda galaksi olanlardan biriydi. en azından, insanların korkusu o seviyedeydi. dizdiler bizi sıraya. bölüğün umudu olarak biz kalmışız. okumuş çocuklar ortalığı toparlarlar. atışlarda, koşularda falan da, bizden önceki tecrübeli kısa dönem askerler şov yapmış. denetlemeye gelen rütbeli bize çeşitli sorular soruyor.
sen dedi bana. "buyur canım" dedim.*. "ne kadar tatlı şeysin sen" dedi. şaka lan şaka. en tıfıl beni gördüğü için, bu biliyorsa diğerleri de iyidir diye beni seçti herhalde. solunumu, oksijenin önemini falan anlattırdı bana yanlış hatırlamıyorsam. okuldan yeni çıkmış olmanın gazıyla cayır cayır anlatıyordum ki, hakan yavaş ciğerimi söktün dedi. sustum ondan sonra. başka da, bir şey sormadı kimseye zaten. biz en azından iyi şekilde sıramızı savmış olduk.
ben de isterdim, beni boş bir yere nöbete göndersinler. bütün gün oturayım orada. mis gibi iş vallahi.
denetleme günü geldi. komutanlarda bi sıkıntılar olmuş. şimdi, anlatıp da durduk yere çeşitli suçlar işlemeyeyim. belli olmaz, gizli bilgidir, bir şeydir.
neyse, o gün kim geldiyse artık, hatırlamıyorum. omzunda galaksi olanlardan biriydi. en azından, insanların korkusu o seviyedeydi. dizdiler bizi sıraya. bölüğün umudu olarak biz kalmışız. okumuş çocuklar ortalığı toparlarlar. atışlarda, koşularda falan da, bizden önceki tecrübeli kısa dönem askerler şov yapmış. denetlemeye gelen rütbeli bize çeşitli sorular soruyor.
sen dedi bana. "buyur canım" dedim.*. "ne kadar tatlı şeysin sen" dedi. şaka lan şaka. en tıfıl beni gördüğü için, bu biliyorsa diğerleri de iyidir diye beni seçti herhalde. solunumu, oksijenin önemini falan anlattırdı bana yanlış hatırlamıyorsam. okuldan yeni çıkmış olmanın gazıyla cayır cayır anlatıyordum ki, hakan yavaş ciğerimi söktün dedi. sustum ondan sonra. başka da, bir şey sormadı kimseye zaten. biz en azından iyi şekilde sıramızı savmış olduk.
ben de isterdim, beni boş bir yere nöbete göndersinler. bütün gün oturayım orada. mis gibi iş vallahi.
devamını gör...
5.
köpekler ve boşta gezen erlere uygulanan tarife.
devamını gör...