deneyimleme'den sonrasını okumamak

çok az kelime vardır ki içinde bulunduğu cümleye bunun kadar samimiyetsizlik katsın. evrene pozitifler gönderen kişilerin sıklıkla kullanarak dilimize kattığı, kendi benliğine dönmek isteyenlerin anahtar kelime olarak benimsediği "deneyimleme"; önemini vurgulamak istediği kelimeyi söylerken iki elinin işaret ve orta parmaklarıyla tırnak işareti yapan insan antipatisi uyandırıyor bende.

üzerime gelmeyin gerginim!

tanım: cümle içinde deneyimleme görünce koşarak uzaklaşmaktır.

okumlamamayı deneyimleme tercihine saygı duyduğum yazar bireyin yaşadığı durum.

"somatic experiencing" yani somatik deneyimleme yaklaşımının türkiye'de yaygınlaşması ile birlikte sıkça duymaya başladığımız "deneyimleme" kelimesini itici bulma durumu. çeviri kokan bir kelime gibi duruyor ama biraz da çevirmenleri düşünün yahu*, "somatik tecrübe" diye çevirse, hiç kimse dönüp de bu yaklaşımı araştırmaya yeltenmez bile...

benim için bu durum havalı görünmek amacıyla söylenmiş ingilizce sözcüklerden sonra oluyor. ''presentabıl, vibe, triggerlanmak, bullylemek, okey...'' gibi sözcüklerden sonra konuşan kişinin muhabbetini dinlemek eskisi kadar çekici gelmiyor o kişi dünya iyisi bile olsa. dilimize, kültürümüze bu kadar umursamaz olmamız gelecek adına umut kırıcı oluyor. istiyorum ki her sözcük olabilecek en türkçe şekliyle söylensin. kendimi en milliyetçi hissettiğim konu bu.