orijinal adı: пегий пес бегущий по краям моря
yazar: cengiz aytmatov
yayım yılı: 1977
deniz kıyısında yaşayan ve nesiller boyu avcılıkla geçinen kabilenin erkek çocuğu kriski, avcılığı öğrenebilmek amacıyla babası ve babasının iki arkadaşıyla birlikte denize açılır lakin işler istenildiği gibi gitmez.
yazar: cengiz aytmatov
yayım yılı: 1977
deniz kıyısında yaşayan ve nesiller boyu avcılıkla geçinen kabilenin erkek çocuğu kriski, avcılığı öğrenebilmek amacıyla babası ve babasının iki arkadaşıyla birlikte denize açılır lakin işler istenildiği gibi gitmez.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "eyisa" tarafından 11.01.2021 23:32 tarihinde açılmıştır.
1.
sürükleyici anlatımıyla bir solukta okunabilecek cengiz aytmatov romanı. eser küçük kirisk'in ilk av macerasını açlık, susuzluk, fedakarlık ve ölümün pençesinde hayal- gerçek karışımıyla yaşatıyor. kırgız efsanelerinden dişi ördek lura'nın yeryüzünü var ediş anlatısı ve şamanizm esintileri kitabın yan anlatımlarıdır.
devamını gör...
2.
cengiz aytmatov'un bir solukta okuyacağınız, hayatta kalma mücadelesini anlattığı öyküsüdür. uzun bir öyküdür, öyle geçer. sanırım yüz sayfayı geçmiş hikayeler için kullanılıyor bu ifade.
yazar'ın yakın arkadaşının yaşadığı ve bu etkileyici yaşanmışlığı ona anlatması üzere kaleme aldığı eserdir.
hikayede muazzam bir işleyiş var. anlatımda semboller ve mitolojik öğeler kullanılmış. bir çocuk kahramanın gözünden anlatılıyor tüm yaşananlar. sıradan bir yolculuğun belirsizlik dolu sonsuz yolculuğa dönmesi söz konusu. yazar; deniz kokusunu, susuzluğu, sis yüzünden gözün gözü görmemesini o kadar içten ve gerçekçi anlatmış ki, o çaresizliği hissetmemek elde değil. hikayeye dikkatli bakınca metaforlarla karşılaşıyoruz. bir çocuğun anne kucağından çıkıp baba ile avlanmaya gitmesi aslında erkekliğe atılan ilk adımı temsil ediyor. bir sandal içinde üç kuşak insanın varlığı ve çocuğun bu çaresiz yolculukta gideceği yere vardırılmaya çalışılması, kuşaktan kuşağa bilgi aktarımın,geleceğimiz olan çocuklara yapılan fedakarlıkların simgesi.
hikaye'de bir köpek aradım fakat sayfalar ilerledikçe, o köpeğin aslında bir dağ ismi olduğunu öğrendim. varılmaya çalışılan yol, size ulaşmaya çalışan heybetli bir dağ olarak simgelenmiş. dağ'ın görüntüsü koşan köpeğe benzetilmiş. bazı basımlarda kapağa konulan köpek resmi oldukça eleştiri almış. içeriği okumadan, anlatılandan bir haber basılan kapak resimlerine verilen tepkiyi çok iyi anlıyorum.
cengiz aytmatov'u kitaplarını okumayı seviyorum. arada tekrarlanan cümleler zihnimi bir süre kurcalıyor. bu kitaptaki tekrarlar aynen şu şekilde hafızamda;
mavi yarasa, su ver bana...
bu deniz kederim benim,
bu sular gözyaşlarım.
yazar'ın yakın arkadaşının yaşadığı ve bu etkileyici yaşanmışlığı ona anlatması üzere kaleme aldığı eserdir.
hikayede muazzam bir işleyiş var. anlatımda semboller ve mitolojik öğeler kullanılmış. bir çocuk kahramanın gözünden anlatılıyor tüm yaşananlar. sıradan bir yolculuğun belirsizlik dolu sonsuz yolculuğa dönmesi söz konusu. yazar; deniz kokusunu, susuzluğu, sis yüzünden gözün gözü görmemesini o kadar içten ve gerçekçi anlatmış ki, o çaresizliği hissetmemek elde değil. hikayeye dikkatli bakınca metaforlarla karşılaşıyoruz. bir çocuğun anne kucağından çıkıp baba ile avlanmaya gitmesi aslında erkekliğe atılan ilk adımı temsil ediyor. bir sandal içinde üç kuşak insanın varlığı ve çocuğun bu çaresiz yolculukta gideceği yere vardırılmaya çalışılması, kuşaktan kuşağa bilgi aktarımın,geleceğimiz olan çocuklara yapılan fedakarlıkların simgesi.
hikaye'de bir köpek aradım fakat sayfalar ilerledikçe, o köpeğin aslında bir dağ ismi olduğunu öğrendim. varılmaya çalışılan yol, size ulaşmaya çalışan heybetli bir dağ olarak simgelenmiş. dağ'ın görüntüsü koşan köpeğe benzetilmiş. bazı basımlarda kapağa konulan köpek resmi oldukça eleştiri almış. içeriği okumadan, anlatılandan bir haber basılan kapak resimlerine verilen tepkiyi çok iyi anlıyorum.
cengiz aytmatov'u kitaplarını okumayı seviyorum. arada tekrarlanan cümleler zihnimi bir süre kurcalıyor. bu kitaptaki tekrarlar aynen şu şekilde hafızamda;
mavi yarasa, su ver bana...
bu deniz kederim benim,
bu sular gözyaşlarım.
devamını gör...
3.
ilk defa cengiz aytmatov okudum ve okumaya bu kitapla başladığım için çok mutluyum. devamı kesinlikle gelecek. bu kitapta en sevdiğim özellik betimleme. betimleme yapılırken siz betimleme yapıldığını fark etmeden dünyayla ilişkiniz kesiliyor, anlatılan yeri hissediyorsunuz. sanki o an denizin ortasında kayıkla giden sizsiniz. yazar bunu öyle ustalıkla yapıyor ki bir sayfayı okuduğunuzu zannederken on yirmi sayfa okumuş oluyorsunuz. o kadar akıcı.
konusuna gelecek olursak ala köpek dağı'nda yaşayan insanlar için avcılık çok önemli. bunun için her erkek çocuğu erkekliğe adım atmak için denize ava çıkıyor. ilk av onlar için özel bir anlam taşıyor. kirisk bu ilk avını hiç unutmayacak. çünkü ak sakallı büyüklerinin bile hayatlarında görmediği bir macera ve mücadele onu bekliyor. bu macerada yitirdikleri, yaşağı acı sayesinde kazandıkları onun için çok önemli. insanın en büyük ihtiyacı üzerine böyle fedakarlıklar yapan karakterler de çok etkileyiciydi. kitap sonuyla beni çok mutlu etti. ayrıca lura ördeği ve deniz kızı ile ilgili mitolojik öyküler de hikayeyi zenginleştirip ayrı bir lezzet katmış. tavsiyedir efendim. okuyunuz.
kitabı beş litrelik damacana ile okuyunuz. susatan bir kitap.
konusuna gelecek olursak ala köpek dağı'nda yaşayan insanlar için avcılık çok önemli. bunun için her erkek çocuğu erkekliğe adım atmak için denize ava çıkıyor. ilk av onlar için özel bir anlam taşıyor. kirisk bu ilk avını hiç unutmayacak. çünkü ak sakallı büyüklerinin bile hayatlarında görmediği bir macera ve mücadele onu bekliyor. bu macerada yitirdikleri, yaşağı acı sayesinde kazandıkları onun için çok önemli. insanın en büyük ihtiyacı üzerine böyle fedakarlıklar yapan karakterler de çok etkileyiciydi. kitap sonuyla beni çok mutlu etti. ayrıca lura ördeği ve deniz kızı ile ilgili mitolojik öyküler de hikayeyi zenginleştirip ayrı bir lezzet katmış. tavsiyedir efendim. okuyunuz.
kitabı beş litrelik damacana ile okuyunuz. susatan bir kitap.
devamını gör...
4.
okurken bir çıkış yolu aramadan, "orada ben olsaydım?" diye düşünmeden edemediğiniz bir aytmatov romanı.
çaresizlik... yüzleşmenin, tanık olmanın, düşlemenin bile çok zor olduğu bir kavram. oysa sayfalar boyunca eşlik ediyorsunuz onlarla birlikte bu duyguya.
üç adamın art arda yaptıkları şeyi görünce "insan en çaresiz anında bile belirleyici olmak mı istiyor" diye düşündüm. cesaret mi gösterdiler yoksa en çok onlar mı korktu? fedakârlık mıydı yoksa bencillik mi? orada, o denizin, sisin ortasında değil de benim gibi bir kitabın başında bu sorulara hangi cevabı verirlerdi? peki ya ben? ben orada olsaydım? hangisi olurdum?
çok içselleştirdim. içinden çıkamıyorum bu soruların ama ne kadar düşünsem de bir çözüme kavuşmayacak. bedenimi ve düşüncelerimi saran o umutsuzluk, bir yandan bastıran açlık ve susuzluk, gözlerimin önünde eriyip giden üç insan kim bilir ne kararlara iterdi beni.
doğayla insanın yazgısını bir tutan ve onları hiçbir eserinde ayırmayan aytmatov'a sevgilerle.
çaresizlik... yüzleşmenin, tanık olmanın, düşlemenin bile çok zor olduğu bir kavram. oysa sayfalar boyunca eşlik ediyorsunuz onlarla birlikte bu duyguya.
üç adamın art arda yaptıkları şeyi görünce "insan en çaresiz anında bile belirleyici olmak mı istiyor" diye düşündüm. cesaret mi gösterdiler yoksa en çok onlar mı korktu? fedakârlık mıydı yoksa bencillik mi? orada, o denizin, sisin ortasında değil de benim gibi bir kitabın başında bu sorulara hangi cevabı verirlerdi? peki ya ben? ben orada olsaydım? hangisi olurdum?
çok içselleştirdim. içinden çıkamıyorum bu soruların ama ne kadar düşünsem de bir çözüme kavuşmayacak. bedenimi ve düşüncelerimi saran o umutsuzluk, bir yandan bastıran açlık ve susuzluk, gözlerimin önünde eriyip giden üç insan kim bilir ne kararlara iterdi beni.
doğayla insanın yazgısını bir tutan ve onları hiçbir eserinde ayırmayan aytmatov'a sevgilerle.
devamını gör...
5.
kırgız yazar cengiz aytmatov'a aittir. kitapta kırgız kültürüne sahip bir ailenin küçük oğlu kültürleri gereği büyüdüğünün göstergesi olan ''eve av getirme'' geleneğini yerine getirmelidir. her şey yolunda giderken bazı aksilikler çıkan kitap size bunları betimler. eğer hiç aytmatov okumadıysanız önerebileceğim bir kaç kitap daha var;
(bkz: toprak ana)
(bkz: gün olur asra bedel)
(bkz: beyaz gemi)
yazarımızın kalemi ağır değildir, aksine hikaye teması yüksek ve akıcı. kırgız kültürü demişken yabancı kelimelerle karşılaşmayacaksınız. bazı insan isimleri ve dini alışkanlıklar yabancılar sizleri.
(bkz: toprak ana)
(bkz: gün olur asra bedel)
(bkz: beyaz gemi)
yazarımızın kalemi ağır değildir, aksine hikaye teması yüksek ve akıcı. kırgız kültürü demişken yabancı kelimelerle karşılaşmayacaksınız. bazı insan isimleri ve dini alışkanlıklar yabancılar sizleri.
devamını gör...