orijinal adı : na margem do rio piedra eu sentei e chorei
yazar: paulo coelho
yayım yılı : 1994
yıllar sonra tekrar karşılaştığı kendini tanrıya adamış bir adam ile pilar'ın aşkını anlatan romandır. aşkı, teslimiyeti, adamayı, başka bir şekilde aşık olmayı ve aşkın paylaşılmaz olduğu konu alır.
yazar: paulo coelho
yayım yılı : 1994
yıllar sonra tekrar karşılaştığı kendini tanrıya adamış bir adam ile pilar'ın aşkını anlatan romandır. aşkı, teslimiyeti, adamayı, başka bir şekilde aşık olmayı ve aşkın paylaşılmaz olduğu konu alır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 02.01.2022 01:15 tarihinde açılmıştır.
1.
paulo coelho'nun okuyucuyu "tanrı'nın kadın yüzüyle" tanıştırdığı, "her aşk hikayesi birbirine benzer." cümlesiyle başlayan kitap.
konusu: 29 yaşındaki bir kamu yönetimi öğrencisinin, çocukluk aşkı olan kilise öğrencisiyle ispanya'dan fransa'ya gezerek geçirdiği birkaç günü anlatıyor.
--! spoiler !--
kitabı henüz bitirmedim ancak kilise öğrencisi erkek karakterin sürekli olarak eksiltili cevaplar vermesi, söz konusu meryem ana ve hıristiyanlık olduğunda çok farklı hikayeler anlatması beni biraz rahatsız etti. ya hıristiyanlığa uzak olduğumdan kitabın ana fikrini tam anlayamadım, ya da karakter anlatması gereken şeyi anlatamıyor.
--! spoiler !--
edit: an itibariyle bitirdim. bitirmem itibariyle de ben gerçekten ne okudum, bu ne lan gibi cümleler yankılandı zihnimde. ya hıristiyanlık hakkında hz. isa'dan ileri gidemediğim için hiçbir şey anlamadım, ya da gerçekten boş bir kitap.
konusu: 29 yaşındaki bir kamu yönetimi öğrencisinin, çocukluk aşkı olan kilise öğrencisiyle ispanya'dan fransa'ya gezerek geçirdiği birkaç günü anlatıyor.
--! spoiler !--
kitabı henüz bitirmedim ancak kilise öğrencisi erkek karakterin sürekli olarak eksiltili cevaplar vermesi, söz konusu meryem ana ve hıristiyanlık olduğunda çok farklı hikayeler anlatması beni biraz rahatsız etti. ya hıristiyanlığa uzak olduğumdan kitabın ana fikrini tam anlayamadım, ya da karakter anlatması gereken şeyi anlatamıyor.
--! spoiler !--
edit: an itibariyle bitirdim. bitirmem itibariyle de ben gerçekten ne okudum, bu ne lan gibi cümleler yankılandı zihnimde. ya hıristiyanlık hakkında hz. isa'dan ileri gidemediğim için hiçbir şey anlamadım, ya da gerçekten boş bir kitap.
devamını gör...
2.
anlamsız bir şekilde ilk okuduğumda ağladığım kitaptır.
ayrıca ismi beni çok etkileyen bir kitap, paulo coelho’yu bu kitapla tanımıştım.
edit: kitabı okuduktan sonra yıllarca elime almamıştım. tanımı yaptıktan sonra bir bakayım beğendiğim alıntıları neydi dedim. kitap arasında 3 dolar çıktı.* zengin oldum ey sözlük.
inanmayanlar için : buradan
ayrıca ismi beni çok etkileyen bir kitap, paulo coelho’yu bu kitapla tanımıştım.
edit: kitabı okuduktan sonra yıllarca elime almamıştım. tanımı yaptıktan sonra bir bakayım beğendiğim alıntıları neydi dedim. kitap arasında 3 dolar çıktı.* zengin oldum ey sözlük.
inanmayanlar için : buradan
devamını gör...
3.
paulo coelho tarafından 1994 yılında yayınlanan roman yedinci gün serisinin ilk kitabıdır. yirmili yaşlarda okunması gereken bir kitap olarak düşünüyorum. daha sonrası için ağlak bir melodrama dönüşüyor maalesef okuma.
"beklemek insana acı verir. unutmak acı verir. ama ne karar vereceğini bilememek, acıların en büyüğüdür."
"sevmek tehlikelidir.
biliyorum bunu. daha önce birini sevdim. sevmek, uyuşturucu almak gibidir. başlangıçta kendini iyi hissedersin, bütünüyle verirsin. ertesi gün daha fazlasını istersin. henüz zehirlenmemiş, o duygudan hoşlanmışsındır ve onun üzerindeki egemenliği sürdürebileceğini sanırsın. sevdiğin kişiyi iki dakika düşünür, sonraki üç saat boyunca unutursun.
ama, yavaş yavaş varlığına alışır, ona bütünüyle bağımlı hale gelirsin. böylece, onu üç saat düşünüp iki dakika unutmaya başlarsın. yakınında değilse, bağımlıların uyuşturucu bulamadıkları zaman hissettikleri şeyi hissedersin."
"beklemek insana acı verir. unutmak acı verir. ama ne karar vereceğini bilememek, acıların en büyüğüdür."
"sevmek tehlikelidir.
biliyorum bunu. daha önce birini sevdim. sevmek, uyuşturucu almak gibidir. başlangıçta kendini iyi hissedersin, bütünüyle verirsin. ertesi gün daha fazlasını istersin. henüz zehirlenmemiş, o duygudan hoşlanmışsındır ve onun üzerindeki egemenliği sürdürebileceğini sanırsın. sevdiğin kişiyi iki dakika düşünür, sonraki üç saat boyunca unutursun.
ama, yavaş yavaş varlığına alışır, ona bütünüyle bağımlı hale gelirsin. böylece, onu üç saat düşünüp iki dakika unutmaya başlarsın. yakınında değilse, bağımlıların uyuşturucu bulamadıkları zaman hissettikleri şeyi hissedersin."
devamını gör...
4.
kesinlikle okunması gerektiğini düşündüğüm, bana kalırsa en iyi paulo coelho romanı. aşkı güzellemeden, olduğu gibi anlattığı için bu kadar değerli bir kitaptır. yazarın karakterlerinin bireysel dünyalarını harika tasvir ettiğini de söylemeliyim.
devamını gör...
5.
paulo coelho'dan 200 sayfalık ama hiç çerezlik diyeceğimiz bir hikaye olmayan, özellikle din ile ilgili okumayı sevenlerin uzun uzun üzerine düşüneceği bir kitap...
kitap 1 haftalık bir süreyi anlatıyor, bölümler de günlerden oluşuyor. bu açıdan okuması kolaydı. konusu da genel itibariyle bir aşk hikayesi. aslında çok da klasik bir olay örgüsü. çocukluk arkadaşları yıllar sonra görüşür ve aşık olur vs vs ama karakterler o kadar güzel işlenmiş ki hiç sıkıcı değildi.
esas oğlan kafayı dinle bozmuş biri. aşkı ve dini arasında kalıyor ama kitaptaki din boyutu bence çok ilginçti. tanrının kadın yüzüne inananların tarikatı. isa'dan çok meryem ana'ya tapınan bir topluluk. vallahi feminist duygularımı arşa çıkardı. harika bir din, tanrıya inansam bu dinden olurdum.
bir de böyle fantastik olaylar da oluyor arada, kitap bu açıdan da eğlenceliydi bana göre. aşırı duygusal hikayelerden hoşlanmam bu kitap da tam sınırdaydı sanki. kadının içsel yolculuğu çok tatlıydı. aklıyla, yaşamı boyunca öğrendikleriyle esas oğlanla beraberken hissettiklerinin çatışması herhangi bir insanı tatmin eder gibi geliyor.
kısa ama etkili bir kitap okumak isteyenlere tavsiye edilir.
kitap 1 haftalık bir süreyi anlatıyor, bölümler de günlerden oluşuyor. bu açıdan okuması kolaydı. konusu da genel itibariyle bir aşk hikayesi. aslında çok da klasik bir olay örgüsü. çocukluk arkadaşları yıllar sonra görüşür ve aşık olur vs vs ama karakterler o kadar güzel işlenmiş ki hiç sıkıcı değildi.
esas oğlan kafayı dinle bozmuş biri. aşkı ve dini arasında kalıyor ama kitaptaki din boyutu bence çok ilginçti. tanrının kadın yüzüne inananların tarikatı. isa'dan çok meryem ana'ya tapınan bir topluluk. vallahi feminist duygularımı arşa çıkardı. harika bir din, tanrıya inansam bu dinden olurdum.
bir de böyle fantastik olaylar da oluyor arada, kitap bu açıdan da eğlenceliydi bana göre. aşırı duygusal hikayelerden hoşlanmam bu kitap da tam sınırdaydı sanki. kadının içsel yolculuğu çok tatlıydı. aklıyla, yaşamı boyunca öğrendikleriyle esas oğlanla beraberken hissettiklerinin çatışması herhangi bir insanı tatmin eder gibi geliyor.
kısa ama etkili bir kitap okumak isteyenlere tavsiye edilir.
devamını gör...