domatesi kabuğunu soyarak yiyen insan

hayındır. bir insan hem domatesin kabuğunu böyle boşa götürür, ve hem de damak tadına böyle ihanet eder mi?

yapmayın lütfen yapmayın...

muzun kabuğunu soyup muz yerine kabuğunu yiyen insan, diyerek artırıyorum.

eğer çeri domates değilse benim de yaptığım eylem. bana kalırsa tadı daha güzel.

domatesi yakaladin mi yıkayıp, tuzlayıp mideye indireceksin. kabuk soymak falan zaman kaybı bunlar. sindirilmiyor gerçi, az biraz mideyi yorar.

sindirim sistemi sağlam bireylerin umursamadığı durum. mide hassasiyeti varsa sera domateslerini kabuksuz yesen bile nafile. sabah saatlerinde selüloz tabakası soyulmamış, dışı kırmızı, içi alakasız bir renkte olan çakma domateslerden ye bak neler oluyor. khaleesi'nin ejderhaları gibi ağzından ateş saçarsın.

damak zevki olan insandır. bütün domateslerin kabuğu soyulmaz. mesela pembe domatesin kabuğu incedir zaten ya da yerli bazı tür domatesler ekşi ve ince kabukludur, kabuğuyla yenir. kabuğunu soymaya kalktığınızda ezilir zaten. söz konusu olan salkım domates, yumurta tipli salçalık domates ise kabuğu kalındır. onlar da lezzetli ve etli domateslerdir ancak kabukları kalındır. onlardan yenecekse ya da yemeğe konacaksa kabukları soyularak kullanılır. çünkü çiğken hazmı zordur, pişince de erimez etinden ayrılır sadece.

dedesi atası pancarı kabuğu ile kemiren insandı köyde kasabada.,şimdi ama domateste kabuklu yenmez ki diye ????

bulsa alaman'ın kabuklusunu yer.

not; dedemler tam,lazistan'dan istanbul'a gelmişler rus 93' rus savaşı sonrası ,dedem herhalde bebekti,1873 -- batum doğumlu. yanlarında keçileri ve diğer hayvanları varmış .önce ataköy civarına ( bataklıkmış oraları) sonra ruslar yeşilkköy'e kadar ilerleyince davutpaşa kışlası etrafına yerleştirmişler. yıl herhalde 1890-91 falan savaştan hemen sonra. gemiler önce samsun'a sonra istanbul'a zeytinburnu'na yanaşmış.
yiyecek yemek yok, sabah yada akşam asker tayınından kalanlar düşermiş hisselerine.
ta davutpaşa'dan aksaray yada küçükpazar'a( eminönü) çalışmaya giderlermiş . asker tayınını keçiler ve at-eşek ile paylaşırlarmış. sonradan yalova'ya yerlemişler yalova içlerine .
atatürk yalova'ya özel ilgi duyduğundan cumhuriyet abd etti yalova'yı ama bizim lazlar şimdi sevmezler tatürk'ü,alayı yobaz oldu ,(benim aile chp'lidir ,)
şimdi domatesi kabuklu yemiyorlar ,bildiğin göt kalkması. sorsan laz'ız demeye utanıyorlar , ya akp'li ya mhp'liller.
işte türkiye insanının hali .

omo domotos'to koboklu yonmoz ko ,
allah belanızı versin.

likopenden mahrum kalmak demektir.

benim bu. gerçi tam olarak ben değilim. kabuğunu soyamam çünkü. dokunamam. aklıma gelince bile bir haller oluyor bana.

lan millet şeftali, limon falan görünce tribe girer ben domates düşününce.

dün hatta macroda kendimi zorladım gittim domateslerin yanına, yapabilirsin dedim kendime yaklaşamadan tripten tribe girerek uzaklaştım reyondan.

gittim viski aldım, zaten alacaktım bahane oldu bu. dışarda soyduracak birini bulabiliyorum da evde tek kalınca domatesten mahrum kalıyorum. hayat çok zor.

menemen yapıyordur.

youtube.com/shorts/YNL1rV9w...

zirai ilaçlardan korkan insandır, son yıllarda ihraç edilen tarım ürünleri zirai ilaçların normal seviyesinin on katı olduğu için mantıklı bulduğum harekettir. mümkün olduğunca organik beslenmeye çalışıyorum ama türkiye’de yeterli denetim ve kontrol olmadığı için organik ürünlere bile güvenemiyorsun.