1.
her şeyin, ama her şeyin, enerjiden ibaret olduğunu ve kendine has bir frekansı ve titreşimleri olduğunu biliyoruz. öyleyse, üzerinde yaşayan her şeyin titreşimleri olduğuna göre, dünyanın da kendine has bir titreşimi olsa gerek. evet, var; buna schuman rezonansı da deniyor. atomlar an ve ana dair her şeyle titreşimlerini uyumlama halindedir. negatif yüklü dünyamız (buna yin enerjisi diyoruz) ile pozitif yüklü evrenle (buna iyonosfer diyoruz, aynı zamanda yang enerjisi) sürekli bir elektriksel iletişim söz konusudur. dünyadan gelen yin enerjisini, evrendeki yang enerjisiyle uyum içinde taşıyan tek canlı ise insandır. bunu ise bedenimizde yin-yang dengesini kurarak başarabiliriz. elbette bu herkesin harcı değildir. ancak ve ancak nefes teknikleri, meditasyon ve çigong gibi beden-zihin-ruh bütünlüğü çerçevesinde çalışan öğretilerle mümkündür. çin’deki ustaların anlattığına göre insanlar öldüklerinde ruhları yin olarak dolaşırmış. dünyayı seyahatleri esnasında, tanıdıkları tüm insanları ziyaret ederlermiş. onlar hakkında her türlü anıyı detayına kadar hatırlarlarmış. çocuğunun nasıl büyüdüğünü, ilk yürümeye başlamasını, ilk öpücüğü vs… hatırlayamadıkları tek şey ise onları sevmenin nasıl bir şey olduğu imiş. bunu başarabilen tek ruh ise daha ölmeden önce bu hayattayken yin-yang dengesini kurmayı başararak bu hayatla vedalaşabilen ruhlarmış.
dünyanın tüm biliminsanları tarafından kabul edilmiş ferakansı 7.83 hz’dir. buna dünyanın kalp atışı da denmektedir. dr. anker mueller adındaki bir biliminsanı daha derinlerine inip dünyanın frekansının insan beyni ile aynı attığını bulmuş. herbert könig ise schuman rezonansının beyin ritmleri ile tam uyumunu ispatlamıştır. beyindeki eeg değerleri incelenerek bu ritimlerin doğadaki schuman ritimleriyle alfa seviyesinde uyum sağladığı görülmüş. bu yüzdendir ki, nefes teknikleri ve meditasyon sayesinde beyin dalgalarımızı alfakonumuna taşımayı hedefleriz. dusseldorf ünivesitesi’nde yapılan araştırmalarda, bu ritmin kasten bozulduğu, yani beyin frekansının doğadaki frekanstan şaştırıldığı deneylerde, deneklerde fiziksel hastalıklar ve zihinsel bozukluklar oluşmaya başlamış. bu da doğayla bir olamama sorunumuza parmak basıyor aslında. yine okulda gönüllü öğrenciler 4 hafta boyunca tam yalıtımlı bir sığınakta doğadan izole bir şekilde yaşamışlar. öğrencilerin günlük ritimlerinde şaşmalar olmuş ve hepsi migren ve baş ağrılarıyla duygusal stres yaşamaya başlamışlar. genç oldukları için ciddi bir fiziksel soruna rastlanmamış ve ortamda gençler yerine yaşlıların ya da hastaların olması halinde bunun kaçınılmaz olduğuna inanmışlar. inanılmaz olan ise, aynı ortama schuman rezonansı verilmeye başlanınca tüm öğrenciler beliren sorunlardan kurtulmuş ve sağlıklarına geri kavuşmuş. bizler üzerinde yaşadığımız doğa ana ile tam bir bütünlük içindeyiz. bu bütünlüğün bozulması halinde hastalıklar, mutsuzluklar, kavgalar, savaşlar, kaos kaçınılmaz hale geliyor. bu bütünlüğü bozmak içinse sistem var gücüyle çalışıyor.
dünyanın tüm biliminsanları tarafından kabul edilmiş ferakansı 7.83 hz’dir. buna dünyanın kalp atışı da denmektedir. dr. anker mueller adındaki bir biliminsanı daha derinlerine inip dünyanın frekansının insan beyni ile aynı attığını bulmuş. herbert könig ise schuman rezonansının beyin ritmleri ile tam uyumunu ispatlamıştır. beyindeki eeg değerleri incelenerek bu ritimlerin doğadaki schuman ritimleriyle alfa seviyesinde uyum sağladığı görülmüş. bu yüzdendir ki, nefes teknikleri ve meditasyon sayesinde beyin dalgalarımızı alfakonumuna taşımayı hedefleriz. dusseldorf ünivesitesi’nde yapılan araştırmalarda, bu ritmin kasten bozulduğu, yani beyin frekansının doğadaki frekanstan şaştırıldığı deneylerde, deneklerde fiziksel hastalıklar ve zihinsel bozukluklar oluşmaya başlamış. bu da doğayla bir olamama sorunumuza parmak basıyor aslında. yine okulda gönüllü öğrenciler 4 hafta boyunca tam yalıtımlı bir sığınakta doğadan izole bir şekilde yaşamışlar. öğrencilerin günlük ritimlerinde şaşmalar olmuş ve hepsi migren ve baş ağrılarıyla duygusal stres yaşamaya başlamışlar. genç oldukları için ciddi bir fiziksel soruna rastlanmamış ve ortamda gençler yerine yaşlıların ya da hastaların olması halinde bunun kaçınılmaz olduğuna inanmışlar. inanılmaz olan ise, aynı ortama schuman rezonansı verilmeye başlanınca tüm öğrenciler beliren sorunlardan kurtulmuş ve sağlıklarına geri kavuşmuş. bizler üzerinde yaşadığımız doğa ana ile tam bir bütünlük içindeyiz. bu bütünlüğün bozulması halinde hastalıklar, mutsuzluklar, kavgalar, savaşlar, kaos kaçınılmaz hale geliyor. bu bütünlüğü bozmak içinse sistem var gücüyle çalışıyor.
devamını gör...