vardır böyle bir şey. hem de insanın tüylerini ürpertecek, kanını dondurup ifadesiz bırakacak derecede vardır. çoğu türk evinde görülmekte ve hissettirdiği korku gerçeğe dönüşmemekle birlikte ateizmin mucidine bile kelime-i şehadet getirtmeye yetecek seviyededir. şimdiye kadar çokça gözlemledim, hep şahit oldum evimizdeki çamaşır makinesinin bu hoyrat, taşkın fakat neye tepkili olduğunu çözemediğim hâllerine. gidip medenice konuşmayı düşündüm ama koskoca çamaşır makinesinin de belli başlı deneyimler yaşayıp kemâle erip bugünlere geldiyse bu yaptığı gürültünün, bu verdiği huzursuzluğun, sebebiyet verdiği bu tahribatın ayrımında olması gerekirdi. kendi hâline bırakıp hatasından dönmesini beklemek, gidip akıllıca konuşmak ve hiç konuşmadan ağız burun girmek arasında bir üçlemde kaldım. bu beni aylardır, yıllardır zorlayan ve x'inin de, y'sinin de, z'sinin de sayısal değerini bulamadığım bir üç bilinmeyenli denklem.

bundan üç gün öncesi, tarih 17 mayıs 2024, saat takriben 23.52 ve yatmaya hazırlanma aşamasında olduğum zamanlar gelip çatıyor yavaş yavaş. ben çocuk odasında oturuyorum sakince, ev halkı da oturma odasında önce (bkz: yalı çapkını)'nı bitirmiş, (bkz: kızılcık şerbeti)'ni izlemek için televizyonu geriye alıyor. ortalık sakin. karşı apartmandaki orta-üst yaşlı dayının ta buraya kadar gelen hapşurma sesi hariç herhangi bir ses gelmiyor dışarıdan. tam o an bir ses duydum. bir anda şiddetlenip bütün evi saran, isyankâr bir haykırıştı bu ses. ürkerek odadan çıkmak istedim, çıkarken de çalışma masasındaki kalemlerden birini delici alet niyetine yanımda bulundurayım dedim, koydum cebime. maksat nefs-i müdafaa olsun. koridorda ağır adımlarla ilerlerken bir canavar görmeyi umdum karşımda, o canavarın kalemini kalemimle kırıp kahramanlık destanı yazmayı ve tevazunun arkasına saklanmış bir gururla herkesi selamlamayı bekledim.

bekledim beklemesine fakat gördüğüm yalnızca çamaşırları yıkayıp durmak üzere olan ve sağ üst düğmesinde 2:00 yazan bir çamaşır makinesiydi. duyduğum bütün o canavar kükremesini andıran sesi yalnızca bir çamaşır makinesi çıkarıyor, bununla kalmayıp sağa sola küçük devinimler sarf etmek suretiyle titriyordu. peki nedendi bu çamaşır makinesinin kendini hatırlatma merakı? ve bunu neden daha sakince, insanca, açıkça, mertçe, türkçe değil de böyle evi zangırdatarak yapıyordu? bir beyaz eşya mağazasından gelmiş, çamaşırlarımızı yıkamak haricinde bir görevi olmayan bir çamaşır makinesi ev halkıyla nasıl bir bağ kurmuştu ki bizi korkutmayı göze alarak ''ben buradayım ulan!'' mesajını veriyordu? neden 1 saat 58 dakika susuyordu da son 2 dakika bütün dikkatleri üzerine çekiyordu? bütün bu soruların cevabı hâlâ bulunabilmiş değil. ne zaman bulunur derseniz, ben de size derim ki belki yıllar, asırlar sürer çamaşır makinesinin bu gizemi, boş verelim sesini de unutalım iyisi mi...
devamını gör...
o iki dakika yeğenim için altın dakikalar, elimden tutup önüne götürüyor ardından kucağıma oturuyor. beraber o makinenin çıldırışını izliyoruz.
devamını gör...
bilen bilir makine iki dakkası nerden baksan on dakikadır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"durmasına 2 dakika kalmış çamaşır makinesi isyankârlığı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim