1.
1. duyarlığı olmayan, duygusal yönden etkilenme yeteneği bulunmayan (kimse).
2. duygu içermeyen, duygusunu belli etmeyen (davranış).
3. katı yürekli, acımasız, umursamaz (kimse).
devamını gör...
2.
feeling numb.
devamını gör...
3.
duygular soyut şeyler değildir, gayette salgı bezleri tarafından hormonlar olarak salgılanan ve reseptörler tarafından algılanan fiziksel, kimyasal, biyolojik süreçler bütünüdür. ha bunun böyle olması mekanik bir şekilde belirlendiğini göstermez. bazı duygular bazı insanlarda da yoktur mesela. çünkü ilgili reseptör ya da salgı bezi çalışmıyor olabilir. bende bazı duygular gerçekten eksik. bunu söyleyince inandırıcı gelmiyor insanlara ama durum öyle. reseptörüm aşınmış veya salgı bezim bozuk olabilir.
tabii bunların soyut bilince varması: duygusal aşamadan hissel aşamaya yükselmesiyle olur. burada bir karışıklık yaşıyor insanlar. his ve duygu farklı iki olgulardır. bu da tabii ki ingiliz kafasında düşünmekten kaynaklanıyor. halbuki bizim dilimizde iki farklı kelime olan duyumsamak ve hissetmek ingilizcede "feel" kelimesine tekabül edince, sonra motomot çeviri yüzünden ikisi birbiriyle karıştırılıyor. halbuki tamamen farklı. kendi ana diliyle olan ilişkisini kesen insanın en büyük sorunu artık her şeyi birbirine karıştırmasıdır. eğer ingilizce hislenmeye başlarsanız, hissizleşmeye doğru sürüklenebilirsiniz. bu da herkesin yabancılar yanında neden boşlukta salındığını gösterir.
duyguların bir nesnesi vardır. hislerin ise nesnesi olmaz. nasıl ki siz sevdiğiniz insanı görmediğiniz halde kalbinizde hissedebiliyorsanız, o an halbuki yanında değil, yani nesnel bir buluşma söz konusu değil. bu şekilde de o hislerden ona karşı duyumsadığınız duygulara inebilir ve o an dokunsallık duyumsayabilirsiniz.
hisler beş duyu organının ortaklaşa olarak altıncısı tarafından algılanması gibidir. yani bütün duyguların bir arada sonsuza kadar uzatılması gibi de düşünülebilir. sonluluk bir duygu, sonsuzluk bir histir. yani ölüm duygu, yaşam histir olarakta çevirilebilir.
duygularını bastırarak görmezden gelerek kontrol edebileceğini sanmak saflık veya bilmemezliktir. duyguları bastırmak insanı kırılgan bir hale getirir. onun yerine hislerle duyguları birbiri ile takas edebilmek üzerine kendini eğitmek daha işe yarar. bu da herkesin üstesinden gelebileceği bir şey değil işte. neyse his ve duygu arasındaki ayrımı yapabilirseniz, bir ihtimal belki. duygular aktarılabilir ama hisler ancak benzeri tarafından hissedilebilir. hissetmek öğretilemez.
tabii bunların soyut bilince varması: duygusal aşamadan hissel aşamaya yükselmesiyle olur. burada bir karışıklık yaşıyor insanlar. his ve duygu farklı iki olgulardır. bu da tabii ki ingiliz kafasında düşünmekten kaynaklanıyor. halbuki bizim dilimizde iki farklı kelime olan duyumsamak ve hissetmek ingilizcede "feel" kelimesine tekabül edince, sonra motomot çeviri yüzünden ikisi birbiriyle karıştırılıyor. halbuki tamamen farklı. kendi ana diliyle olan ilişkisini kesen insanın en büyük sorunu artık her şeyi birbirine karıştırmasıdır. eğer ingilizce hislenmeye başlarsanız, hissizleşmeye doğru sürüklenebilirsiniz. bu da herkesin yabancılar yanında neden boşlukta salındığını gösterir.
duyguların bir nesnesi vardır. hislerin ise nesnesi olmaz. nasıl ki siz sevdiğiniz insanı görmediğiniz halde kalbinizde hissedebiliyorsanız, o an halbuki yanında değil, yani nesnel bir buluşma söz konusu değil. bu şekilde de o hislerden ona karşı duyumsadığınız duygulara inebilir ve o an dokunsallık duyumsayabilirsiniz.
hisler beş duyu organının ortaklaşa olarak altıncısı tarafından algılanması gibidir. yani bütün duyguların bir arada sonsuza kadar uzatılması gibi de düşünülebilir. sonluluk bir duygu, sonsuzluk bir histir. yani ölüm duygu, yaşam histir olarakta çevirilebilir.
duygularını bastırarak görmezden gelerek kontrol edebileceğini sanmak saflık veya bilmemezliktir. duyguları bastırmak insanı kırılgan bir hale getirir. onun yerine hislerle duyguları birbiri ile takas edebilmek üzerine kendini eğitmek daha işe yarar. bu da herkesin üstesinden gelebileceği bir şey değil işte. neyse his ve duygu arasındaki ayrımı yapabilirseniz, bir ihtimal belki. duygular aktarılabilir ama hisler ancak benzeri tarafından hissedilebilir. hissetmek öğretilemez.
devamını gör...
4.
duyguların hakikatinin kalmadığı bir dönemde bürünülecek en mantıklı kişiliktir.
devamını gör...
5.
bir toz bulutu sıkışıyor, patlıyor, eriyik halden soğumaya geçiyor, üzerinde bir ekosistem beliriyor ve diğer canlıları saymasan bile milyonlarca insan dünya üzerinden geçerken bir düşe, duyguya inanan bu insanlar ve dahi tüm beşerat hem kendileri hem rakipleriyle savaşıyor. ama biri çıkıp "yav, ben duygusuzum, kendimi koruyorum" falan diyerek masa, sandalye, tuvalet seramiği, bazen daha ileri giderek klozet olduğunu iddia ediyor.
devamını gör...