el altından leopar satma noktasına gelmek

olmazsa olmazım, evde ses olsun diye eski bölümlerini sürekli açıp izlemesem bile dinlediğim, günlük yaşantımın bir parçası haline gelmiş olan gibi (dizi)sinin beşinci sezon yedinci bölümü olan leopar ve... bölümünde geçen bir sözdür.

defter isimli bölümde üzerine basa basa belirttikleri gibi yılmaz, ilkkan ve ersoy herkesi tanır. ama herkesi. işte bu tanıdıklarından biri olan rapçi bir arkadaşları vurulup evlerine sığınınca da ona yardım edip hayatını kurtarırlar. bunun karşılığında da arkadaşları onlara bir leopar hediye eder.

elli bin euro gibi bir rakama alıcı bulunacağı tahmin edilen leoparı el altından satmaya karar veren üçlü leoparı satana kadar zor zamanlar yaşar. bu söz de o zor zamanlardan birinde leoparın bakıcısı tarafından dile getirilir.

bu bölümü izlerken bu sözü duyduğum zaman benim de aklıma düştü bu sorun. insan el altından leopar satma noktasına gelince bazı şeyleri göze almak zorundadır. leoparın evde yaratacağı her türlü kaosa karşı hazırlıklı olmalı, evde zarar gören eşyalar için ağlanıp sızlanmamalı ve bir gece uyurken yanına sokulan leoparı sakince kabullenmelidir.

allah vermesin eğer bir gün el altından leopar satma noktasına gelirsem gibi (dizi) sayesinde her şeye hazırlıklı olacağım.

duyarlı bir lise mezunu olarak uykusundan uyanır uyanmaz, vurulduğu için kendisinden yardım isteyen rapçi arkadaşının ameliyatına evinin salonunda yemek masasının üzerine yatırmak suretiyle giren yılmaz'ın *, rapçi arkadaşının canının kurtarılmasıyla kendisinde oluşan minnet duygusundan hareketle leoparını, kendilerine hediye etmesi ile birlikte başına gelen hadisedir...

allah düşman başına vermesindir...