elettricismo atmosferico
başlık "elminster the wise" tarafından 01.03.2025 22:59 tarihinde açılmıştır.
1.
xviii. yüzyılın seçkin fizikçilerinden biri olan italyan doğa filozofu giambattista beccaria* tarafından kaleme alınmış olan elettricismo atmosferico, benim nezdimde türüne az rastlanılan bir şaheser. jean barbeyrac'ın da üstünde durduğu gibi ben de bir bakıma bilginin doğasının ve bilimin ilerleyişinin yalnızca mevcut paradigmalara bakılarak irdelenmemesi taraftarıyım zira bilimsel düşüncenin nasıl geliştiğini anlamak onun dinamiklerini çözümlemek için elzem görünüyor ama kuhncu* bir bakış açısı sunarsanız da ağlaklık etmem.
devam edecek olursak eğer; elettricismo atmosferico, elektrik olgusunu özellikle atmosferik fenomenler bağlamında ele alan ve döneminin bilimsel kabullerini yansıtan önemli bir eser olarak karşımıza çıkıyor. fluid theories of electricity'nin hâlâ revaçta olduğu bir çağda yazıya dökülmüş bu çalışma; statik elektrik, elektrik yüklerinin doğası ve atmosferdeki elektriksel hareketler gibi konulara eğilirken, özellikle şimşek ve yıldırımın elektriksel mahiyetine dair ileri sürülen hipotezlerden oluşuyor. -biraz daha elektriksel yazarsam kusuvereceğim şuraya- eser, benjamin franklin’in - bizim benjamin değil, o evde tembellik ediyor muhtemelen elektrik teorisini genişletmekle kalmıyor, -bazı noktalarda uyuşmazlıklar olduğunu söylemek mümkün- aynı zamanda kendi deneyleriyle bu teorilere katkı sunmaya da çalışıyor. özellikle elektrik yüklerinin hareketi ve yıldırımların nasıl yönlendirilebileceği konularında franklin’in paratoner fikrini destekleyici nitelikte ampirik gözlemler sunuyor ancak, elektriği bir akışkan -fluidum- olarak değerlendirmesi, modern elektron hareketine dayalı yük teorisi ile çelişmekte olup, bu noktada döneminin bilimsel araçlarının ve teorik çerçevesinin sınırlarını aşabilmiş değil. o çağda kimseden mucize beklemiyorsanız buraya kadar bir sorun teşkil etmiyor elbette zira sınırlarını aşamamış olsa da kendi döneminin bilimsel çerçevesine uygundur. gevezelik bir yana; eserin en güçlü yönlerden biri, deneysel yönteme verdiği önem sanıyorum. elektriğin iletimi ve yük birikimi üzerine yaptığı gözlemler, farklı maddelerle yaptığı deneyler ve elektrik yüklerinin atmosferdeki dinamiklerini anlamaya yönelik girişimleri, modern anlamda elektrostatik ve atmosferik elektrik araştırmalarına katkıda bulunuyor. örneğin, bildiğim kadarıyla cam, sülfür ve reçine gibi maddelerin elektriksel özellikleri üzerine yaptığı çalışmalar, günümüz biliminde yalıtkanlar ve dielektrikler üzerine geliştirilen teorilerle büyük ölçüde paralellik gösteriyor diyebiliriz ancak daha önce de belirttiğim gibi, zamanın şartları gereği beccaria, iletkenlik ve direnç kavramlarını tam olarak kavrayabilmiş değil ve elektriğin yalnızca temas yoluyla hareket ettiğini varsayarak elektriksel indüksiyon ve elektromanyetik etkileşimler gibi daha sonra keşfedilecek olguların farkına varamamış ne yazık ki. zaten eksik kalan en büyük yönlerinden biri, elektromanyetizmayı ve elektrik akımının doğasını bilmemesi. tabii o dönemde hans christian orsted'in elektromanyetik indüksiyonu keşfetmesine neredeyse bir yarım yüzyıl var. yine de, yıldırımların elektriksel doğasına dair geliştirdiği hipotezler, modern atmosferik fizik ve meteoroloji çalışmalarının öncülleri arasında kabul edilebilir elbette.
eserde yıldırımın hareketi ve elektrik yüklerinin atmosferdeki dağılımı üzerine yaptığı gözlemler oldukça ilginçtir de aslında fakat yıldırımın sadece yukarıdan aşağı hareket ettiğini düşünmesi, modern bilimle çelişiyor zira günümüzde yerden yukarı doğru oluşan yıldırım boşalmalarının da var olduğunu biliyoruz. ayrıca, elektrik yüklerinin maddeler arasındaki hareketini açıklarken, yalıtkanların hiç elektrik iletemediğini öne sürmesi, günümüz biliminde yalıtkan malzemelerdeki yüzey yüklenmesi gibi kavramlarla da çelişik hâlde. bunları sadece not olarak düşüyorum zira 1700'lerin üçüncü çeyreğinde beccaria'nın bu eksiklikleri göze batacak cinsten yanılgılar değil aksine kendi çağının ötesinde olduğunu dürüstçe itiraf etmek gerekiyor. üstelik "elettricismo atmosferico", kendi döneminin bilimsel araçlarının ve kuramsal çerçevesinin sınırlarını biz modern zaman insanları için bir çerçeye oturtmak için işlevsellik görevi gören bir eser olmasına rağmen, xviii. yüzyılın bilim anlayışı içinde önemli bir dönüm noktası sayılabilir. beccaria'nın elektriğin atmosferdeki etkilerini anlamaya yönelik yaptığı sistematik gözlemler, daha sonra james clerk maxwell'in elektromanyetik dalga teorisi ve michael faraday’in elektrik alan çalışmalarıyla pekiştirilecek olan daha büyük bir keşifler silsilesinin parçası. bu eser, statik elektriği, elektrik yüklerinin hareketini ve atmosferik elektrik fenomenlerini ilk defa ciddi bir bilimsel çerçevede ele alan çalışmalardan biri olarak, elektriğin gizemlerini çözmeye çalışan bilim insanları için bir basamak taşı işlevi de görüyor.
günümüz perspektifinden bakıldığında, eksik kaldığı noktalar azımsanamaz ve keşfedilemeyen olgular ve yanlış çıkarımlara rağmen, deneysel yöntemlere verdiği önem ve doğayı anlamaya yönelik çabaları beccaria'yı bilim tarihinde kıymetli bir figür haline getirmekle kalmıyor aynı zamanda eseri de en azından benim nezdimde kıymetli bir noktaya taşıyor. elettricismo atmosferico, newton sonrası doğa bilimlerinde deneysel yöntemin güçlenişinin bir yansıması olduğu kadar, bilimin nasıl kademeli olarak ilerlediğinin de mükemmel bir örneği kabul edilebilir sanıyorum. alanım olmadığı için verdiğim eksik yahut hatalı bilgiler için özürlerimi sunuyorum. elminster the wise keyifli okumalar diler.

"öğle vakti yağmur tamamen kesildi ve kısa bir süre sonra sabahki kadar şiddetli, hatta ondan iki kat daha güçlü bir rüzgâr esmeye başladı. bu rüzgâr, havada belirgin bir dalgalanma yaratıyordu. öğlenin ortasında, bir saat süren başarısız denemelerin ardından, sonunda uçurtmayı tekrar havalandırmayı başardım. daha sonra, ipini içeri aldım, izole ettim ve elektrik yüklenip yüklenmediğini kontrol ettim. beklentimin aksine çok zayıf bir elektriklenme gözlemledim; üstelik sabahkinin aksine normalde parça parça havaya yapışan kıllar, bu sefer parmağıma ve balmumuna yöneliyordu." s. 126

"üstelik, elektrik ateşi sadece buharları birleştirerek yağmur oluşturma yeteneğine sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda bu doğa olayına özgü tüm fiziksel koşulları da içerecek şekilde işlev görür. bunu daha önce detaylıca açıkladım: yağmur bulutları, yağışı oluşturan noktada, tek ve homojen bir kütle halinde birleşir. önceki deneylerimde, yapay olarak üretilen küçük elektriksel bulutun, kesintisiz bir elektrik akımına maruz kaldığında bu olayı gerçekleştirme eğiliminde olduğunu göstermiştim." s. 298
devam edecek olursak eğer; elettricismo atmosferico, elektrik olgusunu özellikle atmosferik fenomenler bağlamında ele alan ve döneminin bilimsel kabullerini yansıtan önemli bir eser olarak karşımıza çıkıyor. fluid theories of electricity'nin hâlâ revaçta olduğu bir çağda yazıya dökülmüş bu çalışma; statik elektrik, elektrik yüklerinin doğası ve atmosferdeki elektriksel hareketler gibi konulara eğilirken, özellikle şimşek ve yıldırımın elektriksel mahiyetine dair ileri sürülen hipotezlerden oluşuyor. -biraz daha elektriksel yazarsam kusuvereceğim şuraya- eser, benjamin franklin’in - bizim benjamin değil, o evde tembellik ediyor muhtemelen elektrik teorisini genişletmekle kalmıyor, -bazı noktalarda uyuşmazlıklar olduğunu söylemek mümkün- aynı zamanda kendi deneyleriyle bu teorilere katkı sunmaya da çalışıyor. özellikle elektrik yüklerinin hareketi ve yıldırımların nasıl yönlendirilebileceği konularında franklin’in paratoner fikrini destekleyici nitelikte ampirik gözlemler sunuyor ancak, elektriği bir akışkan -fluidum- olarak değerlendirmesi, modern elektron hareketine dayalı yük teorisi ile çelişmekte olup, bu noktada döneminin bilimsel araçlarının ve teorik çerçevesinin sınırlarını aşabilmiş değil. o çağda kimseden mucize beklemiyorsanız buraya kadar bir sorun teşkil etmiyor elbette zira sınırlarını aşamamış olsa da kendi döneminin bilimsel çerçevesine uygundur. gevezelik bir yana; eserin en güçlü yönlerden biri, deneysel yönteme verdiği önem sanıyorum. elektriğin iletimi ve yük birikimi üzerine yaptığı gözlemler, farklı maddelerle yaptığı deneyler ve elektrik yüklerinin atmosferdeki dinamiklerini anlamaya yönelik girişimleri, modern anlamda elektrostatik ve atmosferik elektrik araştırmalarına katkıda bulunuyor. örneğin, bildiğim kadarıyla cam, sülfür ve reçine gibi maddelerin elektriksel özellikleri üzerine yaptığı çalışmalar, günümüz biliminde yalıtkanlar ve dielektrikler üzerine geliştirilen teorilerle büyük ölçüde paralellik gösteriyor diyebiliriz ancak daha önce de belirttiğim gibi, zamanın şartları gereği beccaria, iletkenlik ve direnç kavramlarını tam olarak kavrayabilmiş değil ve elektriğin yalnızca temas yoluyla hareket ettiğini varsayarak elektriksel indüksiyon ve elektromanyetik etkileşimler gibi daha sonra keşfedilecek olguların farkına varamamış ne yazık ki. zaten eksik kalan en büyük yönlerinden biri, elektromanyetizmayı ve elektrik akımının doğasını bilmemesi. tabii o dönemde hans christian orsted'in elektromanyetik indüksiyonu keşfetmesine neredeyse bir yarım yüzyıl var. yine de, yıldırımların elektriksel doğasına dair geliştirdiği hipotezler, modern atmosferik fizik ve meteoroloji çalışmalarının öncülleri arasında kabul edilebilir elbette.
eserde yıldırımın hareketi ve elektrik yüklerinin atmosferdeki dağılımı üzerine yaptığı gözlemler oldukça ilginçtir de aslında fakat yıldırımın sadece yukarıdan aşağı hareket ettiğini düşünmesi, modern bilimle çelişiyor zira günümüzde yerden yukarı doğru oluşan yıldırım boşalmalarının da var olduğunu biliyoruz. ayrıca, elektrik yüklerinin maddeler arasındaki hareketini açıklarken, yalıtkanların hiç elektrik iletemediğini öne sürmesi, günümüz biliminde yalıtkan malzemelerdeki yüzey yüklenmesi gibi kavramlarla da çelişik hâlde. bunları sadece not olarak düşüyorum zira 1700'lerin üçüncü çeyreğinde beccaria'nın bu eksiklikleri göze batacak cinsten yanılgılar değil aksine kendi çağının ötesinde olduğunu dürüstçe itiraf etmek gerekiyor. üstelik "elettricismo atmosferico", kendi döneminin bilimsel araçlarının ve kuramsal çerçevesinin sınırlarını biz modern zaman insanları için bir çerçeye oturtmak için işlevsellik görevi gören bir eser olmasına rağmen, xviii. yüzyılın bilim anlayışı içinde önemli bir dönüm noktası sayılabilir. beccaria'nın elektriğin atmosferdeki etkilerini anlamaya yönelik yaptığı sistematik gözlemler, daha sonra james clerk maxwell'in elektromanyetik dalga teorisi ve michael faraday’in elektrik alan çalışmalarıyla pekiştirilecek olan daha büyük bir keşifler silsilesinin parçası. bu eser, statik elektriği, elektrik yüklerinin hareketini ve atmosferik elektrik fenomenlerini ilk defa ciddi bir bilimsel çerçevede ele alan çalışmalardan biri olarak, elektriğin gizemlerini çözmeye çalışan bilim insanları için bir basamak taşı işlevi de görüyor.
günümüz perspektifinden bakıldığında, eksik kaldığı noktalar azımsanamaz ve keşfedilemeyen olgular ve yanlış çıkarımlara rağmen, deneysel yöntemlere verdiği önem ve doğayı anlamaya yönelik çabaları beccaria'yı bilim tarihinde kıymetli bir figür haline getirmekle kalmıyor aynı zamanda eseri de en azından benim nezdimde kıymetli bir noktaya taşıyor. elettricismo atmosferico, newton sonrası doğa bilimlerinde deneysel yöntemin güçlenişinin bir yansıması olduğu kadar, bilimin nasıl kademeli olarak ilerlediğinin de mükemmel bir örneği kabul edilebilir sanıyorum. alanım olmadığı için verdiğim eksik yahut hatalı bilgiler için özürlerimi sunuyorum. elminster the wise keyifli okumalar diler.

"öğle vakti yağmur tamamen kesildi ve kısa bir süre sonra sabahki kadar şiddetli, hatta ondan iki kat daha güçlü bir rüzgâr esmeye başladı. bu rüzgâr, havada belirgin bir dalgalanma yaratıyordu. öğlenin ortasında, bir saat süren başarısız denemelerin ardından, sonunda uçurtmayı tekrar havalandırmayı başardım. daha sonra, ipini içeri aldım, izole ettim ve elektrik yüklenip yüklenmediğini kontrol ettim. beklentimin aksine çok zayıf bir elektriklenme gözlemledim; üstelik sabahkinin aksine normalde parça parça havaya yapışan kıllar, bu sefer parmağıma ve balmumuna yöneliyordu." s. 126

"üstelik, elektrik ateşi sadece buharları birleştirerek yağmur oluşturma yeteneğine sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda bu doğa olayına özgü tüm fiziksel koşulları da içerecek şekilde işlev görür. bunu daha önce detaylıca açıkladım: yağmur bulutları, yağışı oluşturan noktada, tek ve homojen bir kütle halinde birleşir. önceki deneylerimde, yapay olarak üretilen küçük elektriksel bulutun, kesintisiz bir elektrik akımına maruz kaldığında bu olayı gerçekleştirme eğiliminde olduğunu göstermiştim." s. 298
devamını gör...