engelli insanların günahkar olması

işte bu uyduruk kendini peygamber sanan zavalıların yaptıkları açıklamalardır bunlar.
buradan

biz bunu niye okuyoruz, böylesine saçma sapan fikirlerden haberdar bile olmak istemiyorum evet her yerde varlar ama yok saysak nasıl olur.

ben az önce ne okudum?

ilk şoku atlattım yazabilirim.

insanlar doğuştan da engelli olabilirler. bu iğenç konuşmayı yapanlar buna da bir kulp bulurlar ya neyse.

"ben bu cezayı çekiyorum, buna alışmalıyım, bunda da vardır bir hayır diyerek hayatını idame ettirmesi geriyor.” yani 'biz iyileşme ihtimalin varsa da yardımcı olamayız çünkü sen günahkarsın sen engelli olmayı hak ediyorsun' mu demek istiyorsunuz? bu açıklamaları yaparken hiç mi utanmadınız?

sizler de bizler de engelli adayıyız. başınıza bir iş geldiğinde 'ben günahkârım bu yaşadıklarımı hak ediyorum' diyebilecek misiniz? hiç sanmıyorum.
insan 2 saniye sonrasını bilemeden bu kadar büyük sözler sarf etmemeli.

aklıma brezilya'da "şişman kadınlar günahkardır" diyen papazın sahneden aşağı itilmesini getiren başlık.

yazıklar olsun bu açıklamayı yapana. doğuştan gelen genetik hastalıklarımın benim günahlarla ne alakası var acaba ?

millet marsa çıkıyor. daha başka söz hak etmez bir çöp yazıdır. itibar etmeyiniz.

adam bir tarafından din uydurmuş.

doğuştan engelli olanlar ailelerinin günahını mı üstlenmişler? hayır yeni doğmuş bir meleğin günahkar olması mümkün değil de.

açıklamayı yapanın zihnine prangalar vurup, kalan ömrü boyunca kullanmaması gerektiğini düşünüyorum.

ifade özgürlüğü herkesi de kapsamasa be keşke! tanım: gregor samsa’nın karnı acıkınca hayalini kurduğu küflü peynirden bile daha az işlevsel bir “şeyin” salak beyanı. salak. salak!

onu diyenin ben alnına koyayım,

yumrugumu.

bu zırva tutumun tarihten günümüze taşınmış olması hayli üzücüdür. şuraya fesat bırakmak istemiyorum ama uzuv ya da fonksiyon kaybı olanları aralarına almamaya gayret etmiş tarihteki bazı grupları okuduğumda hayretler içinde kalmıştım. mesela hurufiler. bu tipler insan uzuvlarına anlam yüklemeleriyle bilinir...vay efendim insan yüzünde şu harfler varmış da toplamı şu sayıymış da bilmem ney.

mevlevilerde de benzer bir yaklaşım var. maalesef

işte bunlar hep bazı tiplerin allahlık iddialarının yansımaları.

bazen çok farklı şekillerde onayladığınız olabilir.

siz çok şanslısınızdır çünkü allah öyle olmaktan sizi korumuştur.(e çünkü iyi birisinizdir.)

siz iyi biri olduğunuz için herkese merhamet gösterecek bir konumdasınızdır. (merhamete muhtaç olmak ne kadar da toksiktir)

toksik insanlar yaşamı karartır. ( çünkü onlar günahkardır. biz şanslılar gülüp eğlenirken tadımızı bozarlar falan.)

engelli olmak ya da doğmak bir kaderdir, günahkarlıkla ilgisi yoktur ve olamaz.
ama şu konuda ahkam kesmek gibi olmasın, yalnız ilerleyen yaşlarında felç geçirenler, gözlemlediğim kadarıyla önceki hayatları kötülükle, günahlarla, tepeden bakmayla, şiddet uygulamakla, kibirle, ailesine kan kusturmakla geçmiş kişiler ve büyük beddua alıyorlar ki bu kesin cezalarını vücutlarına inme girmesiyle çekiyorlar. bunlardan biri de teyzemin geliniydi ve şu saydığım özelliklere sahipti, sülaleye illallah ettirdi, kan kusturdu, kibrinden geçilmedi ve daha sonra kısmi felç geçirdi ve bu da tesadüf değildi. sonradan felç geçirenler günahlarının bedelini ödüyorlar kesinlikle. dini otorite olarak konuşmuyorum ama aşağı yukarı gözlemlerim böyle.

onu öyle yaratan günahkar asıl!

sinirimi yersiz yere tepeme çıkarttı bu haber.

bir tanrının varlığını kabul edip, deist veya benzeri türden inanışa sahip olduğu halde, kendini 'hafif' dindar zanneden insanların 'haber' zannettiği zırvalık.

bu zırvalıklar, dinlerin politika yapmaya yarayan araçlar'ı'dır. dinlerden uzaklaşmış kişiler ve inanç grupları, karşılaştıkları inanılması güç dini politikaları meczup zırvalıkları ile karıştırırlar, ekseriyetle..

zırvadır. lakin neredeyse tüm inanç sistemlerinde genelden farklı olan her birey benzer şekilde etiketlenir. cinsiyet, farklı ten rengi, farklı göz rengi, farklı düşünce....

yeni doğmuş bir bebeğin ne günahı olabilir? anne babasının günahını mı çekiyor? şükrederse cennete mi girer anne babası? her şey bir sınav mı? cennetinde cehennemin de!

çok incitici bir başlık.
aramızda engelli yazarlar var.
ki olmasa bile, bahsinin bile açılmaması, hatta düşünülmemesi gereken bir durum.
zihnimizi bize ekleyecek bizi iyi edecek şeyler ile meşgul edelim.
aslında ve gerçekte, her insan engelli olma potansiyeline sahiptir.
yarın ile ilgili garantisi olan var mı?
bedensel engelli olmak insanı sadece hareket anlamında kısıtlar, kalpten engelli olmayalım inşallah.
kalbi engelli olanlar ile karşılaşmayalım inşallah.
allah herkesi kalbini ısıtan insanlar ile karşılaştırsın.