eric harris

columbine school shooterı bir diğer deyişle columbine tetikçisi 20 nisan 1999 da gerçekleşen columbine katliamının sorumlusu. o ve dylan klebold. bugün itibariyle vefatının üzerinden tam 22 yıl geçmiştir. bugün onun ölüm yıl dönümü o ve dylan klebold. ve diğer 13 kurbanın... hiç tanımadığın bir insanın hatta senin ölü olarak bulunduğun ilk bir iki sene dünyaya dahi gelmemiş olan birileri tarafından çok ileri ki senelerde adının anılması oldukça büyük bir şeref olmalı.
sadece ben değil bir çok kişinin günlük yaşantısında bir kaç saniye bile olsa aklına gelir bu genç.
not : eric harris'i anmam onun hayranı olduğum anlamına gelmez , yanlış anlaşılmayayım sonra.

muhtemelen son eyleminin bu denli ünlü olup, o eyleminden ötürü bir hayran kitlesi toplayabileceğinin farkında değildi.

bir akrabam ile 1998-1999 yıllarında 4-5 kez online olarak chatleşmiş kişi.
1999 un ortalarına doğru okulunu bastıktan sonra intihar etmiş. ve ardında hem kocaman ün hemde hayran kitlesi bırakmış kişi.
dünya üzerinde farklı farklı web sitelerde neredeyse her dakika kendisi hakkında yorumlar yapılıyor.

1999 da okulunu basıp intihar etmiş amerikan genci.

tüm insanlığa karşı derin bir nefreti vardı ve bazen kendisini tanrı olarak görürdü, öyle hissettiğini söylerdi.

18 yıllık ömründe 4 kez flörtü olmuştur. kmfdm dinler, doom oynardı. 1998 yılının ortalarından aynı yılın sonuna kadar günlük tuttu ve 20 nisan 1999 da 17 yaşındaki arkadaşı dylan ile birlikte gerçekleştireceği katliamı daha 9 ay öncesinden sahiplendi.

abisi hariç diğer aile üyeleri arasında kuvvetli bir bağ yoktur. dini inancına gelecek olursak neye inanıp inanmadığını kendisi bile bilmiyordu. tanrı ile alakalı bilinen tek sözleri kendisini bazen tanrı gibi hissettiğini söylemesiydi.

üstteki yazar belirtmiş zaten bu durumu. hatta katliamı yaparken tetikçilerin, kütüphanede cassie bernall isminde bir kıza tanrıya inanıyor musun diye sorup, evet cevabını aldıktan sonra kıza zarar vermeden önünden geçip gittikleri de bilinen bir gerçektir.

ben onların bu tutumunu kendilerini tanrı gibi hissettiklerine bağlıyorum. gücün kendi ellerinde olduğunu hissetmek istiyorlardı. insanların yaşamasına izin verip vermemek.. bu durumun kendi ellerinde olması..

diğer bir yanlış algıda ericin, dylanı katliama teşvik ettiği düşünülüyor. hayır, en az eric kadar dylan da o katliamı yapmak istiyordu. öldürme ve ölmeye meyilliydi hatta 1997 de 15 yaşında intihar girişiminde bulunmuştu.

eric'in yaptığı sadece bu durumu ona söyleyerek eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek oldu. eric bu görüşünü dylan'a açıkladığında dylan heyecanla karşıladı. bu katliamı kısa bir süre sonra sahiplendiler, ve hafiften planlama aşamalarına girdiler.

önlerindeki bir iki ay içerisinde çok daha ciddiyetli yaklaşacaklar bu duruma ve geleceğe dair hedeflerini, hayallerini birer birer yok edecekler. çünkü katliamı yaparken ölmeyi planlıyordu her ikisi de.

ailesi, dylana toplum ve medya tarafından ''takipçi depresif'' etiketi yapıştırıldığı için şanslı. oğullarının yasını tutabiliyorlar. ericin ailesinde bu imkan yoktu bile. herkes dylanı yönlendiren eric miş gibi davranıyor. tüm suçu eric'e yüklemeyi çalışanlara bile rastladım.

konuyu evirip çevirmeye pek bir lüzum yok. ara sıra farklı farklı bilgilerle uğrarım bu başlığa. fazla yazmaya gözüm kesmiyor.