erkeğin antidepresanı avradıdır
başlık "bensenobiz" tarafından 15.05.2025 23:14 tarihinde açılmıştır.
1.
sevgili olsun, hayat arkadaşı olsun bir erkek sinirlendi mi, nabzını düşürecek tek kişinin hatunu olduğunu anlatan cümle. duvarda yazıyordu. paylaşayım dedim. *
devamını gör...
2.
katıldığım önerme.
avrat gibisi var mı şu dünyada yav.
dünyada yüzü güler avradı avrat olanın.
avrat gibisi var mı şu dünyada yav.
dünyada yüzü güler avradı avrat olanın.
devamını gör...
3.
kadının sırtına yüklenen bir düşünce daha... yazık.
devamını gör...
4.
isveç'in bazı yörelerinde şöyle derler: at avrat amon amarth. evrensel olarak geçerli bir düşünce evet.
devamını gör...
5.
6.
avrat gibisi var mı be kardeşim. candır, canandır, yarenidir erkeğin.
hakikaten görünmez dağdır sırtını dayadığın. hem ne derler bilirsiniz...
yâri yâr olanın yâr sarar yarasını, yâri yâr olmayanında el s....r miş anasını.
o sebepten bulabilene ne mutlu.
hakikaten görünmez dağdır sırtını dayadığın. hem ne derler bilirsiniz...
yâri yâr olanın yâr sarar yarasını, yâri yâr olmayanında el s....r miş anasını.
o sebepten bulabilene ne mutlu.
devamını gör...
7.
bu sadece erkekler ile alakalı bir durum değildir. doğru adamda, bir kadının ilacıdır hatta arttırıyorum "ilhamıdır."
insanlar ne derlerse desinler biz "sevgi" ile iyileşiyoruz. inanıyorum ki önce inanç ve sonra sevgi ile iyileşemeyecek hiç bir dünyavi rahatsızlık yoktur. bu yüzden tedaviyi yapay haplarda değil, bireysel olarak mutlu olmak ve mutlu etmek üzerine odaklamalıyız. emin olun çok işe yarıyor.
bu sözlüğe yıllardır yazıyorum ve kendim denemediğim hiç bir şeyi anlatmadım. tabii, bende son bir kaç yıldır çok zorlanıyorum çünkü yaş aldıkça, içinde yaşadığınız ülkenin gerçekleri sizi inanılmaz tüketiyor. sahip olduğunuz umudunuz, dünyaya olan bakışınız inanılmaz hastalıklı hatta umutsuz hale geliyor. ben adım gibi eminim şu an ülkenin neredeyse %85'i anti- depresan alıyordur çünkü bu sosyal travma ile başka türlü başa çıkılamaz. inatla içinde olduğum bu negatif duygu durumundan kurtulmaya, ona teslim olmamaya çalışıyorum. bireysel farkındalığım bu konuda baya yüksek. duygu durumumun benim normalim olmadığını biliyor ve bu anormaliteyi yok etmek için çabalıyorum.
bu yüzden size önerebileceğim ilk şey:
içinizde var olan negatif duygu durumunu ve düşünceleri benimsemeyin ve size ait olduğuna inanmayın. hiç bir negatif düşünce insanın özünden gelmez. size gelen negatif düşünceler, sizi hasta etmek için varlar ve bunları benimsediğiniz noktada , psikolojik olarak hastalanmaya başlarsınız. peki ne olur?
kaygı bozuklukları türeyebilir,
ani başlayan yüksek seviye depresyon, melankoli gelişebilir,
intihar eğilimleri, duygu durum bozuklukları hatta bipolarlık ve daha uç zihinsel hastalıklara kadar evrilebilir.
bu yüzden süreci başında fark etmeniz ya da fark ettiğiniz noktada direkt sürece müdahale etmeniz çok önemlidir. insanın doktoru yine kendisidir. negatif düşünceleri zihninizden kovdugunuzda, bedensel sağlığınızda değişiyor. vücut, duygu bozukluklarına çok hızlı tepki verir. vücut sağlığınızı bozan aslında düşüncelerinizdir.
duygu bozuklukları size her şeyi yaptırabilir:
-aşırı yeme veya hiç yememek ( anorexia- blumia- binge yeme bozukluğu vb)
- madde/ alkol kullanımı
- intihar eğilimi
- sindirim sistemi bozuklukları ( kabızlık- ishal)
- aşırı sivilcelenme, regl'den kesilme
- kan değerlerinde - nabızda- hormonal değerlerde oynama
- garip anlamsız ritüeller/ zorunluluk haline getirilmiş, düzenli tekrar eden davranışlar (takıntılar yani okb) geliştirme ve bunun sonucunda insani- fiziksel gerekliliklere eğilememek ( yeterince ve düzenli yemek yemek, yıkanmak, öz bakımları yerine getirmek , uyumak gibi) .
*** önemlidir : takıntıları düzenli yerine getirmek çok vakit alır ve kişiye kendisine ait zaman bırakmaz. mesela:
temizlik hastası birini düşünün. uyanık olduğu tüm süreç boyunca sadece temizlik yapar. oturup, 2 saat bile normal bir vakit geçiremezsiniz. dışarı çıktıklarında ise, sadece kendilerini temizlemekle uğraşırlar çünkü her yer pistir.
simetri hastası birini düşünün. nereye giderse gitsin asfaltlar ve geometrik desenlerle derdi vardır. kafalarındaki limitlere göre yürür, hareket ederler. yollarda sadece çizgilere basan, karelerden kaçan vb bir sürü insan görebilirsiniz.
gördüğünüz üzere bu insanların takıntıları aslında tüm hayatlarını alıyor. zaman yok.. peki, bunların başlangıcı nedir? bireysel umutsuzluk ve mutsuzluk ya da travma olan durumu çözememe hali.
bu yüzden ne yaşarsanız yaşayın "amaaan" demeyi öğrenmek gerekiyor. öğrenemiyorsanız, öğrenmek üzerine çalışmalısınız. yazıldığı kadar kolay olmadığını biliyorum şahsen ben bu dünyada sorumluluk algısı gereksiz nirvana olan bir insanım. hayatımdaki her şeyi kontrol etmeye çalışırım çünkü ebeveynlerimde böyle insanlar. prensipli ve gurur anlayışı güçlü insanlarla büyüdüğünüzde, "salmak" sadece " başarısızlık, niteliksizlik" olarak geliyor ama öyle değil. bu kişinin bireysel "iyileşme alanıdır."
ben öğrenmek üzerine çalışıyorum, sizde çalışın. öğrendiğinizde, aldığınız ve verdiğiniz sadece sevgi oluyor. fiziksel ve zihinsel olarak ise, uyanışa geçmiş oluyorsunuz.
not: nefis ve zihin her zaman size saldırmaya devam edecektir( olumsuz duygular ve kaygılar yaratmak konusunda). hayat boyu onları ekarte edeceksiniz. bu yüzden bu bilinç ve çalışma önemlidir. bu güç bir kere kazanıldı mı, geriye kalan hayatınızı garanti ediyor.
-
insanlar ne derlerse desinler biz "sevgi" ile iyileşiyoruz. inanıyorum ki önce inanç ve sonra sevgi ile iyileşemeyecek hiç bir dünyavi rahatsızlık yoktur. bu yüzden tedaviyi yapay haplarda değil, bireysel olarak mutlu olmak ve mutlu etmek üzerine odaklamalıyız. emin olun çok işe yarıyor.
bu sözlüğe yıllardır yazıyorum ve kendim denemediğim hiç bir şeyi anlatmadım. tabii, bende son bir kaç yıldır çok zorlanıyorum çünkü yaş aldıkça, içinde yaşadığınız ülkenin gerçekleri sizi inanılmaz tüketiyor. sahip olduğunuz umudunuz, dünyaya olan bakışınız inanılmaz hastalıklı hatta umutsuz hale geliyor. ben adım gibi eminim şu an ülkenin neredeyse %85'i anti- depresan alıyordur çünkü bu sosyal travma ile başka türlü başa çıkılamaz. inatla içinde olduğum bu negatif duygu durumundan kurtulmaya, ona teslim olmamaya çalışıyorum. bireysel farkındalığım bu konuda baya yüksek. duygu durumumun benim normalim olmadığını biliyor ve bu anormaliteyi yok etmek için çabalıyorum.
bu yüzden size önerebileceğim ilk şey:
içinizde var olan negatif duygu durumunu ve düşünceleri benimsemeyin ve size ait olduğuna inanmayın. hiç bir negatif düşünce insanın özünden gelmez. size gelen negatif düşünceler, sizi hasta etmek için varlar ve bunları benimsediğiniz noktada , psikolojik olarak hastalanmaya başlarsınız. peki ne olur?
kaygı bozuklukları türeyebilir,
ani başlayan yüksek seviye depresyon, melankoli gelişebilir,
intihar eğilimleri, duygu durum bozuklukları hatta bipolarlık ve daha uç zihinsel hastalıklara kadar evrilebilir.
bu yüzden süreci başında fark etmeniz ya da fark ettiğiniz noktada direkt sürece müdahale etmeniz çok önemlidir. insanın doktoru yine kendisidir. negatif düşünceleri zihninizden kovdugunuzda, bedensel sağlığınızda değişiyor. vücut, duygu bozukluklarına çok hızlı tepki verir. vücut sağlığınızı bozan aslında düşüncelerinizdir.
duygu bozuklukları size her şeyi yaptırabilir:
-aşırı yeme veya hiç yememek ( anorexia- blumia- binge yeme bozukluğu vb)
- madde/ alkol kullanımı
- intihar eğilimi
- sindirim sistemi bozuklukları ( kabızlık- ishal)
- aşırı sivilcelenme, regl'den kesilme
- kan değerlerinde - nabızda- hormonal değerlerde oynama
- garip anlamsız ritüeller/ zorunluluk haline getirilmiş, düzenli tekrar eden davranışlar (takıntılar yani okb) geliştirme ve bunun sonucunda insani- fiziksel gerekliliklere eğilememek ( yeterince ve düzenli yemek yemek, yıkanmak, öz bakımları yerine getirmek , uyumak gibi) .
*** önemlidir : takıntıları düzenli yerine getirmek çok vakit alır ve kişiye kendisine ait zaman bırakmaz. mesela:
temizlik hastası birini düşünün. uyanık olduğu tüm süreç boyunca sadece temizlik yapar. oturup, 2 saat bile normal bir vakit geçiremezsiniz. dışarı çıktıklarında ise, sadece kendilerini temizlemekle uğraşırlar çünkü her yer pistir.
simetri hastası birini düşünün. nereye giderse gitsin asfaltlar ve geometrik desenlerle derdi vardır. kafalarındaki limitlere göre yürür, hareket ederler. yollarda sadece çizgilere basan, karelerden kaçan vb bir sürü insan görebilirsiniz.
gördüğünüz üzere bu insanların takıntıları aslında tüm hayatlarını alıyor. zaman yok.. peki, bunların başlangıcı nedir? bireysel umutsuzluk ve mutsuzluk ya da travma olan durumu çözememe hali.
bu yüzden ne yaşarsanız yaşayın "amaaan" demeyi öğrenmek gerekiyor. öğrenemiyorsanız, öğrenmek üzerine çalışmalısınız. yazıldığı kadar kolay olmadığını biliyorum şahsen ben bu dünyada sorumluluk algısı gereksiz nirvana olan bir insanım. hayatımdaki her şeyi kontrol etmeye çalışırım çünkü ebeveynlerimde böyle insanlar. prensipli ve gurur anlayışı güçlü insanlarla büyüdüğünüzde, "salmak" sadece " başarısızlık, niteliksizlik" olarak geliyor ama öyle değil. bu kişinin bireysel "iyileşme alanıdır."
ben öğrenmek üzerine çalışıyorum, sizde çalışın. öğrendiğinizde, aldığınız ve verdiğiniz sadece sevgi oluyor. fiziksel ve zihinsel olarak ise, uyanışa geçmiş oluyorsunuz.
not: nefis ve zihin her zaman size saldırmaya devam edecektir( olumsuz duygular ve kaygılar yaratmak konusunda). hayat boyu onları ekarte edeceksiniz. bu yüzden bu bilinç ve çalışma önemlidir. bu güç bir kere kazanıldı mı, geriye kalan hayatınızı garanti ediyor.
-
devamını gör...
8.
açılın millet kadınlar önde erkekler arkada geniş kolda ikişerli hizaya geçin kadınlar çöksün erkekler rahatta dinlesin anlatıcam.
tv8 de varoş mahalle lunaparkında çingen oyunlarına dönen sörvayvırdan bıkmışım, yok o attı vuramadı bu tuttu kaçamadı gına geldi. açtım hollanda sörvayvırı izliyorum. bi adada adamlar var bi adada kadınlar var.
adamlar 1 haftada medeniyet kurdu ya la resmen, biri dedi ben inşaat mühendisiyim adam ağaç dallarından pergolemsi bungalovumsu birşey yaptı, öbürü dedi ben bahçıvanım bungalovun arkasını bostan etti oraya çit çeper meper çekti çevre düzenlemesi yaptı bişeye benzetti, öteki dedi ki açılın ben doktorum şimdi burada gıda nebatat falan kısıtlı size diyet planını ben çıkarıcam makrolarımıza dikkat edicez yoksa bi haftaya perte çıkarız agalar dedi. bir başkası ben dedi çok bi aşçılığım yok ama dedi snakhaus’ta çalışıyom dedi o da yemek nevale kayıntı işlerini halletti, mutlu mesut bi düzen kurdular.
öbür adada kadınlar var, abbau hepsi yılan yılan, o onu çekiştiriyo, beriki öbürkünün kumanyasını çalıyo, hepsi birbirine tıslıyo, kontrollü bi düzenek olmasa yemin ediyorum birbirini öldürüp gömecekler neredeyse, hepsi pemperişan oldu bir haftada, o ilk alımlı hallerinden eser yok, meth bağımlısı mental sorunlu homelessler gibi oldular, hepsi tipten çıktı eşkalden bozuldu. öyle bi kem sözlü bet yüzlü oldular.
sonra dediler bu böyle olmaz bunlar birbirini yiyecek bu kadınları erkekler adasına taşıdılar. erkekler sevinçli kadınlar mutlu hepsinin yüzünde gülücükler açıyo herkeste saf avel avel bi neşe var.
3 güne erkekler adasının ahengini de bozdu bu kadınlar, gardaş gardaşa düştü, mühendis dedi gedin lo bu evi ben yapmışim artık delalım çavreşanım kristinaylan yaşiyacam oğlem, bahçıvan dedi bostanımdan bi dal maydanoz çalana haram zukum it kanı olsun, bu çakma gastronomi uzmanı çerçöpten karışık zerzevat tabağı yapıyo manitasına yanarlı dönerli, adamların karakteri 180 derece bozuldu lan!
neyin antidepresanı da neyin şeysi, o dakka anladım ki herbişey dalga dümen!
tv8 de varoş mahalle lunaparkında çingen oyunlarına dönen sörvayvırdan bıkmışım, yok o attı vuramadı bu tuttu kaçamadı gına geldi. açtım hollanda sörvayvırı izliyorum. bi adada adamlar var bi adada kadınlar var.
adamlar 1 haftada medeniyet kurdu ya la resmen, biri dedi ben inşaat mühendisiyim adam ağaç dallarından pergolemsi bungalovumsu birşey yaptı, öbürü dedi ben bahçıvanım bungalovun arkasını bostan etti oraya çit çeper meper çekti çevre düzenlemesi yaptı bişeye benzetti, öteki dedi ki açılın ben doktorum şimdi burada gıda nebatat falan kısıtlı size diyet planını ben çıkarıcam makrolarımıza dikkat edicez yoksa bi haftaya perte çıkarız agalar dedi. bir başkası ben dedi çok bi aşçılığım yok ama dedi snakhaus’ta çalışıyom dedi o da yemek nevale kayıntı işlerini halletti, mutlu mesut bi düzen kurdular.
öbür adada kadınlar var, abbau hepsi yılan yılan, o onu çekiştiriyo, beriki öbürkünün kumanyasını çalıyo, hepsi birbirine tıslıyo, kontrollü bi düzenek olmasa yemin ediyorum birbirini öldürüp gömecekler neredeyse, hepsi pemperişan oldu bir haftada, o ilk alımlı hallerinden eser yok, meth bağımlısı mental sorunlu homelessler gibi oldular, hepsi tipten çıktı eşkalden bozuldu. öyle bi kem sözlü bet yüzlü oldular.
sonra dediler bu böyle olmaz bunlar birbirini yiyecek bu kadınları erkekler adasına taşıdılar. erkekler sevinçli kadınlar mutlu hepsinin yüzünde gülücükler açıyo herkeste saf avel avel bi neşe var.
3 güne erkekler adasının ahengini de bozdu bu kadınlar, gardaş gardaşa düştü, mühendis dedi gedin lo bu evi ben yapmışim artık delalım çavreşanım kristinaylan yaşiyacam oğlem, bahçıvan dedi bostanımdan bi dal maydanoz çalana haram zukum it kanı olsun, bu çakma gastronomi uzmanı çerçöpten karışık zerzevat tabağı yapıyo manitasına yanarlı dönerli, adamların karakteri 180 derece bozuldu lan!
neyin antidepresanı da neyin şeysi, o dakka anladım ki herbişey dalga dümen!
devamını gör...
9.
kadın, kadındır.
antidepresan babandır. *
antidepresan babandır. *
devamını gör...
10.
antidepresan antidepresandır. avrat babandır
devamını gör...
11.
bizim oralarda bi söz var atasözü dediklerinden aklıma o geldi. evet evet o .
sözlük kuralları gereği...........
sözlük kuralları gereği...........
devamını gör...
12.
bazen karanlığın içinde doğan güneş, bazen karanlığın ta kendisi olabilir.
genelde böyle olmalarının sebebinin bizim alacağımız posizyonla ilgili olduğunu söylerler, kısmen doğru ama tamamen doğru değil.
zira ne güneş doğmadan önce birinin ona karşı tavrına bakarak hareket eder, ne de karanlık birinden izin alarak geceye çöker.
yani güneş olmakta karanlık olmakta kişinin kendi elindedir, yaşananlar buna etken olabilir ama konuyu tamamen erkek tarafına yıkmakta tam olarak işgüzarlıktır.
genelde böyle olmalarının sebebinin bizim alacağımız posizyonla ilgili olduğunu söylerler, kısmen doğru ama tamamen doğru değil.
zira ne güneş doğmadan önce birinin ona karşı tavrına bakarak hareket eder, ne de karanlık birinden izin alarak geceye çöker.
yani güneş olmakta karanlık olmakta kişinin kendi elindedir, yaşananlar buna etken olabilir ama konuyu tamamen erkek tarafına yıkmakta tam olarak işgüzarlıktır.
devamını gör...
13.
çiftler tabi birbirine destek olacak ama antidepresana bireyin ihtiyaç duyması zaten eksi özellik. onu birinin kapatmaya çalışması çok ucuz, çirkin. tabi herkes mükemmel olmaz da, kafasal hastalıklarla da gezmesek mi
devamını gör...
14.
bir tuvalet kapısı yazısı.
devamını gör...