1.
bugün farkettiğim gerçek.
hayatta hiç sevmediğim şey alışveriş yapmak. bir mağazaya girip en fazla üç dakika ya da yüzdoksan saniye içinde alışverişimi yapıp çıkmalıyım. neyse, bir kaç ünlü giyim mağazası gezdim ve erkek pantalonu adı altında i.ne pantalonu satmaya çalıştılar. lan ben 40 yaşında adamım, düşük bel, dar paça vs bunlar i.ne şeyi işte. hatta biri vardı ki az kalsın mağaza görevlisini dövecektim. "abi bir dene bak kesinlikle beğeneceksin" diye beni soyunma kabinine gönderdi. pantalonu bir giydim... tayt ulan tayt! baletlerin giydiği şey malafatı daha az belli ediyor valla. yani giy, anatomi dersine model olarak git. yarım saat mağazalara erkek pantalonu sordum. "güzel kardeşim; kadınlardan hoşlanan, ardını dövdürmekten hoşlanmayan erkek pantalonu var mı?" dedim bir kaç yere. maalesef yoktu.
uzaktan kiğılı bana göz kırpıyordu sanki. aramızda bir çekim olmuştu. hemen koşarak girdim içeri. "hoşgeldiniz beyfendi" diye beni karşılayan kıza "kendim için pantalon bakıyorum" dediğimde önüme bir sürü pantalonu yığdı. pantalonlarda "standart bel, standart kesim, standart paça" yazıyordu. ağlamaya başladım. nihayet bir pantalonum olmuştu. kendimi dünyada kalan son erkek olarak hissetmeye başlamıştım.
teşekkürler kiğılı. bu reklam için de para falan istemiyorum.
bu da yalanına sokuyumculara gelsin.
hayatta hiç sevmediğim şey alışveriş yapmak. bir mağazaya girip en fazla üç dakika ya da yüzdoksan saniye içinde alışverişimi yapıp çıkmalıyım. neyse, bir kaç ünlü giyim mağazası gezdim ve erkek pantalonu adı altında i.ne pantalonu satmaya çalıştılar. lan ben 40 yaşında adamım, düşük bel, dar paça vs bunlar i.ne şeyi işte. hatta biri vardı ki az kalsın mağaza görevlisini dövecektim. "abi bir dene bak kesinlikle beğeneceksin" diye beni soyunma kabinine gönderdi. pantalonu bir giydim... tayt ulan tayt! baletlerin giydiği şey malafatı daha az belli ediyor valla. yani giy, anatomi dersine model olarak git. yarım saat mağazalara erkek pantalonu sordum. "güzel kardeşim; kadınlardan hoşlanan, ardını dövdürmekten hoşlanmayan erkek pantalonu var mı?" dedim bir kaç yere. maalesef yoktu.
uzaktan kiğılı bana göz kırpıyordu sanki. aramızda bir çekim olmuştu. hemen koşarak girdim içeri. "hoşgeldiniz beyfendi" diye beni karşılayan kıza "kendim için pantalon bakıyorum" dediğimde önüme bir sürü pantalonu yığdı. pantalonlarda "standart bel, standart kesim, standart paça" yazıyordu. ağlamaya başladım. nihayet bir pantalonum olmuştu. kendimi dünyada kalan son erkek olarak hissetmeye başlamıştım.
teşekkürler kiğılı. bu reklam için de para falan istemiyorum.
bu da yalanına sokuyumculara gelsin.
devamını gör...