eşinle hiçbir ortak noktanın olmaması
başlık "kırmızıoyuncakgemi" tarafından 20.01.2024 01:01 tarihinde açılmıştır.
1.
eşimle sevdiğimiz şeylerin çoğu zıt şeyler. ama diğer çiftlere oranla çok iyi anlaşıyoruz ve hiç kavga etmiyoruz. birbirimizin sevdiği şeylere saygı gösteriyoruz ve kısıtlamıyoruz. ama ortak nokta olmaması bazen can sıkabiliyor. kahvaltıyı ben çok severken o sevmiyor. ben çay içmek istediğimde o kola içiyor. tarihi yerler gezmeyi, baş başa olmayı seviyorum, o ise kalabalık olarak takılmayı. sizin evliliğinizde de zıt şeyler var mı, bunlar size bir problem oluşturuyor mu..
devamını gör...
2.
bir benzetme ile açıklamak gerekirse, eş ile kadıköy ve esenler gibi olma durumudur.
devamını gör...
3.
birçoğumuzun travmasıdır babamız ve annemiz.
devamını gör...
4.
eşler bir elmanın yarısı değildirler. eşlik; yan yana duran iki ayrı elma olmaktır.
devamını gör...
5.
başta duyguların da yoğunluğu ile biraz daha tolere edilebilir olan ve sorun yaratmıyor gibi duran bu farklılıklar uzun vadede ortak paydada buluşma imkanını ortadan kaldırabilir. bu noktada, evlilikte uzun vadede eşinizle elinizde kalacak arkadaş olma noktasında ortak paydada buluşamamak sorun olabilir.
devamını gör...
6.
pek keyifsiz bir durumdur bence. eşle her şey ortak olacak, birbirine çok benzeyeceksin, hep aynı şeylerden hoşlanacaksın diye bir şey yok elbette. ama "hiçbir" ortak nokta yoksa birlikte yaptığın hiçbir şeyden keyif alamazsın ya da birlikte hiçbir şey yapamazsın. ortak paylaşım olmadıktan sonra eş olmaya ne hacet?
devamını gör...
7.
ne konuşacağız ki o zaman ? kadınlar için konuşmanın çok önemli olduğunu düşünürsek ortak nokta olmazsa olmaz sanırım
devamını gör...
8.
eş olmak bir klon ya da kopya olmayı gerektirir bir şey değil. birbirinizi, ortak bir yaşamı ve geleceği, her alanda, birlikte ve mutlulukla paylaşabileceğiniz, en iyi ve 'tek' kişi olarak görmeniz/olması yeterli..
devamını gör...
9.
bence çok olağan bir durum. bu ülkede insanlar genellikle hemcinslerinin çoğunlukta olduğu ortamlarda büyüyor. zaten iki cinsiyetin genellikle eğlence anlayışı falan da farklı. bizde de var bu durum. ben eğlenmek için maç izler, okey oynarım ama eşim gezmeyi seviyor. güncel olarak ben futbol, siyaset, ekonomi falan konuşuyorum insanlarla hatta konu konuyu açıp dine de geldiğinden din de bunlara ekleniyor. ben ateist olup din konuşmama rağmen bir müslüman olan eşim din konuşmaz, siyaset konuşmaz, eh futbolla zaten işi yok. o aile bireyleri ve onların yaptıkları şeylerden falan bahseder. film izlerken bile sevdiğimiz tarzlar farklı. ben distopik ütopik filmleri seviyorum. dünyanın sonunun geldiği, insanların nasıl da değiştiği daha doğrusu gerçek doğamızın ortaya çıktığı şeyleri seviyorum. o duygusal şeyleri seviyor. kısacası ortak vakit geçirecek şey az. ama aynı başlık sahibinin dediği gibi bizde de kavga vs yok denecek kadar az.
yalnız burda su duruma dikkat etmek gerekiyor. şimdi farklılıklar çok olduğundan beraber eğlenmek zor. otomatik olarak insan beraber eğlendiği kişilerle vakit geçirmek istiyor. eğer oraya gidemezsen çok dışarı gidiyorsun eşini yalnız bırakıyorsun falan diye problem olursa ve gidemediğin zaman olursa o anlarda eşini mutluluğuna engel görmeye başlayabilirsin. şuraya gidip su arkadaşla şunu yapıp eğlenebilirdim ama evde mutsuz mutsuz oturuyorum çünkü eşim gidince laf yapıyor diye görürsen o mutluluğunla arandaki engel olmuş olur. ona dikkat edip iyi ayarlayabilmek gerekiyor.
maalesef kadınlar erkeklere okey masasının ya da playstation başında vakit geçirmenin bile lafını yapıyor. bunu da bir türlü idrak edemiyorum. içki yok kumar yok, çıkıp eve gelip oyun oynuyoruz ne var bunda. biz kadınları kısıtlamıyoruz özgürsün uykun varsa git uyu, kitap okumak istiyorsan otur oku, bişey izleyeceksen gel buyur izle; ben şuan maçımı izliycem ya da playstation oynuycam diyince gene bozulabiliyorlar. onlara göre birini sevmek her an aynı şeyi yapmak demek sanki. birbirimizi seviyoruz diye aynı tarz film sevmeliyiz aynı müzik tarzını dinlemeliyiz diye bişey yok ki. mühim olan birbirini farklılıkları ile kabullenip sevebilmek.
yalnız burda su duruma dikkat etmek gerekiyor. şimdi farklılıklar çok olduğundan beraber eğlenmek zor. otomatik olarak insan beraber eğlendiği kişilerle vakit geçirmek istiyor. eğer oraya gidemezsen çok dışarı gidiyorsun eşini yalnız bırakıyorsun falan diye problem olursa ve gidemediğin zaman olursa o anlarda eşini mutluluğuna engel görmeye başlayabilirsin. şuraya gidip su arkadaşla şunu yapıp eğlenebilirdim ama evde mutsuz mutsuz oturuyorum çünkü eşim gidince laf yapıyor diye görürsen o mutluluğunla arandaki engel olmuş olur. ona dikkat edip iyi ayarlayabilmek gerekiyor.
maalesef kadınlar erkeklere okey masasının ya da playstation başında vakit geçirmenin bile lafını yapıyor. bunu da bir türlü idrak edemiyorum. içki yok kumar yok, çıkıp eve gelip oyun oynuyoruz ne var bunda. biz kadınları kısıtlamıyoruz özgürsün uykun varsa git uyu, kitap okumak istiyorsan otur oku, bişey izleyeceksen gel buyur izle; ben şuan maçımı izliycem ya da playstation oynuycam diyince gene bozulabiliyorlar. onlara göre birini sevmek her an aynı şeyi yapmak demek sanki. birbirimizi seviyoruz diye aynı tarz film sevmeliyiz aynı müzik tarzını dinlemeliyiz diye bişey yok ki. mühim olan birbirini farklılıkları ile kabullenip sevebilmek.
devamını gör...
10.
eşlerin her konuda aynı fikirde olması gerekmiyor ama "hiçbir" ortak noktalarının olmamasını algılamakta güçlük çekiyorum. evlenmeden önce nasıl bunun farkına varılamıyor? artık görücü usulü diye bir şey yok gibi yani, en azından tanışma o şekil olsa da bir süre flört dönemi oluyor. o sırada hiç mi nelerden hoşlanırsın, hobilerin nelerdir vs gibi şeyler konuşulmuyor? hangi ortak noktada buluşup evlenmeye karar verdiniz o halde? o sıralar aşık olup aranızdaki farklılıkları tolere ettiniz ama evlenip de aşk bitince artık o farklılıkları tolere edemez hale mi geldiniz? (bkz: kafamda deli sorular)*
devamını gör...
11.
benim için ilişkinin ölümünü hazırlayan bir durum.
bir süre sonra, bu iki kişiden biri veya ikisi birden hayatlarına girecek 'diğer''i için
'beni o kadar iyi anlıyor ki, bazen tek bir ruhumuz olduğunu düşünüyorum. inanılmaz iligili davranıyor bir de. bu kadar ortak noktamız varken birbirimizden hiç sıkılmıyoruz. kahkaha krizlerine girdiğimiz oluyor.'
gibi düşüncelere sahip olacağını düşünüyorum.
bu bir temenni değil tabi. umarım entropinin olabildiğince az ilerlediği bir ilişki sizin olur. problemleri çözmekte zorlanmayacağınız bir iletişim çatısı kurarsınız.
not: kahvaltıda kola içilir tabii ki. çay şeytan icadı!
bir süre sonra, bu iki kişiden biri veya ikisi birden hayatlarına girecek 'diğer''i için
'beni o kadar iyi anlıyor ki, bazen tek bir ruhumuz olduğunu düşünüyorum. inanılmaz iligili davranıyor bir de. bu kadar ortak noktamız varken birbirimizden hiç sıkılmıyoruz. kahkaha krizlerine girdiğimiz oluyor.'
gibi düşüncelere sahip olacağını düşünüyorum.
bu bir temenni değil tabi. umarım entropinin olabildiğince az ilerlediği bir ilişki sizin olur. problemleri çözmekte zorlanmayacağınız bir iletişim çatısı kurarsınız.
not: kahvaltıda kola içilir tabii ki. çay şeytan icadı!
devamını gör...
12.
ticari anlaşma yapılmış herhalde.
devamını gör...
13.
başlarda çok vardı...ben o noktaları uzaya taşıdım, o dünyada kaldı.....
devamını gör...
14.
anlaşılıyorsa sorun yok. hatta zıt kutuplar birbirini çekere inanıyorum ama genel anlamda ortak zevkler olmalı. örneğin biri gezmeyi seviyor diğeri evde oturmayı.o zaman ya karşılıklı fedakarlık yapılacak ya da zevklerden vazgeçilip mutsuz olunacak.
devamını gör...
15.
açıkcası bu tamamen üzerine çok iyi düşünüp, karar almanız gereken bir olaydır. flört ya da sevgililik döneminde, yaşadığınız ilişki sadece sizin ve partnerinizin rızasına dayalı olduğu için, tüm süreç sadece ikiniz tarafından yönetilir fakat ne zaman evlilik olgusu işin içerisine girer, ilişkiniz kamunun ortak paydası haline gelir. diğer değişle; iki tarafında ailesi işin içine gireceği için, birbirinizle alakalı özerkliğinizi yitirirsiniz. her aldığınız karar sorgulanır, her kavganız hakkında bilgi vermeniz beklenir. aslında ilişkinizi 100 kişiyle birlikte yaşarsınız. bu yüzden kişisel zıtlığınızın fazla olduğu insanlarla bu yola girmeden önce çok düşünmeniz gerekiyor.
şahsen kendi adıma, zıtlıkları fazla olan insanı eşim olarak istemem çünkü eşit paydada hareket etmekten zevk alamadığınız bir ilişkide, her aktiviteniz kangren bir süreç başlatır. iki tarafta diğerinin istediği şeylere katlanmak zorunda kaldığı için, mutlu olmaz. yani günün sonunda hep 1 tarafın tatminsiz kaldığı bir ilişkiye sahip olacaksınız.
fakat bunu göze alıp yola çıktıysanız da, bunun içerisinde bir irade var demektir. bilinçli olarak bunu kabul edip, hayatınızı birleştirmişsiniz. dolayısıyla başından beri bildiğiniz ve kabul ettiğiniz bir şey ile alakalı hayıflanmak hoş bir tavır olmaz.
bu noktada ya tolere etmeye devam edeceksiniz ya da saygı çerçevesi içerisinde yollarınızı ayıracaksınız.
şahsen kendi adıma, zıtlıkları fazla olan insanı eşim olarak istemem çünkü eşit paydada hareket etmekten zevk alamadığınız bir ilişkide, her aktiviteniz kangren bir süreç başlatır. iki tarafta diğerinin istediği şeylere katlanmak zorunda kaldığı için, mutlu olmaz. yani günün sonunda hep 1 tarafın tatminsiz kaldığı bir ilişkiye sahip olacaksınız.
fakat bunu göze alıp yola çıktıysanız da, bunun içerisinde bir irade var demektir. bilinçli olarak bunu kabul edip, hayatınızı birleştirmişsiniz. dolayısıyla başından beri bildiğiniz ve kabul ettiğiniz bir şey ile alakalı hayıflanmak hoş bir tavır olmaz.
bu noktada ya tolere etmeye devam edeceksiniz ya da saygı çerçevesi içerisinde yollarınızı ayıracaksınız.
devamını gör...
16.
bu tür ilişkilerde, eşlerden biri manipüle ediliyor ve diğerine benzemeye başlıyor. şaşmaz bir gerçektir bu. kim kimi yerse.
devamını gör...
17.
iki taraf için de bazen sıkıcı olabilir doğruya doğru. en can sıkıcı olan da mizah anlayışlarının hiç uyuşmamasıdır, ki baya önemli bu bence ya.
yine de zevkler dışında daha derin konularda ortak noktaların olması asıl önemli olan.
yine de zevkler dışında daha derin konularda ortak noktaların olması asıl önemli olan.
devamını gör...
18.
bir insan ne kadar güzel veya yakışıklı olursa olsun evlendikten sonra diğerine duyulan çekim azalıyor. bu durumun kişilerlerle ilgisi yok. elbette bazı çiftler birbirini çok iyi anlatamadığı zaman birbirine uyum sağlayamaz ve mutlu bir cinsel birliktelik olmaz ama söylemek istediğim en uyumlu çiftler bile aralarındaki çekimin r süre sonra azaldığına ve sonunda da bitmeye yüz tuttuğunu görmek zorunda kalıyorlar.
bu nedenle bence birlikte zaman geçirebilmek her şeyden daha önemli olabiliyor.
bence insanları bir arada tutan ortak noktalar değil değerlerin ortaklığı. aynı tür filmleri sevmiyor olabilirsiniz ama karakteriniz farklıysa biri diğerinin kutsal bulduğu düzeyde bağlı olduğu değerlere saldırı düzeyinde saygısızsa o evliliği yürütmek mümkün olmayabilir.
bu noktada aynı değerlerle yetişmiş olan insanların aile veya yakın çevre tarafından tanıştırılması ortak değerler etrafında buluşmak anlamında kolaylık yaratabilir.
bu nedenle bence birlikte zaman geçirebilmek her şeyden daha önemli olabiliyor.
bence insanları bir arada tutan ortak noktalar değil değerlerin ortaklığı. aynı tür filmleri sevmiyor olabilirsiniz ama karakteriniz farklıysa biri diğerinin kutsal bulduğu düzeyde bağlı olduğu değerlere saldırı düzeyinde saygısızsa o evliliği yürütmek mümkün olmayabilir.
bu noktada aynı değerlerle yetişmiş olan insanların aile veya yakın çevre tarafından tanıştırılması ortak değerler etrafında buluşmak anlamında kolaylık yaratabilir.
devamını gör...
19.
aynı gün evlenmeleridir.
devamını gör...
20.
en önemli olması gereken ortak noktalar hayata bakış açısı, yaşam ilkeleri. bunlar ortak olursa diğerleri; zevkler, eğlence, hobiler vs ortak olmasa bile aşırı bir sıkıntı olmayacağı kanısındayım.
devamını gör...