eski sevgiliye söylenmek istenen şeyler

şu şarkı.
open.spotify.com/track/4Qs3...

s!kt!*!m!n or✓$p√su sal artık da cik hayatımdan

yalancı pislik. bu kadar.

kardeş rahatsız ediyorum durduk yere ama hatırlarsan biz yaklaşık 7 yıl önce sevgili olmuştuk. ben de o zamanın cahilliğiyle seni bir miktar üzmüştüm. yanlış anlama sırf merakımdan soruyorum; o zaman bana sağlam bir beddua etmiş ya da büyü falan yaptırmış olabilir misin? hiç öylesine.. yani 7 yıl takdir edersin ki epey uzun bir süre. rica etsem bir adet hayır duası alabilir miyim? hiç mi mümkün değil? peki teşekkürler.

bana çok şey öğrettin... mesela kimseye tam anlamıyla güvenmemek gerektiğini, hayatın ne kadar kısa ve takılı kalmanın ne kadar saçma olduğunu, mesela gerçekten sevdiğinde gözlerin gerçekten de körleştiğini, duygusal değil de mantıklı olmak gerektiğini... ve daha bir sürü şey.
ama yine de teşekkür edemiyorum nedense...
affettim ama teşekkürü borç bilmiyorum...
hayat seni bana getirdi ve sonra da hikayemden çıkardı.

"isterdim ömrümüz
geçseydi beraber...
ister miydim ayrılığı?
gülseydi şu kader,
ben çile, dert dolu
sen ümitler yolu,
şimdi sensiz, bak seninle
geçiyor mevsimler..."

niye lan niye...

umarım her şey yolundadır, sağlıklı ve güzel kal.

başka da bir şey demeye gerek yok ya, sonuçta o kadar anı paylaşılmış vs saygıyı kaybetmemek lazım.

gelme artık gerek kalmadı. bitirdim seni lan. özgürüm, yaşasın özgürlük

o.ldu mu ç.imdi?

sinek ilacı sıkan polis memuru ahmet kaya gibi belirli aralıklarla devam eden bir kişi bile olsa da derin yapısı ile birlikte hollywood eleştirisi bir gün bileceğim kim olduğumu düşünüyorum....

illaki vardır bir takım göndermeler ama nefes israfı olacağından tenezzül etmezsen arkanda bırakamamak gibi bir sorunsalı da barındırır. sövüp saymak kişinin kendi kararına kalmıştır.

eski sevgiliye söylemek istenen şeyler olsa daha doğru olmaz mı? sanki böyle bi olmamışlık var.

demet akalınlık yapamam artık. dönsen güzel olurdu tabii ama sen de haklısın.

anadolutat 1071.

gözyaşlarım kabrine havuz olsun leylâ. beni yaksın seni serin kılsın. ben ölürsem gözyaşın akmasın, benim gözyaşlarım çoluğuna çocuğuna ömür olsun.

gönül sayfamda açık seçik senin adın yazıyor.

jamiryo

sana ne söylersem söyleyeyim hiç dememiş gibi olacağım fakat olsun.
ilk tanıştığım andan itibaren birkaç kez sana olan görüşüm değişti. ilk başta kızlarla iyi anlaşan, erkek gibi durup biraz daha yapı olarak kızların kafasında olan bir kişi olduğunu düşündüm. prova esnasında bir sorun çıkınca hoca seni çağırtmıştı.
oturduğun yerde birkaç kız vardı. onlarla konuşuyordun. sıra sana geldiğinde kızlarla konuşmaktan kendi sıranı takip edemediğin için içten içe sana kızmıştım. (en sevmediğim şeyler biridir.) senin ismini bile bilmiyordum.
program gününe kadar da pek umursamadım. o gün sen benimle konuştun. benimle ilk konuştuğunda diksiyonundan gerçek mânâda etkilenmiştim. sonra seni sosyal medyada bulup istek atmıştım. sen de gt yapıp başka bir hesabından da istek atmıştın bana.
biz gayet güzel konuşurken ben senin sevgilin olduğunu öğrendim. bana bunu söylememiştin. oysa sevgilin olduğunu öğrenmiş olmasaydım beni sevdiğinden şüphelenecektim. çünkü saatlerce konuşurduk ve sen her konuşma sonunda başka bir konu açardın.
aradan aylar geçti, sen sevgilinden ayrıldın ve ben hâlâ sana karşı bir şeyler hissediyordum. sevgilinden ayrıldıktan bir ay sonra bana çıkma teklifi ettin. sonra her şey berbat hâle geldi. o güne kadar saatlerce konuşurken o günden sonra resmen iki günde bir en fazla ( toplamda ) bir saat konuşmaya başladık ve zaten ikinci gün kavga ettik. ben o gün ayrılacağımızı anladım. hatta iki haftayı geçerse şaşarım dedim. sen ilk günlerde birbirimize söz verelim demiştin. delikanlı sözü verdiğini söylemiştin.
delikanlılık senin için çok önemliydi. sorsan verildiğin sözü yerine getirmek de çok önemliydi fakat sen ikinci ay bana paragraf dolusu yazı yazdın. ben o gün mesajın uzunluğunu görünce anladım. üzgünüm, yapamıyorum, delikanlı sözü verdim ama kusura bakma vs. tamam dedim. peki. hiç mi üzülmedin dedin. telefonun başında " ne yapayım, ağlayayım mı. ne istiyorsun ? " dedim. sana ne yazdığımı hatırlamıyorum.
o ayrılık mesajından sonra yine saatlerce konuştuk . hem de hiç ayrılmamış gibi. konu konuyu açtı. senin telefonunun şarjı bitiyor diye konuşmayı sonlandırmak zorunda kaldık.
köpek gittin yine bir ay sonra eski sınıf arkadaşım ile çıktın. kız ile bir kere denk geldik "ayrılmak öyle kolay mı sandın. kolaysa söyle hemen unuturum." diye ergen ergen şarkı söyledi. beni düşürdüğün duruma da sana da... bana ayrılırken " çok klişe olacak fakat sen benden daha iyilerine layıksın. " demiştin. ben de sana "seni kırmak için söylemiyorum fakat seninle çıktığım günden beri herkes bana aynısını söylüyor. " demiştim. keşke daha fazlasını deseymişim. bir de hâlâ beni takip ediyorsun. gerçi ben de seni takip ediyorum.
bir insan hangi konu üzerinde durursa o konudan yoksundur. sen de delikanlılığa çok değinirdin. gördük delikanlılığını. neyse sen de allah'ından bul ay pardon. allah'a emanet ol.

son bir kez sevişelim bari be vicdansız.

favorim