1.
aklınıza giyim kuşam markaları gelmesin. genel olarak herkesin tercih ettiği markalar vardı alışverişlerde. sürekli o marka alınırdı.
şimdi sadece kampanya alıyoruz.
şimdi sadece kampanya alıyoruz.
devamını gör...
2.
eskiden 100-200 birime adidas, puma,nike reebok gibi markalar alırdık özellikle ayakkabılarıni şimdi ise düşük kaliteli elogart kinetix jump gibi markalar alabiliyoruz. kalite aşıri düştü.
devamını gör...
3.
uzun zamandır "insanlar bunu nasıl fark etmiyor?" dediğim durum. ne vakit konusunu açsam insanlar kulaklarını tıkayıp tuhaf sesler çıkarıyorlar. bundan 10 sene öncesinde tariş'ten başka zeytinyağı beğenmeyen insan "hepsi aynı zaten zeytinyağı değil mi işte" diyor. "yahu eskiden markete giderdin de sucuğun cumhuriyet'ini arardın şimdi ne oldu?" diyorum, "yok diyor o zaman öyle denk geliyordu alıyorduk, hem bunun ondan bi farkı yok" diyor. anlıyorum, şu an aynı marka model ürünü almak zor, pahalı, yahu öyle de o zaman "pahalı" de, "almak mümkün değil" de, hiç kimseden duymadım bu sözleri, herkesin bi bahanesi var.
başlığın ilk tanımına o kadar katılıyorum ki... artık sadece kampanyalı ürün kovalıyor insanlar. daha birkaç gün önce gideyim de düzgün bir peynir alayım da tost yaparım, artık pahalıysa da pahalı ne yapayım yani, canım düzgün tost istiyor dedim kendime. marketlerde gördüğüm şeyler: tuğcan peynirleri, ayberk peynirleri, ohmis peynirleri... (bunlar yaygın marketlerdeki ürünler, muhtemelen de kapış kapış satılıyorlar) nerede üretilir, nasıl üretilir, firma ne vakittir üretir belirsiz. ha anlıyorum tabi, eskiden sevdiğin aldığın markanın fiyatı oldu 3 kat. peki demiyor musun neden o peynir ayberk peynirlerinden 3 kat pahalı? ya da diyorsun içinden de dışa vurmak kanına mı dokunuyor?
kıyafetteki markalarda market ürünlerindekine göre daha tutucu insanlar, artık o da bitti sayılır. bu durum en çok insanların giydiği ayakkabılarda dikkatimi çekiyor, artık piyasa eski isminden prim yapan (kinetix, mp, jump..) markalara kalmış durumda. insanlar eskisi gibi zannediyor onları, halbuki bu tür markaların ürettiği ürünlerin merdiven altında üretilen pazar ürünlerinden hiçbir farkı yok günümüzde. ayakkabı almak istiyorum, gidiyorum herkesin bildiği ayakkabı mağazalarına (spesifik bir markaya ait olmayan mağazalar), içerisi tamamen çöplük. hani küçümsediğim için değil ama berbat yani, sattıkları şeyler ayakkabı değil, dört kartonu birleştirip bantlamışlar gibi. anlıyorum tabi, eskiden aldığın sevdiğin markayı şu an alabilmen imkansız, yahu neden o zaman bahane sunuyorsun "aaa ama bak bu ayakkabı da güzel, insanlar tutturmuş bir marka zaten amaaann, ondan bir tane alacağıma bundan üç tane alırım değiş değiş giyerim..." yahu gel de ki "pahalı, alamıyorum", neden bahane öne sürüyorsun?
günün sonunda peynir alışverişimden dönerken poşetteki ayberk peynirine baktım ben de "param anca buna yetti, öbürü çok pahalı, zaten yiyeceğim şey nihayetinde tost" dedim ve tıpkı diğer herkes gibi kendi bahaneme sarılarak döndüm evime.
başlığın ilk tanımına o kadar katılıyorum ki... artık sadece kampanyalı ürün kovalıyor insanlar. daha birkaç gün önce gideyim de düzgün bir peynir alayım da tost yaparım, artık pahalıysa da pahalı ne yapayım yani, canım düzgün tost istiyor dedim kendime. marketlerde gördüğüm şeyler: tuğcan peynirleri, ayberk peynirleri, ohmis peynirleri... (bunlar yaygın marketlerdeki ürünler, muhtemelen de kapış kapış satılıyorlar) nerede üretilir, nasıl üretilir, firma ne vakittir üretir belirsiz. ha anlıyorum tabi, eskiden sevdiğin aldığın markanın fiyatı oldu 3 kat. peki demiyor musun neden o peynir ayberk peynirlerinden 3 kat pahalı? ya da diyorsun içinden de dışa vurmak kanına mı dokunuyor?
kıyafetteki markalarda market ürünlerindekine göre daha tutucu insanlar, artık o da bitti sayılır. bu durum en çok insanların giydiği ayakkabılarda dikkatimi çekiyor, artık piyasa eski isminden prim yapan (kinetix, mp, jump..) markalara kalmış durumda. insanlar eskisi gibi zannediyor onları, halbuki bu tür markaların ürettiği ürünlerin merdiven altında üretilen pazar ürünlerinden hiçbir farkı yok günümüzde. ayakkabı almak istiyorum, gidiyorum herkesin bildiği ayakkabı mağazalarına (spesifik bir markaya ait olmayan mağazalar), içerisi tamamen çöplük. hani küçümsediğim için değil ama berbat yani, sattıkları şeyler ayakkabı değil, dört kartonu birleştirip bantlamışlar gibi. anlıyorum tabi, eskiden aldığın sevdiğin markayı şu an alabilmen imkansız, yahu neden o zaman bahane sunuyorsun "aaa ama bak bu ayakkabı da güzel, insanlar tutturmuş bir marka zaten amaaann, ondan bir tane alacağıma bundan üç tane alırım değiş değiş giyerim..." yahu gel de ki "pahalı, alamıyorum", neden bahane öne sürüyorsun?
günün sonunda peynir alışverişimden dönerken poşetteki ayberk peynirine baktım ben de "param anca buna yetti, öbürü çok pahalı, zaten yiyeceğim şey nihayetinde tost" dedim ve tıpkı diğer herkes gibi kendi bahaneme sarılarak döndüm evime.
devamını gör...
4.
yüzüne bakmadığınız markalara bile ulaşmak için insan bi durup düşünüyor yine. az ama öz alışveriş yaparak yine de dengeyi tutturamaya çalışıyorum.
devamını gör...
5.
hiç sorma azizim. ülkeyi mahvettiler. bu insanlar, bu halk ne yapsın?
canım bir blanc daha getirir misin? ay fularım düştü. halkların kardeşliği...
yav markayı murkayı bir kenara koydum. fakfakir insanın bir tütünü vardı onu da haram ettiler. azfakir olarak ağız tadıyla sigarillo puro filan içerdik. sırf müsriflik olsun diye yakar kül tablasına koyardık, söndükçe harlar geri koyar, ne olacak canım derdik.
geçen sigarillo çıkarttım mekanda, kadın erkek üçlü şekilde emcükledik. dedim inşallah ifşamız çıkmaz.
rezalet.
canım ustana söyle de karides tava yapsın, paket yap eve götüreceğim yengen hasta canı çekmiş. ay fularım.
canım bir blanc daha getirir misin? ay fularım düştü. halkların kardeşliği...
yav markayı murkayı bir kenara koydum. fakfakir insanın bir tütünü vardı onu da haram ettiler. azfakir olarak ağız tadıyla sigarillo puro filan içerdik. sırf müsriflik olsun diye yakar kül tablasına koyardık, söndükçe harlar geri koyar, ne olacak canım derdik.
geçen sigarillo çıkarttım mekanda, kadın erkek üçlü şekilde emcükledik. dedim inşallah ifşamız çıkmaz.
rezalet.
canım ustana söyle de karides tava yapsın, paket yap eve götüreceğim yengen hasta canı çekmiş. ay fularım.
devamını gör...
6.
alım gücü ile yakından alakalı bir durum illa ki ama ipin ucu kaçalı da çok oldu.
son zamanların tüketim alışkanlığı 'kampanya vardı aldım', tebrikler. indirim hokkabazlığına teslim olduk. market kartına indirim, kasa önü indirimi, günün-haftanın-ayın indirimli ürünü, şu kadar ondan alırsan öbürüne bu kadar indirim. bir indirimdir gidiyor, millet indirim kovalamaca oynuyor. iyi ürün 50 lira olsa indirimdeki 55 liralık kötü ürüne de aklı gidiyor.
7/24 çay tüketilen sayın ülkemde artık çay markasına dahi itibar edilmiyor, vefa gösterilmiyor. on lira ucuz olsa bergamotlusunu alacak. ulan bergamotlu çay içilir mi be!
son zamanların tüketim alışkanlığı 'kampanya vardı aldım', tebrikler. indirim hokkabazlığına teslim olduk. market kartına indirim, kasa önü indirimi, günün-haftanın-ayın indirimli ürünü, şu kadar ondan alırsan öbürüne bu kadar indirim. bir indirimdir gidiyor, millet indirim kovalamaca oynuyor. iyi ürün 50 lira olsa indirimdeki 55 liralık kötü ürüne de aklı gidiyor.
7/24 çay tüketilen sayın ülkemde artık çay markasına dahi itibar edilmiyor, vefa gösterilmiyor. on lira ucuz olsa bergamotlusunu alacak. ulan bergamotlu çay içilir mi be!
devamını gör...