1.
mutluolmayıbilenbiri ukdesidir.
eşref armağan, 1953 istanbul doğumlu bir ressam. armağan'ı benim nezdimde farklı kılan şeylerden biri, inanılmaz canlı renkleri çok süper kullanması.
herkes için farklı kılabilecek şeylerden biri ise, kendisinin doğuştan görme engelli olması. resimlerini nesnelere ve maket modellere dokunarak yapıyormuş. kendisi the colors of darkness adlı ödüllü bir belgesele konu olmuş. real super humans adlı bir başka belgeselde ise bahsi geçiyormuş.
armağan'ı türkiye'de yaşayan abd'li bir ingilizce öğretmeni fark ediyor. böylece adamı dünyaya tanıtmaya karar veriyor. bir şekilde harvard üniversitesi nöroloji bilim dalında görev yapan prof dr john m kennedy ile irtibata geçiliyor. kennedy, armağan'a çeşitli resimler çizdiriyor ve sonuca inanamıyor. nesnelerin başka açılardan çizilmesini istediğinde, sonuç yine başarılı oluyor. yapılan incelemeler sonucunda, armağan'ın beyninin gören insanlar gibi çalıştığını tespit ediyorlar. sonuçlara göre ressamın beyninin, göremeyen insanların da görsel hafızaya sahip olabileceğini kanıtlayacağı düşünülüyor.
esas ilginç olan, ressamın yalnızca belirli ufak nesneleri değil, evler, dağlar, göller, denizler gibi dokunarak bütününü kavrayamayacağı şeyleri de resmetmesi ve resimlerinin soyut resimler olmayışı. renkleri nasıl kullandığını bıraktığım örnekte göreceksiniz zaten.
armağan, ilk tablosunu 14 yaşında yapmış. yazılanlara göre ankara'da yokluk içinde yaşıyormuş ve tabloları da satılmıyormuş.
bunu bu sabah aöf sosyolojinin psikoloji ders kitabında okudum, kaynak o yani. internete yazdığınızda da çeşitli gazetelerin ressamla alakalı yaptıkları haberlere ulaşabiliyorsunuz.
new scientist dergisi armağan'a "görmeden görmek" başlığı ile 3 sayfa yer vermiş. linkten ulaşabilirsiniz ama üyelik istiyor. o yüzden ben okuyamadım. *
eşref armağan, 1953 istanbul doğumlu bir ressam. armağan'ı benim nezdimde farklı kılan şeylerden biri, inanılmaz canlı renkleri çok süper kullanması.
herkes için farklı kılabilecek şeylerden biri ise, kendisinin doğuştan görme engelli olması. resimlerini nesnelere ve maket modellere dokunarak yapıyormuş. kendisi the colors of darkness adlı ödüllü bir belgesele konu olmuş. real super humans adlı bir başka belgeselde ise bahsi geçiyormuş.
armağan'ı türkiye'de yaşayan abd'li bir ingilizce öğretmeni fark ediyor. böylece adamı dünyaya tanıtmaya karar veriyor. bir şekilde harvard üniversitesi nöroloji bilim dalında görev yapan prof dr john m kennedy ile irtibata geçiliyor. kennedy, armağan'a çeşitli resimler çizdiriyor ve sonuca inanamıyor. nesnelerin başka açılardan çizilmesini istediğinde, sonuç yine başarılı oluyor. yapılan incelemeler sonucunda, armağan'ın beyninin gören insanlar gibi çalıştığını tespit ediyorlar. sonuçlara göre ressamın beyninin, göremeyen insanların da görsel hafızaya sahip olabileceğini kanıtlayacağı düşünülüyor.
esas ilginç olan, ressamın yalnızca belirli ufak nesneleri değil, evler, dağlar, göller, denizler gibi dokunarak bütününü kavrayamayacağı şeyleri de resmetmesi ve resimlerinin soyut resimler olmayışı. renkleri nasıl kullandığını bıraktığım örnekte göreceksiniz zaten.
armağan, ilk tablosunu 14 yaşında yapmış. yazılanlara göre ankara'da yokluk içinde yaşıyormuş ve tabloları da satılmıyormuş.
bunu bu sabah aöf sosyolojinin psikoloji ders kitabında okudum, kaynak o yani. internete yazdığınızda da çeşitli gazetelerin ressamla alakalı yaptıkları haberlere ulaşabiliyorsunuz.
new scientist dergisi armağan'a "görmeden görmek" başlığı ile 3 sayfa yer vermiş. linkten ulaşabilirsiniz ama üyelik istiyor. o yüzden ben okuyamadım. *
devamını gör...