evcil hayvanınızın adı ve hikayesi

cinsi: kedi
adı: cesur
hikayesi: 1 aylıkken sahiplenmiştim. bir kaç gün buna ne isim koysam diye düşünüyordum ki, kapıya yetişkin bir kedi geldi. bizim ufaklığa aldığım yavru kedi mamasına hallendi. ufaklık boyuna posuna bakmadan yetişkin kediye atarlandı. tabii yetişkin kedi bizimkine patisiyle bir tokat atıp bu sözüm ona tehlikeyi savuşturdu. bu davranışıyla ismini de kendiliğinden belirlemiş oldu.

cinsi: kedi
adı: cesur
* marcus rumuzlu yazarımızın kedisi ile ilgisi yoktur*

hikayesi: yıllar önce kötü giden bir ilişkiyi kurtarmak için karşı tarafın ısrarıyla bir kedi almıştık. sokak kedisiydi, yavruydu ve kardeşleri hasta olduğu için barınak tarafından alınacaktı. başlangıçta kız arkadaşımda kaldı. ben de zaman zaman gidip görecektim onu, giderlerini ortak karşılayacak, ileride evlerimiz birleşirse ailenin bir parçası olacaktı. ancak işler istediğimiz gibi gitmedi. ilk haftanın sonunda ailesi cesur'dan rahatsız olmaya başladı* ve ben de babamın astım hastalığından dolayı kendi evime alamazdım. çareyi kız arkadaşımın evine uzak olmayan ve tanıdığım en büyük kedisever olarak teyzemle ablamın beraber yaşadığı eve yerleştirmekte buldum. kız arkadaşım da kolaylıkla ziyaret edebilecekti böylece. işler yine istediğimiz gibi gitmedi: birkaç hafta sonra kız arkadaşımla ayrıldık ve cesur'un tam velayeti bende kaldı. o gün bugündür aranıp o nasıl diye sorulmadı.

cesur, ismini hak eden çok cesur bir kedi. çok sık ziyaret edemediğim için mi yoksa onu kedi kardeşlerinden veya güya annesi olacak o kızdan ayırdığımı düşündüğü için mi bilinmez ama bana karşı genelde nefret dolu bir duruşu var. vahşi yaradılışlı bir kedi; karşısındakinin insan, kedi veya köpek olduğuna bakmaksızın kendini muazzam bir şekilde korumayı başarıyor ve sık sık kaçtığı eve her seferinde tek parça halinde dönmeyi başarıyor. kendisi tam anlamıyla psikolojik üstünlük.

kedi: brejneva.
brejnev'in kedisi'nden etkilenip bu ismi koydum. dişi olduğu için sona -a eki attım.

cinsi: guinea pig
adı: dinky
eşim çok istediği için yetiştiricilik yapan bir kişiden yavruyken aldık. ismini eşim koydu. bir çok evcil hayvan besledim ama bu şeker canı bu kadar seveceğimi hiç tahmin etmezdim. resmen evde o yaşıyo ve biz ona ayak uyduruyoruz.

kedim yavuz bey'in isim hikâyesi:
giriş katta otururken pencereden evime girmişti. bir kedim oldu zannederken yine pencereden çıkıp gitti. ertesi gün geri geldi. gel zaman git zaman evde geçirdiği vakit uzadıkça gerekli aşıları ve bakımını yaptırıp sahiplendim. eve girip çıkarken sürekli pencereyi kullandığı için leyla ile mecnun yavuz abi'den esinlenerek verdim ismini. canım yavuz abim.

adı:siyanür
yediği gıdadan zehirlenmiş bir şekilde bulup hemen veterinere götürmüştüm. yaşamaz dedikleri minnoş kedim hayata tutundu aramızda çok güçlü bi bağ oluştuğu için siyanür koydum.

şef...
hikayesi:sokakta bakılmaya çalışılan,çoluğun çocuğun elinde hiç olan bir köpekken dernek tarafından zorla korumaya alınmış ve tesadüfen ilanda görerek hemen sahiplenmek istediğim canım.birbirine girmiş keçeleşmiş tüylerini kesince sarkık kulaklarıyla sallandıkça orkestra şefi gibi bir kılığa büründü.zorlu yollardan, hastalıklardan başarıyla çıktı.hayatımın iyikisi.benim hayat bestemin şefi kendisi.

iki kedim var. ikisini de sokaktan kurtarılmış halde sahiplendim, başka isteyen kimse olmamıştı yavrularımı. iyi ki de istememişler, bu güzellikler tek başıma yaşadığım evimde bana arkadaş oldular.
kedilerimin biri dişi biri erkek. dişinin adı alaca, erkeğin adı behlül. alaca bir tortoiseshell türü kedi olduğu için sahiplendiğim kişi renginden dolayı bu ismi koymuş, alışmış da kızım ismine. ben alınca değiştirmedim o yüzden. behlül'ün isim annesi ise kardeşim. sarman bir yakışıklı olduğu için ismi cuk oldu, biraz kaçma huyu da var *. ismine alıştırmaya çalışıyorum şimdi, bakalım sonuç ne olacak.

klişe gelebilir ama adı mavişti. ben ona gitmedim o bana gelmişti. hikayeyi anlatınca bana hak vereceksiniz.

yan binadaki komşumuz emine ablanın muhabbet kuşları vardı. bende kuşları çok severdim. balkonlar yanyana olduğu için emine abla bana gösterirdi seslerini duyunca çok mutlu olurdum. keşke benimde bir muhabbet kuşum olsaydı da besleseydim diye dua ediyordum. sıradan günün birinde dışarıda top oynarken uçan bir muhabbet kuşu gördüm. mavi renkli tüyleri ve sarı burnu beni çok etkilemişti. hislerimi sezmiş olmalı ki gitti emine ablanın balkonuna kondu. hayattaki tüm şansımı burada kullandım sanırım. mutluluktan havaya uçuyorum eğer kuşu yakalarsam bir kuşum olucaktı, topu falan bıraktım koştum anneme. annemde emine ablaya haber verdi,beni çok severdi sağolsun emine abla kuşu yakaladı bana verdi. uzun bir süre besledim. çok tatlı bir kuştu. ayağıma kadar gelip beni bulmuştu. canım kuşum onu hiç unutmam...

kedimizin adını annem koydu. ismi lokum.
sevgisini minnoşluk yaparak gösteren bir kedi değildi. "durup dururken gidem onları ısıram, cırmıklayam, uyurken kafalarına atlayam." diyen bir yavruydu kendisi. "adını lokum koyarsak kişiliği de lokum gibi olur, yaramazlık yapmaz." diye düşünüyordu annem. büyüdükçe saldırganlığı azaldı azalmasına, ancak halen yaramaz.

kesip yemeden önce kendisi kara kuru bir tavuktu.*

rahmetli hızlı koşardı. fiziksel özelliklerinden dolayı adı nevin'di. atlet nevin yanıt'tan esinlenmiştim.

dakin kendisi bi rottweiler 2021’de bir hayvan olarak dünyaya geldi yine 2021’de cambridge’de felsefe doktorasını bitirdikten sonra şimdi çeviri işleri ile meşgul oluyo.

adı: paco

2021 yılının sıcak bir ağustos günü çıktı karşıma. çok sevdiğim kedim daha yeni ölmüştü. moralim bozuktu epey. bir ara canım çok sıkıldı, attım kendimi dışarı, yürüyüş yapıyorum. ölen kedimin aynısı daha ufacık bir yavru kaldırımda ayağımın oraya attı kendini. yandaki sitenin bahçesinde bir kedi 6 yavru dünyaya getirmiş, büyütmüş, ortalığa çıkarmıştı. diğer 5 yavru gayet tombik ve canlıyken bu çok minik ve hastaydı. gözlerinde enfeksiyon vardı, kulağının dışında mantar, içinde uyuz... yok yok!
daha yeni bir kediye hazır değildim ama gelip benden yardım istercesine ayaklarımın dibine kendini atmasına da gönlüm razı olmadı, aldım ve veterinere götürdüm.
veteriner "yaşamaz, çok besinsiz kalmış. 400gr. bağışıklığı hiç yok gibi" dedi. ben de "ben onu yaşatırım" dedim. çok yaralı, yavru kedi iyileştirmişliğim olduğundan, kendime güveniyordum.
çok uğraştım. önce gözünü iyileştirdim, sonra kulaklarındaki mantarı yok ettim, bildiğim bir yöntemle. sonra kulağının içindeki uyuzu ve güzelce besledim ve zamanla o da çok güçlüymüş karşılık verdi çabamıza.
şimdi 4,5kg. kendisi şu an. meraklı bir yapısı olduğundan "meraklı pakize" dedim. eşim de "dişi olsa pakize derdik" dedi. ben de hem paco de lucia'yı çok sevdiğimden kulağıma güzel geldi hem de pakize'yi kısaltıp paco yaparaktan ismini verdim paco oğlana.

adı : tekila
cinsi : guinea pig
pek bir hikayesi yok. pet shop'ta hep görüyorduk. sevgilim bir gün alıp eve getirdi güzel bir gündü. ama artık kendimizi besleyemediğimiz gibi onu da besleyemiyoruz. umarım bir gün sahiplendirmek zorunda kalmayız. onu seviyorum.

adı: panter.
lakabı: kara fesat.

benden önceki iki sahibi de sokağa atmıştı. komşularımız olur kendileri. herkesten korkuyordu. çok kötü durumdaydı. ben bakarım sana yavrum korkma diyerek üçüncü sahibi oldum. 3 yıldır beraberiz.

adı: ziya
cinsi: kanarya

hikayesi neydi hatırlamıyorum. minnak kuşa neden ziya dedik onu da anlamlandıramıyorum. ama kayboluşu hala içimde bir yara. aptal insanlara bu yüzden katlanamam. ne laftan anlarlar ne hareketten. niye kuşun kafesini açıyorsun dışarıdayken hem de açma dememe rağmen. çok kötüsünüz.

adı: latte*
cinsi: kedi
her hatırladığımızda kahkahaya boğan bir andan doğmuştur.*