hikaye-öykü
7 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

“ sakallı dede” yeleği, ceketi, kırmızı fesi, her zaman oturduğu koltuğu ile evin vazgeçilmeziydi. yaz tatilleri en çok da sakallı dede ve gözlüklü babane idi benim için. gözlüklü babane, merhamet demekti bana göre. belki onu daha sonra anlatırım size. şimdi konumuz sakallı dede ve bıdırık. bir anda anlatmaya çalıştığım hikayeye yeni bir kahraman ekleyerek saçmaladığımın farkındayım elbette ama elimde değil. yazı yazmak saçmalayabilme özgürlüğü veriyor bana, ya da ben öyle düşünüyorum.

sakallı dede hep aynı koltukta oturur ve uyuklardı. ne zaman ben koşarak önünden geçip mutfağa gitmeye ya da üst kata çıkmaya çalışsam ayağını uzatır, çelme takıp düşürürdü beni. bu hayatım en eğlenceli çelmesi, en acıtmayan düşüşü idi. bu bizim oyunumuzdu. ben bazen parmak uçlarımda geçmeye çalışırdım. ama 90 yaşında bir devi kandırabilecek kadar jack değildim o zamanlar. her seferinde kazanan sakallı dede olurdu.

bıdırık ise bambaşka bir hikaye. bıdırık köydeki evimizin köpeği idi. ve muhteşem bir arkadaştı. bıdırıkla zaman geçirmek zamana kafa tutmak gibiydi. siyah beyaz kocaman bir köpekti bıdırık. herkes çok severdi onu ama o en çok sakallı dedeyi severdi. onların dostluğu görülmeye, izlenmeye değerdi.

sonra bir gün yazın sıcak günlerinden birinde, tam havlularımız omuzumuzda denize gitmek üzere evden çıkarken eve bir haber geldi. o kadar üzüldüm ki o an üzülmenin nasıl bir şey olduğunu unuttum. sakallı dedeye kamyon çarpmıştı. çocuk aklım tam olarak kabullenmese de sakallı dedenin önce iki bacağı gitti hastanede. sonra da kendisi...

ben çok üzüldüm. hala da üzülürüm. hep de üzüleceğim. çünkü bacaklarının kesilmesine anlam veremedim ki. çünkü o en çok bana çelme takardı. öldüğü için değil bacakları olmadığı için mi artık bana çelme takamayacaktı? hayatın anlamsızlığına aymama ramak kalmıştı ve henüz 8 yaşında idim. sakallı dedemin çelmelerini evin hemen yanındaki incir ağacının arkasındaki toprağa emanet edip eve döndüğümüz günden sonra bir daha mutfağa koşarak gitmek gelmedi içimden. hiçbir yağlı ekmek, hiçbir börek yetmedi hızımı artırmaya.

en çok üzülen ben değilmişim meğer. bıdırık benden çok üzülmüştü. biz döndük eve ama bıdırık dönmedi. sakallı dedemi koyduğumuz yeni evinin başında bekledi. incir ağacı ve bıdırık hiç ayrılmadı ordan. sonra bir gün sakallı dedeyi bekleyen sadece incir ağacı kaldı. bıdırık gitti ve bizim “ eve dönmeyen hayvanımız” olarak kazındı aile tarihimize.

yazdıklarım kitapla ilgili mi değil mi, siz karar verin. ama zaten öykü kitapları bize hatırlattıkları ile kalır aklımızda.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"eve dönmeyen hayvan" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim