herkes nuh' un gemisine çifter çifter binmek zorunda değil.
sorarım size? gemiyi süren de tek! farkettiniz mi? gemiyi süren tanrı oluyor. bizim ise çift olmamìz isteniyor. örnek ol o zaman tanrım. evlen!
devamını gör...
perspektif alamamaktan kaynaklanır. sizin istediğinizi herkesin istediğini düşünür, sizin gibi düşünmeyen insanlara "zamanla fikirlerin değişir." dersiniz.
devamını gör...
bu ülkeye özgü buglardan biridir bu. tek çözümü insanları sallamamak. sizde dişe diş yapınız, hüü evlenemediiim tribine giriniz, tatmin olup uzaklaşacaklardır.
devamını gör...
sanki herkes evlenmek zorunda.
devamını gör...
büyük düşünür/sanatçımız! ismail yeka'nın

beni beğeneni ben, ben beğenmem. benim beğendiğim ise beni beğenmez
eserinde geçen bu özlü sözle açıklamanızı yapıp uzaklaştırın iyice acındırın kendinizi onlara arkalarından da nanik yapın. size acımaya devam etmeleri; evlenme olayını saçma gereksiz * bulduğunuzu onlara açıklayamama durumunuzdan daha beter değildir. çünkü göbeğiniz çatlayana dek gerekçelerinizi sıralasanız bile evlenip üremeniz gerektiği "doğrularından"onları vazgeçiremezsiniz efendim.
devamını gör...
kişi kendinden bilir işi hesabı. kendi hayatta neyi amaç görüyorsa herkesi aynı sanıyor insanlar. kendi o amaca ulaştıktan sonra otomatik olarak diğer herkese acır.
devamını gör...
kim kime acıyor her sorun çözüldü de evlenmeye mi kaldı acıma durumu .artık doğru düzgün iş yok, üniversite mezunları bırak evlenmeyi kyk borcunu nasıl ödeyeceğimin derdine düşüyor ki evlenme yaşı da artık 30 lu yaşlara ulaştı .herkes işine baksın derim.
devamını gör...
daha bu akşam annemin bir arkadaşı (komşu) güya uzun yola çıkacağı için vedalaşmaya gelmiş, açık açık söylemedi ama "bütün çocuklarımıza dua ediyorum en çok da sana dua ediyorum, inşallah gönlüne göre birisi çıkar karşına" derken, en çok da sana acıyorum demek istedi heralde, kaşlarını küçük emrah gibi yapmasından onu anladım çünkü, şimdi yaşlı başlı kadın bir şey de diyemiyorsun, ben seviyorum diye çuvalla domates kurutup köyünden getiren bir insana ben ne diyebilirim ki,

koskoca kadına "de bakayım sen bana, ne diliyosun benim için, sen benim ne istediğimi biliyormusun" diye sorsan, "benim gönlümde kendi şirketim, kendi atölyem var, sana evinde otururken çalışıp, üretip para kazandırmak var" desem anlarmı,
tasarım yapmayı, ihracat yapmayı çocuk yapmaktan daha çok istiyorum desem anlarmı...

kendi istediklerine sahip olmayanları mutsuz zannediyorlar garip bir şekilde, ve ısrarla yalnız bir insan hep mutsuz sanıyorlar, bir yandan eşlerinden şikayet edip, eşleri olmadan daha kötü olacağı için istemeyerek katlandıklarını da belirterek, sanki "onlara göre" iki kötü halden birini (başka alternatif yokmuş gibi) seçmek özenilecek bir şeymiş gibi, kendi kendilerine ölçüyorlar, biçiyorlar, karar veriyorlar ve acıyorlar ya inanılır gibi değil...

halbuki ben kulaklığımı takıp, istediğim zaman istediğim kadar çalışmaktan, okumaktan, öğrenmekten, yazmaktan, öğrenmek istediğim işlerle uğraşmaktan gayet memnunum ve mutluyum, bir şeyin eksikliğini de hissetmiyorum...

ben onlara acıyorum ama bir sebebi var, onlara öğretilen sınırları öyle bir öğrenmişlerki, mümkün değil o eşiği geçemezler, ne gösterilmişse, ne için doğru denmişse, onu kabul etmişler, hiçbiri de dememişki neden ya? neden arkadaş, ben sizin gösterdiğiniz gibi yaşamak istemiyorum.. kendi hallerine bırakılmamışlar ki, ne istediklerini de ya da neleri isteyebileceklerini bile bilmiyorlar.. yazık bu insanlara gerçekten, kendi özelliklerini bile keşfedemeden, birbirlerinin fotokopisi gibi yaşayıp ölüp giden insanlar bunlar, belki çok acımasız diyeceksiniz benim için ama, evlerindeki eşyalar bile aynı, hiçbirinin özgün bir mobilyası yok, hiçbirinin evinde duvarda asılı bir resim yok, gerçek malzemeden bir eşyası yoktur, ben mimariye ve sosyolojiye meraklı olduğum için hep bakarım insanların evlerine, ekonomiyle alakalı değil bu dediğim, karakterli evleri olmayanların kendilerininde pek karakterli olduğunu görmedim daha... bakın iyi yada kötü demiyorum, karakterli...
devamını gör...
genel olmamak suretiyle bu ülkede evlilik bazıları için "toplum tarafından izin verilmiş, toplumda göze batmayan seks" algısıyla yapılan bir durum.
devamını gör...
evlenin çocuklar, evlilik iyidir. neyle evlenelim diyenlere de aldırmayın. ömür boyu súrünseniz de evlenin. 4+1 dairede yaşamasan da, bmw'ye binemesen de yine de evlenin. tamam, evlilik de kolay değil. başta zaten 150 bin liralık paran gidecek. ama bunun bedeli bu kardaş bea. gece gündüz namaz da kılsan, oruç da tutsan, zina da etmesen, harama da bakmadan, insanlara iyi davransan da evlenmediğin için lanetlenirsin dostum. bu yüzden evlenmelisin. ha, evlen. ondan sonra boşan, karını öldür, eziyet et, aldat, bir üçüncüsü ile yat kalk, işe gitme, namaz kılma, oruç tutma, zekat verme, kafana göre takıl, içki iç, kumar oyna, gece hayatına takıl, iş arkadaşına takıl. bir şey olmaz çünkü sen evlenmişsin bir kere. sen lanetlenmemişsin. doğru yoldasın. ama evlenemediysen işin b*k. hayırdır top musun, tabanca mı tutukluk yapıyor, seçici misin, anarşist misin, şu musun bu musun derler. senin cebinde 3 kuruş paran var mı yok mu demezler. onlar için evlenmiş olmak yeter. ondan sonra dünyanın en şerefsiz adamı ol.
devamını gör...
evlenmenin ''zorunlu'' olarak nitelendirildiği bir coğrafyada doğal olarak yaşanan durumdur.

2 sene önce (17 yaşımda iken) memleketime gitmiştim ve 60 küsür yaşında olan ve akrabam olan bir teyze bana yaşımı sordu. 17 yaşındayım teyzecim dedim. bana evlenip evlenmediğimi sordu. ben de herhalde şaka yapıyor diyerek güldüm ve yok teyzecim ne evlenmesi dedim. bana baya acıyarak baktı kadın. daha sonra öğrendim ki kadıncağız 14 yaşında evlendirilmiş.
devamını gör...
acınacak halde olduklarını bilenler tarafından başkalarına yüklenmeye çalışılan bir durum.
devamını gör...
evlenmek istememeyi bir eksiklik hissettiğimiz için yaşıyoruz sanıyorlar. kendimize olan güvensizliğimizden evlenmek istemiyoruz diye düşünüyorlar. "niye öyle diyorsun canım, gönlüne göre biriyle tanışsan evlenmeyecek misin yani?" hayır evlenmeyeceğim kardeşim, bozdurma şimdi ağızımı. ben akıl fakiri değilim ömrüm boyunca bir evin/ailenin yükünü sırtıma bindireyim.

üniversitede birlikte olduğu ilk adamdan hamile kalıp iki aylık hamile göbeğiyle evlenen arkadaşlarım tarafından sürekli ne zaman evleniyorsun diye sıkıştırılmaktan bıktım. "yok mu birileri?" diye soruyor, anlatıyorsun var diyorsun. "ne zaman evlendiriyoruz seni?" diye soruyor peşine. senin gibi salak değilim ben canım korunarak sevişmeyi biliyorum diyemiyorsun tabi. hayır sen bir halt yedin yaktın başını, beni niye sürüklemeye çalışıyorsun?
devamını gör...
abi evlenmek marifet değil ki başın göğe mi eriyor. bir insanla bir ömür mü geçer ayol gülen. ben bekar bekar mutluyum asıl onlar acınacak halde
devamını gör...
acımak yerine anla insan evladı. anla ya. zor ama.
devamını gör...
ben de böyle düşünen insanlara acıyorum. kültürün dayatmasıyla torun torba olacak zamanları görmek için evlenen insanlar. ya da kendini keşfetme sen, hayatı anlamlandırmadan sorun+sorun yaratan insanlar. sonra hayatlarının bir kısmında hata mı ettim yoksalar...

ev var, araba var, evleneyim. evde kaldım evleneyim.

ne dert be.

açıkçası böyle bir derdim yok. kendimi nasıl daha kaliteli bir insan yaparımın derdindeyim. kendim için. bir gün bir yerde after life'daki gibi tesadüf o ya karşılaşırsak olabilir. yoksa üstüne yaşam mı kurulur. neslin devamı için mi? insan biyolojik olduğu kadar kültürel de bir varlık.
devamını gör...
çoğu insan evlenmek, çocuk sahibi olmak gibi olguları herkes istiyor sanıyor. bunlara sahip olmayan herkesin kendini eksik hissettiğini düşünüp kendilerinde onlara acıma haddini buluyorlar. halbuki bu sadece tercih meselesi. bir insan evliliğe hazır olmayabilir, doğru kişi karşısına çıkmamış olabilir ya da tamamen evlilik fikrinden hoşlanmıyor olabilir. dünyanın dönmesi kadar açık bir durum bu. bir insan olduğu haliyle tamdır. ne çocuğa, ne eşe ihtiyacı vardır.
devamını gör...
evlenmek istemeyen insanlar tarafından da böyle düşünen insanlara acınır.
devamını gör...
o acımak duygusunun altında çok farklı durumlar yatar. kişinin hayat görüşü ile ilgilidir. demek ki evlenmenin çok önemli olduğu fikri aşılanmış küçüklüğünden beri. evlenmezsen mutsuz olursun düşüncesine sabitlenmiş kafası. aynı şekilde mutsuz evlilik örneklerini yakınlarında gören kişilerde de durum böyle. onlarda evliliğin kötü olduğuna saplantılı derecede inanmış vaziyetteler.
devamını gör...
herkes pırlantasını parlatıp , kocişine kahve sunumu yapacak diye bir şey yok. evlenmeyi düşünmüyorum ve bana deliymişim gibi davranıyorlar sanki böyle bir mecburiyet var gibi. geçimsiz bir evliliktense bekar ölmek inan çok daha iyi bir şeydir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"evlenmek istemeyen insanlara acınması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim