1.
batuhan dokur tarafından çekilen kısa film; oyuncu bilgisi verilmemiş ve 2019 yılında yayınlanmıştır.

çalışma odasında oturmakta olan 50'li yaşlarda bir adamın karısından aldığı telefon sonucu terk edildiğini öğrenip her şeyi geride bırakmaya karar vermesini konu ediniyor.
çalışma odasında olan ve o sırada karısına şiir yazmakta olduğunu gördüğümüz adamın tek bir telefonla hayatı alt üst olur, âni duygu geçişleri yaşar, kahkahalarla gülmek ve bu gülmenin bir anda ağlamaya evrilmesi gibi.
yazdığı şiiri orada bıraktıktan sonra ise sevdiği insanın hayatından sessizce çıkıp gitmeye karar verir, ataol behramoğlu'nun da dediği gibi;
" ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir. "
sinematografik bağlamda üzerine uzun uzun konuşmanın pek de mümkün olmadığı bir kısa filmdi, tek bir konu etrafında dönmesi, oyuncu kadrosunun azlığı, alt metninde irdelenecek fazla bir mesajın olmaması, hakkında uzun uzun konuşmayı kısıtlayan faktörlerdendi, yine de düşündüren bazı tarafları hiç yok da değil.
mesela; birini daha çok severek seni sevmesini sağlayamazsın, bazen ne kadar sevsen de gitmen gerekir, bir evden, bir şehirden, bir şarkıdan, aşık olduğun insandan... belki de en zoru her zaman aşık olduğun insandan gitmektir, bazen kırgınlıklar aşktan da büyük olabilir, tıpkı filmdeki adamın yaşadığı gibi.
filmin adı eylül olduğu ve terk edilme konusunu işlediği için eylül'ü terk edilmekle bağdaştırmak da mümkün.
insan hangi mevsimde terk edilirse edilsin, terk edildikten sonra artık hep sonbaharı yaşayacaktır.
yazacaklarım galiba bu kadar.

çalışma odasında oturmakta olan 50'li yaşlarda bir adamın karısından aldığı telefon sonucu terk edildiğini öğrenip her şeyi geride bırakmaya karar vermesini konu ediniyor.
çalışma odasında olan ve o sırada karısına şiir yazmakta olduğunu gördüğümüz adamın tek bir telefonla hayatı alt üst olur, âni duygu geçişleri yaşar, kahkahalarla gülmek ve bu gülmenin bir anda ağlamaya evrilmesi gibi.
yazdığı şiiri orada bıraktıktan sonra ise sevdiği insanın hayatından sessizce çıkıp gitmeye karar verir, ataol behramoğlu'nun da dediği gibi;
" ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir. "
sinematografik bağlamda üzerine uzun uzun konuşmanın pek de mümkün olmadığı bir kısa filmdi, tek bir konu etrafında dönmesi, oyuncu kadrosunun azlığı, alt metninde irdelenecek fazla bir mesajın olmaması, hakkında uzun uzun konuşmayı kısıtlayan faktörlerdendi, yine de düşündüren bazı tarafları hiç yok da değil.
mesela; birini daha çok severek seni sevmesini sağlayamazsın, bazen ne kadar sevsen de gitmen gerekir, bir evden, bir şehirden, bir şarkıdan, aşık olduğun insandan... belki de en zoru her zaman aşık olduğun insandan gitmektir, bazen kırgınlıklar aşktan da büyük olabilir, tıpkı filmdeki adamın yaşadığı gibi.
filmin adı eylül olduğu ve terk edilme konusunu işlediği için eylül'ü terk edilmekle bağdaştırmak da mümkün.
insan hangi mevsimde terk edilirse edilsin, terk edildikten sonra artık hep sonbaharı yaşayacaktır.
yazacaklarım galiba bu kadar.
devamını gör...