ezanın çok rahatsız edici olduğu gerçeği

eskiden olmasa da artık gün gibi ortada olan fakat fişlenmekten korkanların dile getiremediği gerçek.

eskiden kendi haline okunan ve b… çıkartılmayan bir şeydi.
ama artık, bakın iktidar biziz ve bizim borumuz öter şeklinde yüksek desibelli iğrenç bir gürültüye dönüştü.

hele bir de eş zamanlı ve soldan sağdan olunca insanlar “hay sizin yapacağınız işin a…” diye iç geçiriyorlar.

tabi sabah ezanı ayrı bir eziyet.
hastası olan bebeği olan…
yahu 1 saat daha uyusa dinlenecek olan işçiler çıldırıyorlar ama işte mimlenmekte korkuyorlar.

nefret ediyorum şahsen.
kısa ve net.

sizin oralarda okunmuyor zaten. sözlükte de çok müslim yok. boşa efor sarf edion aslanım.

gereksiz bir başlık türü.

saygısız.

bir taraflarını da yırtsa değiştirmeyeceği şeyler için buralarda ağlayan, alamancı, bir trollün gözyaşları. ağla tatlım ağla, açılırsın...

yadsınamaz bir gerçektir. ezan, insanın içini karartır. hele cami minarelerinde hoparlörle son ses okunan ezanlar, tam rahatsız edici... aynı azerbaycan'daki gibi ezan, çıplak sesle okunsun daha iyi olur. hem hadtalar, küçük bebekler var, değil mi?

ateistim. rahatsız olmuyorum.

doğru önerme. evimin dibinde bir cami var 5 değil 8-9 vakit ezan,sela okunuyor. rahatsız oluyorum evet.

şikayet için muhtara ya da belediyeye gidilebilecek durum.
cimer var ona da yazabilirsiniz.
balkonda söylenen mahalle ablaları gibisiniz.
burdan çözüm çıkmaz.
kahveden ülke kurtaran dayıların yerini alan wifici z nesli başlığı.

şeytani duygular bunlar arkadaşlar.

ezan okunduğunda, ezandan rahatsız olan siz değilsiniz. size böyle telkin ediliyor şeytan tarafından ve böyle hissettiğinizi düşünüyorsunuz. ezan normalde ruha dinginlik verir ve kişiye kendisini güvende hissettirir hatta insanın her türlü kötü varlıktan korunabildiği zamanlardan biridir ezanın okunduğu dakikalar. ezan’da rabbime ve dinimize ithaf edilir çünkü. allahın adının geçtiği hiç bir yerde, şeytan ve kötü varlıklar barınamaz. bu yüzden ezan okunurken saygı göstermek, ezan okunurken dua etmek hatta bir dileğiniz varsa onu dilemek önemlidir.

günümüzde dini inancına bağlılığı olan insanlara saldırmaya başlayan bir topluluk oluşturuldu. bunun sebebi tayyip ve partisi. ülkeyi “dindarlar” ve “atatürkçüler” olarak ikiye ayırdı sırf kendi koltuğunu korumak için.

diğer değişle: onun ne yaptığını anlayan ve toplumu uyaran insanları susturabilmek için onları “ dinsizlikle- dine düşman olmakla” suçladı ki toplumun geri kalanı, yaptığı şeyleri bu insanlardan öğrenerek işe uyanamasın.

akp başa gelene kadar hepimiz bu ayrıma sahip olmadan yaşıyorduk. imam olanda atatürkçüydü, doktor olanda. şimdi ne oldu cumhuriyeti savunanlar/ atatürkçüler dinsiz ilan edildi. neden?
neden dini inancına bağlı insanlarda cahil / geri kafalı ilan ediliyor? neden?

basit:

toplumu manipule edebilsin, kendi usulsüzlükleri kapansın diye. adamların, okumuş/ eğitimli insanlara gıcığı var çünkü bizi kontrol+ manipule edemiyorlar. kendi koltuğunu korumasının en kolay yolu: toplumu kategorilere bölüp, belirli bir kesime oynayarak onların oylarını garantilemek.

ben kopkoyu liberalim ve dindarımdırda. yani atatürk rejimini savunan kimse dinsiz değildir. dindar olanlarda geri kafalı/ atatürk düşmanı değildir.

bunu iddia eden varsa, gelsin hem anne hem baba tarafım dahil tüm sülalemle tanıştırayım. bakalım fikirleriniz devam edecek mi? allaha şükür, eğitimli ve bilgili insanlarız.

böyle saygısızlıklar yapmayın.

ayıptır, kendi dininizi böyle etiketlemeyin. bugün yazdıklarınıza ileride çok pişman olursunuz. vicdani yük çok ağırdır, insanlarla yaşar ve ölür.


ezan sesinden, sinegog/ kilise çanından rahatsız olunmaz. oluyorsanız, bilin ki bu duygu şeytani. insan dini inancına tutunduğu sürece ruhani/ bedensel olarak güvende kalır. bunlardan uzaklaştığınızda, şeytana açık hedef haline gelirsiniz.

korku filmlerinde izlediğiniz possed/ haunted ( musallata maruz kalma/ bedenin ele geçirilmesi vb ) ideolojisinin temelinde bu yatar. dini inancı insanın korunma çemberidir. dindar olmak cahil olmak değildir. gayet eğitimli/ kültürlü dindarda olabilirsiniz. dini inanca sahip olmanın cehaletle alakası yoktur.

amerikalıların %95’i boynunda haçla gezer, her pazar kiliseye gider, yemeklerden önce şükür duası eder. örnek olarak : bunları yerine getiren, boynunda haç taşıyan bir profesörün cahil olduğunu nasıl iddia edebilirsiniz? dünyanın en iyi uzay mühendisi boynunda haç taşıdığı, sürekli rabbimin adını andığı için cahil mi oldu?

açın gözlerinizi:)


hristiyan, müslüman fark etmez. kimse kendi dininden rahatsız olmamalı. rahatsız olmayıda havalı bir şey gibi görmeyin. bu şeytan tarafından dümdüz manipule edildiğiniz ve yanlış ideolojilere sahip insanların etkisi altında kaldığınız anlamına gelir.

ıq bireyseldir, kimsenin sizin yerinize, hayatınız adına belirleyici olmasına izin vermeyin.

sabah ezanı özelinde bir zamanlar benim ve pek çok insan icin geçerli olan gerçek. o ne tuhaf makamdir, o nasıl bir bestedir ya rab. saat kurmuş gibi ezan vaktinden tam beş dakika önce uyanırdım. inadıma yapıyor yaradan herhalde derdim. kulağımı kapatır yorganın altına saklanirdim korku içinde, geçince derin bir nefes alır, oh diyip uyumaya devam ederdim. bu fenomeni hala çözemedim.

birlikte yaşamak; "biz çoğunluğuz bizim dediğimiz olur, siz azınlıklara da tahammül ediyoruz işte" demek değildir.

bu ülkenin 80'lerini, 90'larını bilmeyenlere garip gelebilir. ancak o dönemlerde de müslüman, müslümanlığını yaşar, dininin gerekliliğini yerine getirirdi. herhangi bir baskı ben hatırlamıyorum o döneme dair. ancak o dönemin insanları da birbirine karşı daha saygılıydı. ne zaman ki siyasal islam güç kazanmaya başladı, karşılıklı olarak önyargılar ve baskılar arttı. bu kutuplaşmanın sonu da hiç iyi yerlere getirmedi bizi.

ezandan uzun süre hiç rahatsız olmadım. ta ki artık cami megafonlarını patlatıncaya dek yüksek sesle "bakın biz kazandık, duyun, artık "müslümanlar" bu ülkenin sahibidir" demeye gelen yüksek sesli ezan duyana dek. bunu sadece ezanda değil hayatın birçok alanında uyguladılar. doğal olarak tepki de aldılar. şu an bu rahatsızlığın temel sebebi bu.

85 db ve üstü gürültü olarak kabul edilir. birçok cami bu değerin üzerinde ezan yayını yapar. kaldı ki ezan, müezzinin minareye çıkıp çıplak sesle mahalleliyi namaza davet etmesi demek olmalıydı. ancak bir zafer sembolü olarak kulaklarımıza sokulmaya çalışılıyor şu an. kutuplaşmanın başka bir aracı haline geldi. bunun en son örneğini sabah namazında verdiği vaazı dış hoparlöre veren halil konakçı verdi.
buradan
gürültüden rahatsız olup şikayet eden mahalleliyi "müslümanlar uyuyor, uyanmaları lazım" diyerek cemaatini kışkırttı ve tekbir seslerini mahalleliye dinleterek kendince "ders" verdi. peki, nerede birlikte yaşama kültürü? pazar sabahının köründe camiden yayılan tekbir sesleri. müslümansan dinleyeceksin kardeşim baskısı. o mahallede yaşlısı, çocuğu, müslüman olmayanı, inanmayanı da yaşamıyor mu? kendini müslüman olarak gören biri gürültüden rahatsız olamaz mı?

ezandan rahatsız değilim, gürültüden rahatsızım.

camiye siyaset girerse din çıkar.. bilinçaltımıza din eşittir akp şeklinde yerleştiği için ezan sesi bile kimini rahatsiz edebiliyor.

bazen hoparlörlerin sesini çok açıyorlar, o zamanlarda cidden camiye eviniz yakınsa rahatsız edebiliyor. imama söyleyin, sesi kıssın. biz söyledik, kıstılar. bi sorun olmadı.

t: manevi bir durum değilse hoparlörlerin sesinden kaynaklanan durumdur.

#2437411 entryde de denildiği gibi ezandan değil, gürültüden rahatsız oluyorum. bu evimin karşısındaki lisesin ziline varana kadar böyle.

kabe’de okunan ezan gibisi bize de okundu da biz mi aşık olmadık? gerçekten kötü ve okumuş olmak için okuyorlar çoğu camide.

rahatsız olan imanı olmayandır. ya da sese aşırı duyarlıdır evinin dibindedir anlarım. ama bunun dışındakiler çoğunluğun müslüman ağırlıklı rahatsız olmayanlardan oluştuğunu bilsinler lütfen. çoğunluğa uymam derseniz de ezan okunmayan ülkeler illaki vardır.
bu arada saba makamında okunan sabah ezanı ne de güzeldir. kalbi kararmamışlara tabi.

ezandan ziyade ezanı okuyanların sebep oldukları rahatsızlıktır bu bence.

herkes ezan okumamalı, makam bilen, musiki bilen, müzik kulağı olan insanlar okumalı ezanı ve ayrıca dünyanın en güzel sesi dahi olsa hoparlör o derece açılmamalı.
insanın kulak zarı yırtılabilir. son 10 yıldan beri böyle bir problem var..

yoksa bir dinsiz olarak ezanın kendisi beni rahatsız edecek değildir...

#2437366
olayı z kuşağına nasıl bağladın merak ediyorum? ben rahatsız olmuyorum üstelik z kuşağıyım.

sesi çok güzel bir hoca ezan okusa ve tüm camilerden banttan yayınlansa kimsecikler rahatsız olmaz. ama ben caminin dibindeyim hocamın sesi gerçekten kötü ve mikrofonu bir yakınlaştırıp bir uzaklaştırıyor. sesim güzel deyip ben okuyamam diyebilmek gerek.