ezberi kuvvetli insanlar

her yönden şanslı kişilerdir. hem yapılanları hiç unutmazlar hem matematik de başarılıdırlar.

ben değilim. ezberim rezalet derecede kötü sayılabilir hatta. bunun sıkıntısını eğitim hayatımda az çektim ama. genelde yaratıcılığım ödüllendirildi. bir tek, üniversitede ingiliz dili edebiyatı'nda şiir dersinde bunun sıkıntısını net çekmiştim. hocamız virgülü yazdırdığından farklı koysak not kırıyormuş çünkü. bunu da vize sınavından sonra öğrendim, millete siz nasıl yüksek aldınız da ben düşük aldım diye sorunca. "aaaa, sen hocayı bilmiyor musun? noktasını, virgülünü farklı koysan not kırar." dediler. ve vize sonuçları finallere 2 hafta kala falan açıklamıştı. 2 haftada o kadar şeyi ezberleyemeyeceğimden finalde de düşük not aldım maalesef.

bu yönden çok şanslıyım. acayip bir ezber hafızam var, ve işin iyi yani kolay kolayda unutamam yani aslında ezberden kalıcı öğrenmeye geçiyor. sayısal olmama rağmen hala türk edebiyatının ilk tarihi romanı(cezmi) ilk psikolojik roman(eylül), ilk realist roman (araba sevdası/recaizade mahmud ekrem) falan hatırlıyorum. aradan 7-8 yıldan fazla geçti. daha iyisi hızlı ezberimde iyi, hiç bilmediğim sözel bir dersi bana verin üstüne 20 dakika verin. 45 üstü garanti alirim. 1 saat verin 60 ustu garanti alirim, o kadar iddialıyım.

albert einstein'a bir söyleşide konu gereği bir fizik formülü sorulur, kitap orada oradan bakın demiş, millet şok...
ve einstein ekler, “bir kitapta kolayca bulabileceğim bir şeyi neden ezberleyeyim ki?”
aslında einstein 2 dakikadan daha kısa sürede bulabileceği hiçbir şeyi ezberlemediğini açıklamıştır.

bir şeyi ezberlemek yani akılda tutmak için hafızası kuvvetli biri olmak gerekiyor. bir diğer unsur da hatırlanmayı istemek.

ben mesela erkek arkadaşlarımın numarasını ezbere bilmezdim gençken. tanıştığım ve numarasını aldığım kızların numarasını ise daha kaydederken ezberlerdim.

numara aynı işlem aynı ama niyet yani motivasyon önemli. hafızam kuvvetlidir desem erkekleri de kaydederken ezberlemem gerekirdi.