ezgi mola'ya destek verenlere suç duyurusu

"ezgi mola'ya destek veren 16 ünlü hakkında suç duyurusunda bulunulması" tam başlık.
valla artık inanasım gelmiyor.
2 yıl 4 aya kadar hapis istemiyle dava

musa orhan’ın avukatı mehmet erkan akkuş, ezgi mola’nın paylaşımı ile ilgili ankara cumhuriyet başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. yürütülen soruşturmanın ardından hazırlanan iddianamede, mola hakkında ‘sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret’ ve ‘hakaret’ suçlarından 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası istendi. iddianame, ankara 31’inci asliye ceza mahkemesi tarafından kabul edilerek, mola hakkında dava açıldı.

olayın ardından sosyal medyada ‘#ezgimolayalnızdeğildir’ etiketiyle başlatılan kampanyada mola’ya destek mesajları yağdı. aralarında siyasetçiler, müzisyenler, oyuncuların da olduğu sosyal medya kullanıcıları paylaştıkları gönderilerle mola’ya destek oldu.

“16 kişi hakkında suç duyurusunda bulunduk”

musa orhan’ın avukatı dr. mehmet erkan akkuş, sosyal medya üzerinden yazılan mesajların bazılarının hakaret içerdiğini tespit ettiklerini belirtti. hakaret içerikli paylaşım yaptıkları ileri sürülen hazal kaya, atilla taş, barış atay, metin uca, hasibe eren, aslı inandık, mahsun kırmızgül, ilkay akkaya, fatma turgut, funda eryiğit, serkay tütüncü, sarp akkaya, tan taşçı, ayşenil şamlıoğlu, rahşan gülşan ve selçuk balcı hakkında suç duyurusu dilekçelerini ankara cumhuriyet başsavcılığı’na teslim ettiklerini belirten avukat akkuş, müvekkili hakkında örgütlü linç kampanyası yürütüldüğünü öne sürdü.
buradan

yok canım daha neler! ülkemiz 1 nisan şakası gibi... musa orhan, tecavüzcünün teki dışarıda gezecek, buna tepki verenler de hapise girecek öyle mi? şaka gibi.
muhtemelen hapise girmezler tabii ki ama tecavüzcüye tepki verene destek çıkanlara dava açılmış olması bile insana utanç vermeye yetiyor. yazıklar olsun!

tecavüzcüye tecavüzcü diyemeyeceksek ne diyeceğiz or.....u ç.....u mu?

her geçen gün daha da iğrençleşiyoruz..
ses çıkarmayın! yıldırısıdır bu.
gerçek suçlular ne zaman yargılanıp ceza alacak bu ülkede?

bak buna şaşırdım işte bu ülke şaşırttı beni bir kez daha

söyleyecek söz bulamıyorum artık. inanamıyorum demek istiyorum ancak şaşıramıyorum da artık hiçbir şeye.

george orwel'in 1984'ünden bir kesit.

iyice 1984 kitabına bağladık dedirten olay. yoksa kendi kendini gercekleştiren kehanet mi? bilemedim.

'taşları bağladılar, itleri saldılar.' annemin pek sevdiği atasözüdür. tamda duruma uygundur. asıl suçluların, cezalarının gereğince uygulanmadığı bir noktada yapılan hareket mantıklı bile bulunabilir. bu noktada merak ettiğim şey aslında musa orhan'ın pişkinliği değil de sayın avukatının böyle bir insanın gıyabında bu başvuruyu yapmış olmasıdır. insanlarda hiç mi vicdan kalmadı diye düşünmeme sebep oluyor bu detay. neden? eğitimli bir insanın bu denli empati yoksunu olmasına aklım almıyor. para bu kadar mı önemli?

adaletin bir isimden ibaret olduğu düşüncesini tekrar beyinlere yerleştirme çabaları...

toplumda kendilerinden olmayan, bakın muhalif demiyorum, tanınır kişilere toplumda infial ve kutuplaşma yaratabilmek adına yapılan siyasi bir suç duyurusudur.

linç kültürünü yargılatmak isteyen bir avukatın yaptığıdır. her birimizin avukatı, böyle korkmadan; sinmeden savunsa keşke kişilik haklarını müvekkilin.



anlaşılan o ki müvekkilinin yargılandığı davada elde edilen deliller oldukça lehe görünüyor. yoksa neden böyle cesurca şikayette bulunsun ki linççiler hakkında. insan kaybedeceği garanti olan bir davayı açar mı? bence açmaz. birini kasıtlı ve örgütlü bir manipülasyonla linç ederek işinden ettiysen o kişi beraat ettiğinde bu defa sen bir davayla karşı karşıya kalırsın. hatta o kişiye mahkeme kararıyla ödersin uğradığı gelir kaybını.

ek: adı geçen avukat şöyle bir açıklama koymuş twitter hesabına. buradan

haklıdır.
ezgi hanım suçludur.
vâkıf olmadığı bir konu da hüküm vermiş ve sadece hakaret değil içinde hedef gösterme de olan bir kaç suç daha işlemiştir.
o kızın dosyasını okudum bir araştırıp okuyunda ondan sonra hedef gösterin.
annesi ile yaşadıkları babasının tehditleri şehirden kaçmak için telefonunu satması vs bir sürü olaydan sonra adı geçen sanık ile tanışıyor.
ezgi hanıma destek verenler hakkında da suç duyurusunda bulunan avukat’a da helal olsun müvekkilinin masum olduğuna inandığı için gözünü kırpmadan yürüyor.

adaletin olmadığı ülkede masumlar hep suçlanır.

"ben 18 yaşında köyde yaşıyorum. musa orhan hayallerimi, hayatımı, umutlarımı yıktı, beni kirletip dünyamı başıma yıktı. benim canım acıyor dayanamıyorum. beni kandırdı musa orhan. arkadaşının evine götürdü. 1 gün bana dokunmasına izin vermedim. 2'nci gün zorla namusumu kirletti. tecavüz etti. beni tehdit etti. eğer söylersem beni öldüreceğini söylüyordu. artık öleceğim için korkmama gerek yok." ipek er'e ait olduğu iddia edilen mektup.
yazar arkadaşlarım olayı tekrar hatırlayalım istiyorsanız buyrun, hafızayı tazelemek lazım.
belli ki bazı yazar arkadaşlarım olayı çarpıtmaya çalışıyor. her şeyi ben bilirim havasında geziyorlar da belli ki hiçbir şey bilmiyorlar. ölen birisini de suçlamak "yok artık!" diyorum.

yargılanma süreci devam ederken birini suçlu ilan etme durumuna suç duyurusu yapılması, akabinde yine kamuoyu oluşturarak bir kitlenin yasaları esnetmeye çalışma hadisesi. bu konuyu eleştirenleri anlamıyorum açıkçası. adaletin tek taraflı işlemesinden rahatsız olup kendi görüşleri ve istekleri doğrultusunda karar aldırmaya çalışmak eleştirilen şeye dönüşmek değil midir? yıllarca adli mercilerin siyasi baskıya göre karar almasından şikayet eden güruh gelmiş baskı oluşturarak suç duyurusunu engellemeye çalışıyor. en kuvvetli argümanları da ''bu zamana kadar yasalar hakkıyla işlendi mi ki bunda işleniyor?''

sizin derdiniz yasaların hakkıyla uygulanması değil, bu işi bir kan davasına dönüştürüp ''size oluyorsa bize de olacak'' isteği. adalette eşitlik arayışı suç unsuru olabilecek davranışlara karşı talep edilemez. ortada suç teşkil eden bir durum varsa suç duyurusunda bulunmak normaldir.

arayış ve dayanışma adaletin yanlı davrandığı durumlarda olmalıdır, suça karşı birleşerek olmaz.