faslı müşterinin türk kasiyere çıkışması

buradan

şunun ağzını yüzünü kıracak bir tane babayiğit yok mu orada? yeminlen sinirlerim zıpladı.

lan dalyaprak, ulan çöl faresi, ulan it horozu dağdan geldin bağdakini mi kovuyorsun şerefi olmayan!... (malum şerefsize küfür falan derler şimdi.)

senin geldiğin toprakların ta......

bunlar da işlerine gelince modern müslümanlar, aslında biz fransızızlar bilmem neler...
buraya gelince normal müslüman kesiliyorlar.

bu gidişat devam ederse; gün gelecek kendimizi yüksek perdeden savunamayacak hâle geleceğiz.

şu yamyam çirkef çöl bedevisine ağzının payını veren bir babayiğit yok muydu orada? ah orada ben olacaktım var ya o faslının damını dizine indirirdim. tatlısu islamcıları hala daha ''gerçek islam bu değil'' vs.lerle kendini avutsun. işte gerçek islam bu.
şuna bak, dağdan gelip bağdakini kovuyor. gün gelecek azınlık olup kendimizi savunamaz hale geleceğiz... uyanın artık...

fas denilen yerde, her türlü uyuşturucunun mevcut olduğu, fuhuşun yağmur gibi yağdığı bir yer, oradan kalkmış gelmiş tebliğ yapıyor.

zamanında bunların olacağını söylediğimizde faşist, ırkçı ilan edilmiş bizleri şaşırtmamış hareket.

tanım: foncu nevşin ve diğer akılsızlarla bir ay beraber yaşamasını dilediğim, bir adet faslı bedevinin başrolde olduğu olay.

lan o değilde fas'ta hayatımın en uç gecesini yaşatmışlardı bana..

amsterdam fas dediğin yerin yanında manastır kalır.

ceza olarak bu faslıyı, o foncu nevşinle evlendirmek lazım
ikisine de iyi bir ceza olur.

yobaz ve tebliğcilikte yabancı sınırı olmalı ya. yerli tebliğcilerimiz forma şansı bulamıyor bunlar yüzünden.

şaka bir yana nasıl bir bataklığa saplandık ya biz?

arkadaş fas gibi bir ülkenin de beyinsiz göçünü biz üstleniyoruz. naber ümmet?

yallah fas'a .

orada bulunanların temizlik reyonundan getirdikleri bir vileda sapını mabadına soktuktan sonra titrete titrete dövmeleri gerekirdi bu çok babalıyı. ama bizim insanlarda o yürek yok. sadece laf etsinler.

arkadaşlar bu olay beni delirtti. videoyu izlerken kendimden geçtim. allahın sarıklısı gelmiş bizim vatandaşımızdan hesap soruyor. "sen burada sigara, alkol satıyorsun.neden satıyorsun?" diyor. ben orada olsaydım ananı mı satıyorum derdim. yine terbiyeli bir şekilde uyarmış personel. çelik gibi sinirlerini tebrik ediyorum arkadaşların.

fas a çok gittim, çok çok az sayıda iyi insanları vardır bilhassa küçük yerlerde, yardımsever vs ama çok az
gerisi tam bir fransız özentisi, aynı bizim bu recebin itleri kopukları, ne bok istersen diz boyu
uyuşturucunun onbinlerce türü sokaklarından akar, fuhuş sözde yasaktır ama her yerde.
insanı ? hepsi diyemem, ama pek çoğu tembellikten neredeyse ölecek, düşmüşler bir abızottorik
bir dinciliğin peşine, aynen burada ki, bu recepçiler gibi, ne dininin peşinden koştuklarını anlamak
mümkün değil, pek çoğu da zaten kafadan kırık

kalkmış gelmiş o zokuk fasdan, bir de bana dincilik taslıyor
lan kendiliğinizden basın gidin, önce o recebi devirecez
sonra da alayınızı denize dökecez.
sabrımızı sınamayın, sizi davet etmedik
sittirin dininizi mininizi kendi meleketenizde yaşayın.

adam 'çıkışmamış' ve gayet iyi niyetli görünüyor. kasiyer de gayet dinliyordu bir şey olacağı yok. telefona çeken kadın ortalığı ateşe veren gerizekalılardan biri. doğruya doğru, yanlışa yanlış diyemeyip; insanlara ve taraflara baktığımız sürece ülke adına pek umudumuz olmamalı. twitter'daki yorumlar, buradaki yorumlar çok acıklı ve umuttan çok uzakta görünüyor.

ülkede cemaatler için adam kalmayınca artık ithal etmeye başladık. milleti uçakla tankla uyutuyorlar asıl milletin görmesi gereken durum bu.

ve türk halkının belli bir yüzdesinin, tüm bu olanları tesadüf yahut münferit olay sanması durumu.

biri bu halkın beynine bop'un ne olduğunu ve onu sürdürmek amacıyla neler neler yapılabildiğini kazımalıydı şimdiye dek. muhalefet hiçbir iş yapmayıp sadece bunu anlatsaydı en ücra köşelere kadar gidip, şimdiye her şey değişmişti.

kasiyerde dinliyor içinden "çattık ya" diyordur kesin. saçını açmasına"gerek yokmuş". ha tamam gerek yoksa okey. biz gerekli sanıyorduk çünkü.

esenyurt'ta olmuştur.