fikret'in aslında son derece toksik olması
başlık "scaremongering" tarafından 24.06.2025 01:27 tarihinde açılmıştır.
1.
yaprak dökümü çocukluğum vs şimdiki zaman temalı başlık serimin sanırım üçüncüsüdür :d.
biliyorsunuz, yaprak dökümü'nü yeniden izliyorum. eskiden annemler izlerdi, ben baya ufaktım o zaman. o zamanlar ali rıza bey'in kızı fikret bize hep son derece ezilen ve son derece mağdur biri gibi görünürdü. ancak şu an izlerken anlıyorum ki fikret gerçek bir zehir yuvasıymış.
ali rıza bey'in sen neden direnmedin fikret diye sormasını manidar buluyorum. fikret en azından dizide kraldan çok kralcı bir karakter olarak çıkıyor karşıma. bazı kurallar ve rutinler var, hayal gücü eksikliği nedeniyle mi, onaylanma umuduyla mı neyle bilmiyoruz ama hayatı boyunca bir an bile onların dışına çıkabileceğini akıl edememiş. aslında kurallara uyup uymamak da seçimdir. bazen uymama cesareti gösteremeyiz. nişanlısını babasının gönlü olsun diye terk etmesi aslında kimsenin suçu değildi. çünkü senaryoda daha ali rıza bey kendisi ile konuşmadan ve annesi hayriye hanım yapma etme diye iki göz iki çeşme ağlarken bohçasını iade etmesi için babasına teslim etti. bu bir seçimdi. sonuçları da olacaktı.
ben seçimlerimizin sorumluluğunu almamızı büyümekle çok ilişkilendiriyorum. fikret'in aslında kendine ait etik değerleri olduğunu bile düşünmüyorum ya da savunduğu değerleri içselleştirdiğini. bence onun değişime diretmesi temelde kendi korkaklığı ile yüzleşmekten kaçma çabasıydı.
fikret muhtemelen babasını sarsılamaz bir otorite gibi görüyordu. önce şevket'in çıkıp ben ferhunde'yi isterim diye diretmesi, sonra leyla'nın oğuz'la beraberliği ve ali rıza bey'in hepsini bir noktada kabullenmek zorunda kalması fikret'e bambaşka bir gerçekliğin kapılarını açtı: babasının allah olmadığı bir gerçekliğin.
bu kadarla kalsa yine de iyiydi.
yengeye el kaldırmak ne demek? herhangi birine el kaldırmak ne demek? şiddet ne olursa olsun baş vuramayacağımız bir şey. ben de vurabiliyorum baş ve hicap da duyuyorum. elbette ki kardeşinin karısını tartaklamaya kalkışırsan özür dilemen beklenecek senden, madalya takılacak değil. ablacım neyi dramatize ediyorsun?
benim en çok asabımı bozan şey, kardeşlerinin mutluluğuna tahammül edemeyişi. biri iyi bir şey demeyegörsün, hemen laf sokuyor. onun insanlara iyi davranabilmesi için insanların kendi hayatlarında sefil halde olması gerekiyor. şu an izlediğim bölümlerde leyla'ya karşı son derece şefkatli çünkü leyla tecavüzcüsü ile evlendirilmiş, kandırılan bir kurban. necla'ya ise saldırıp duruyor çünkü necla kendi itici neşesi içinde, hayatı yolunda giden ve hayatı şimdilik gayet iyi kotaran bir kadın. şu anki kısımlarda psikolojisi gayet iyi. kendisini etrafında olup bitenlerden ayrı tutabiliyor. (hep böyle sürmeyecek biliyoz ama olsun.) kızcağız okulda derece bekliyorum diyor, fikret ablası yapıştırıyor dersleri salma da sonra ayvayı yeme diye. ya niye salsın durduk yere niye? iki dakika mutlu olsana.
ferhunde ile temel derdinin de ferhunde'nin genel kanıya uymasa da kendi doğrularını savunabilen ve yaşatabilen biri olması olduğuna inanıyorum. evet sınırlara saygılı bir kadın değil ferhunde ama fikret de değil aslında. hayır yanıtını kabul etmek istemeyişi yüzünden kadının yatak odasını kirletti, wtf? temizlik yapası yoksa yapmaz, biz hizmetçi miyiz dramasına gerek yok. sen de yapma o zaman ablacım? sen hayır diyemiyorsun diye kimse diyemeyecek gibi bir kanun mu var? sonuçta ananla bu gün temizlik yapalım deyip kolları sıvamadan önce kadına hiçbir şey sormadınız?
evden ve evdeki çürümeden kaçıyorum kisvesi altında gidip tahsin'le evlenmesi de bence hayattaki tekdüzeliğini korumaya yönelik bir hamle. ben onun ahlaksızlıktan değil değişimden kaçtığına inanıyorum. çünkü mevcut durumda akil, olgun, kol kanat geren bakıcı rolünü sürdüremeyecekti. böylece bunu sürdürebileceği yeni bir aile buldu.
zihin yapısı olarak annesinden çok da farkı olmayan bir kayınvalide, babası kadar pasif bir eş ve bakması gereken annelerini kaybetmiş problemli çocuklar. evliliği de zaten biliyorsunuz ki gerçek bir evlilik olarak başlamadı. önce kendini kurban edip sonra kurtarıcı olabileceği bir başka senaryoya hazırlıktı.
sonuç olarak midemi bulandırıyor fikret benim. leyla'nın aptallığı necla'nın sinsiliği sahte bir ahlakçılık ardına gizlenmediği için bence çok daha kabul edilebilir. ama fikret'le olamaz, ne birey olabilirsiniz ne de düz insan. ya mağdur olmalısınız ya da zalim.
biliyorsunuz, yaprak dökümü'nü yeniden izliyorum. eskiden annemler izlerdi, ben baya ufaktım o zaman. o zamanlar ali rıza bey'in kızı fikret bize hep son derece ezilen ve son derece mağdur biri gibi görünürdü. ancak şu an izlerken anlıyorum ki fikret gerçek bir zehir yuvasıymış.
ali rıza bey'in sen neden direnmedin fikret diye sormasını manidar buluyorum. fikret en azından dizide kraldan çok kralcı bir karakter olarak çıkıyor karşıma. bazı kurallar ve rutinler var, hayal gücü eksikliği nedeniyle mi, onaylanma umuduyla mı neyle bilmiyoruz ama hayatı boyunca bir an bile onların dışına çıkabileceğini akıl edememiş. aslında kurallara uyup uymamak da seçimdir. bazen uymama cesareti gösteremeyiz. nişanlısını babasının gönlü olsun diye terk etmesi aslında kimsenin suçu değildi. çünkü senaryoda daha ali rıza bey kendisi ile konuşmadan ve annesi hayriye hanım yapma etme diye iki göz iki çeşme ağlarken bohçasını iade etmesi için babasına teslim etti. bu bir seçimdi. sonuçları da olacaktı.
ben seçimlerimizin sorumluluğunu almamızı büyümekle çok ilişkilendiriyorum. fikret'in aslında kendine ait etik değerleri olduğunu bile düşünmüyorum ya da savunduğu değerleri içselleştirdiğini. bence onun değişime diretmesi temelde kendi korkaklığı ile yüzleşmekten kaçma çabasıydı.
fikret muhtemelen babasını sarsılamaz bir otorite gibi görüyordu. önce şevket'in çıkıp ben ferhunde'yi isterim diye diretmesi, sonra leyla'nın oğuz'la beraberliği ve ali rıza bey'in hepsini bir noktada kabullenmek zorunda kalması fikret'e bambaşka bir gerçekliğin kapılarını açtı: babasının allah olmadığı bir gerçekliğin.
bu kadarla kalsa yine de iyiydi.
yengeye el kaldırmak ne demek? herhangi birine el kaldırmak ne demek? şiddet ne olursa olsun baş vuramayacağımız bir şey. ben de vurabiliyorum baş ve hicap da duyuyorum. elbette ki kardeşinin karısını tartaklamaya kalkışırsan özür dilemen beklenecek senden, madalya takılacak değil. ablacım neyi dramatize ediyorsun?
benim en çok asabımı bozan şey, kardeşlerinin mutluluğuna tahammül edemeyişi. biri iyi bir şey demeyegörsün, hemen laf sokuyor. onun insanlara iyi davranabilmesi için insanların kendi hayatlarında sefil halde olması gerekiyor. şu an izlediğim bölümlerde leyla'ya karşı son derece şefkatli çünkü leyla tecavüzcüsü ile evlendirilmiş, kandırılan bir kurban. necla'ya ise saldırıp duruyor çünkü necla kendi itici neşesi içinde, hayatı yolunda giden ve hayatı şimdilik gayet iyi kotaran bir kadın. şu anki kısımlarda psikolojisi gayet iyi. kendisini etrafında olup bitenlerden ayrı tutabiliyor. (hep böyle sürmeyecek biliyoz ama olsun.) kızcağız okulda derece bekliyorum diyor, fikret ablası yapıştırıyor dersleri salma da sonra ayvayı yeme diye. ya niye salsın durduk yere niye? iki dakika mutlu olsana.
ferhunde ile temel derdinin de ferhunde'nin genel kanıya uymasa da kendi doğrularını savunabilen ve yaşatabilen biri olması olduğuna inanıyorum. evet sınırlara saygılı bir kadın değil ferhunde ama fikret de değil aslında. hayır yanıtını kabul etmek istemeyişi yüzünden kadının yatak odasını kirletti, wtf? temizlik yapası yoksa yapmaz, biz hizmetçi miyiz dramasına gerek yok. sen de yapma o zaman ablacım? sen hayır diyemiyorsun diye kimse diyemeyecek gibi bir kanun mu var? sonuçta ananla bu gün temizlik yapalım deyip kolları sıvamadan önce kadına hiçbir şey sormadınız?
evden ve evdeki çürümeden kaçıyorum kisvesi altında gidip tahsin'le evlenmesi de bence hayattaki tekdüzeliğini korumaya yönelik bir hamle. ben onun ahlaksızlıktan değil değişimden kaçtığına inanıyorum. çünkü mevcut durumda akil, olgun, kol kanat geren bakıcı rolünü sürdüremeyecekti. böylece bunu sürdürebileceği yeni bir aile buldu.
zihin yapısı olarak annesinden çok da farkı olmayan bir kayınvalide, babası kadar pasif bir eş ve bakması gereken annelerini kaybetmiş problemli çocuklar. evliliği de zaten biliyorsunuz ki gerçek bir evlilik olarak başlamadı. önce kendini kurban edip sonra kurtarıcı olabileceği bir başka senaryoya hazırlıktı.
sonuç olarak midemi bulandırıyor fikret benim. leyla'nın aptallığı necla'nın sinsiliği sahte bir ahlakçılık ardına gizlenmediği için bence çok daha kabul edilebilir. ama fikret'le olamaz, ne birey olabilirsiniz ne de düz insan. ya mağdur olmalısınız ya da zalim.
devamını gör...
2.
bilmiyoruz yaprak dökümünü yeniden izlediğini dördüncü duvarı kırmadan anlatsan okuycaktım okumuyorum da fikretçiyim ben fikret aslandır kaplandır
devamını gör...
3.
devamını gör...
4.
hayatın dayatılan yüklerine karşın cefakar ama bunu başkalarına sanki "bakın ben bunları yapıyorum" göstermesi içine girmiş bir yandan sevilesi bir yandan itici bulunası karakter...
fazla gururun zarar olduğunu görüyoruz kendisinde ve tabii fazla aile etkisinin de zararını görmekteyiz... açıkçası kitapları seven saygılı yanı çok cezbedici olsa da anlayış konusunda ve insanları kabullenme konusunda oldukça sıkıntılı bir karakter olduğunu düşünmekteyim...
fazla gururun zarar olduğunu görüyoruz kendisinde ve tabii fazla aile etkisinin de zararını görmekteyiz... açıkçası kitapları seven saygılı yanı çok cezbedici olsa da anlayış konusunda ve insanları kabullenme konusunda oldukça sıkıntılı bir karakter olduğunu düşünmekteyim...
devamını gör...