filozof mu olacaksın diyen uzaktan akraba

el yüz yıkanır, saçlar taranır. yapma bir gülücük ayna karşısında kararlaştırılır. nazik bir görünüm takınarak oturma odasına geçilir. enerjik bir şekilde selamlanır uzaktan akrabalar. uygun bir köşeye oturulur. soru bombardımanına hazır bir ifadeyle bakışlar etrafta gezdirilir. muhabbet beklenildiği gibi okul ve çalışma durumuna gelir. okul bitti, yüksek lisansa başladım ben, denir. hangi bölüm der, adını bilmediğiniz uzak akraba. felsefe denir ve şöyle bir boğaz temizlendikten sonra tebrikler beklenir. gelmez tebrik filan, bazı homurdanmalar duyulur ama neye yorulacağı bilinmez bu homurtuların. derken bir diğer uzak akraba filozof mu olacaksın der ve kişnemeye benzer bir kahkaha atar. ortamda bir süre sessizlik hâkim olur ve soğuk rüzgârlar esmeye başlar. anne ve babanın hatırı düşünülerek müsaade istenir ve kaçılır odadan.

yakın akraba olsaydı cevap verilirdi ama uzaktan ise cevap vermeye bile gerek yoktur.

epikuros hayatta olsaydı, felsefeyle dalga geçen türkleri, ıslak hortumla eşek sudan gelinceye kadar döverdi. keşke yaşasaydı.