1.
cuntacı devletin, gözlerinin önünde çocuklarını öldürdüğü kişilerden biri de firik dededir.
askeri darbe döneminde teröristlerin yerini söyleyin diyerek astsubay tarafından işkenceye uğrayıp ardından çocuklarından birini ağaca bağlayıp ona seyrettirmeleri nasıl bir vicdan ürünüdür? bu ülkenin geçmişi de geleceği de travmalarla dolu.
çocuğunun ölümünü izleyen firik dede, o günden sonra hayattan elini eteğini çeker, sakalı saçı birbirine karışır.
kendi ölümünü bekler...
firik dede olarak bilinse de gerçek ismi behzat firik'tir.
bu da ahmet kayanın o anlara dair şarkısı.
askeri darbe döneminde teröristlerin yerini söyleyin diyerek astsubay tarafından işkenceye uğrayıp ardından çocuklarından birini ağaca bağlayıp ona seyrettirmeleri nasıl bir vicdan ürünüdür? bu ülkenin geçmişi de geleceği de travmalarla dolu.
çocuğunun ölümünü izleyen firik dede, o günden sonra hayattan elini eteğini çeker, sakalı saçı birbirine karışır.
kendi ölümünü bekler...
firik dede olarak bilinse de gerçek ismi behzat firik'tir.
bu da ahmet kayanın o anlara dair şarkısı.
devamını gör...
2.
1909'da dersim'de doğmuştur firik dede.
30'lu yıllarda, o zamanki tekke ve zaviye kanunları kapsamında birçok defa alevi kızılbaş ritüellerini yerine getirip cem tuttuğu için gözaltına alınmış, işkencelerden geçmiş, devrin üfürükçü muskacılarıyla aynı muamelelere maruz bırakılmıştır.
tüm gençliği, düzen karşısında kültürel kimliği ile ayakta kalma mücadelesiyle geçmiş olan firik dede'ye hayatın asıl sillesi ise 1980 cuntasıyla iner.
darbe günlerinde bir oğlu, işkenceyle diri diri yakılarak öldürülür. o günden sonra bir daha hiç konuşmaz, gülmez, saçını sakalını da kesmez firik dede.
bölgeye yapılan turistik gezilerde farklı görünümüyle ilgisini çektiği gençlerin kameralarına yansıyan görüntülerine, rastlamışsınızdır belki bir yerlerde ya da rastlamamışsınızdır.
bazı hayatlar, pek de imrenilecek tarzda olmaz ama bir ömür, bu kadar mı acı, haksız ve gözyaşıyla dolu olur?
2007'de 100 küsür yıl bu hayata katlanmış ceza gibi ömrü son buldu firik dede'nin. cehennem diye bir yer varsa, orayı da pek salladığını sanmıyorum.
30'lu yıllarda, o zamanki tekke ve zaviye kanunları kapsamında birçok defa alevi kızılbaş ritüellerini yerine getirip cem tuttuğu için gözaltına alınmış, işkencelerden geçmiş, devrin üfürükçü muskacılarıyla aynı muamelelere maruz bırakılmıştır.
tüm gençliği, düzen karşısında kültürel kimliği ile ayakta kalma mücadelesiyle geçmiş olan firik dede'ye hayatın asıl sillesi ise 1980 cuntasıyla iner.
darbe günlerinde bir oğlu, işkenceyle diri diri yakılarak öldürülür. o günden sonra bir daha hiç konuşmaz, gülmez, saçını sakalını da kesmez firik dede.
bölgeye yapılan turistik gezilerde farklı görünümüyle ilgisini çektiği gençlerin kameralarına yansıyan görüntülerine, rastlamışsınızdır belki bir yerlerde ya da rastlamamışsınızdır.
bazı hayatlar, pek de imrenilecek tarzda olmaz ama bir ömür, bu kadar mı acı, haksız ve gözyaşıyla dolu olur?
2007'de 100 küsür yıl bu hayata katlanmış ceza gibi ömrü son buldu firik dede'nin. cehennem diye bir yer varsa, orayı da pek salladığını sanmıyorum.
devamını gör...