football manager

2004 senesinden beri her sene aralıksız çıkan teknik direktör simülasyonu diyebileceğimiz oyun serisi. geçmişine bakıldığında championship manager ile eidos'dan kopan geliştirici kadrosuna sahip olunduğu görülüyor. eidos uzun süre cm oyunu çıkararak fm'ye dolayısıyla kendi çalışanları olan sports ınteractive'e direnmeye çalışsa da pek başarılı olamıyor.
ve teknik direktörlük simülasyon oyunlarında tekelliğini ilan ediyor. fıfa manager gibi denemeler de oluyor. ama kralı tahtından edemiyor. sports ınteractive bu tekelliğin tadını çıkarıp saçma sapan maç motoru hatalarını bugları her sene hiçbir yenilik
yapılmamasından dolayı gelen şikayetleri umursamıyor çoğu zaman. umarım devran dönmeden şu umursamaz tavrınızı değiştirirsin ey sports ınteractive. şikayetler bir yana fm benim antidepresanım. her yeni sezonda yeni oyunu sabırsızlıkla bekliyorum.

oyundaki bir takım buglar efsanedir. hangi seneydi hatırlamıyorum ama kornerlerde bir bug vardı. ceza sahası önüne uzaktan iyi vuran bir topçu koyup kornerleri oraya atarsan %99 gol oluyordu. başka bir seride de iyi kafa vuran bir stoperi ön direğe koşturup topu oraya atarsanız %99 gol oluyordu. stoper gol krallarına alışmıştık o dönem. serinin birinde de oyunu oynayabilmek için bilgisayarın dil ve bölge ayarlarını değiştirmek gerekiyordu. *

insanın gençliğini elinden alan oyundur. bu oyunu oynayanlar gece sabahlara kadar cinnet geçirene kadar oynarlar.
full baskı kurduğunuz maçta yenilirsiniz. bir tane genç velet yüzünden bütün takım motivasyonu bozulur.
oyuncularla mevzu yaşarsınız saymakla bitmez.

çok zevkli çok keyifli bir simülasyon oyunu. futbol ve teknik direktörlüğe çok yakın bir deneyim sunar.

insan bırakmakta, ayrılmakta, kullanmamakta zorlandığı her şeyin bağımlısıdır. bunun bir bitki, bir sevgili, bir oyun olup olmaması durumu tersine çevirmez. her bağımlılık kötü müdür, bence değildir.

ama bağımlılığın kendisi kötüdür. çünkü kontrol sende değildir.

t: cm serisinin devamı olan gerçeğe en yakın futbol temalı video oyunu.

bu oyunu 2008 yılından 2020 yılına kadar düzenli oynadım. sanırım bu oyun serisine verdiğim zamanı herhangi sevebileceğim bir hobiye versem o hobide ustalaşıp, mesleğim haline getirir, üstüne geriye dönüp 12 yılıma kayıp gözüyle bakmazdım.

2009 yılından beri aralıksız oynadığım. her sene yeni wonderkidler tanımama vesile olmuş. beynimde 10000 oyunculuk bir veritabanı oluşturmuş bir oyundur. gece gece shay given'ı niye hatırlıyorum lan?

bu oyunun mobili güzel mi acaba?

tanım: bir oyun.

düzenli olarak her sene aldığım oyun. aslında sadece bir oyun değil, alternatif bir yaşamdır.

adına şarkı bile yazılan efsane oyun serisi.

football manager ile ağladık, football manager ile güldük
football manager'da ayrıldık, football manager'da üzüldük
football manager'da hayat, football manager'da ölüm olursa olsun
ah bu football manager'ın gözü kör olsun

temmuz-ağustos, gecenin körü, cam açık püfür püfür esiyor, arka sekmede favori sit-comlarımdan biri veya kulaklıkta damar bir playlist açık, takım daima fenerbahçe, yanda çay-kahve ve aileden gizli gizli içilen sigaralar... bu kombinasyonla şu oyunu oynamanın verdiği zevk gerçekten tarifsiz.

bu oyunu seviyorum. taktik ekranını, maç heyecanını, sakatlıklara sövmeyi, oyuncuları idare etmeyi vs. seviyorum. gariptir ki herkesin ayıldığı bayıldığı transfer hadisesini sevemiyorum. ya gerçekten emek vermen ya da genie scout kullanman gerekiyor. genie scout’u hiç kullanmadım ama emek verdiğim zamanlar oldu. takım bir zaman sonra 17-18’lik veletlerden oluşunca, koca galatasaray sübyan mektebi haline gelince, sevdiğin oyuncular bir bir emekli olunca işin tadı kaçıyor. o yüzden save’lerim 7-8 sezondan uzun sürmüyor.

gençlerbirliği’yle drogba’lı, sneijder’li galatasaray’ı alt edip şampiyon olmak güzeldi. birkaç transferle şampiyonlar liginde dişli rakip olmak güzeldi. galatasaray’la şampiyonlar liginin tepesine oynamak güzeldi. ancak annemizin liginden uzaklaşıp tepe takımlara kapağı attığımda işin tadı yine kaçıyordu. bayern’de, real’de hocalık yapmak inanılmaz sıkıcı. neyse, meseleye dönelim.

oyunun yapay zekasını biraz geliştirseler, mesela futbol direktörü saçma sapan transferler yapmasa, transferleri tamamen bu herife emanet etsek ve işimize gücümüze baksak ne iyi olurdu. geçenlerde oyuna yeniden başlamak istedim. sol bek, orta saha lazım kim bulacak şimdi diyerek vazgeçtim.

sanırım ben yaşlandım.

kendimi jose mourinho sanmama sebebiyet veren game.

sabah yedi suları, okulu ekmişim, küçük elektrikli sobamı çalıştırıp, haznesine biraz da su ekleyip karşıma koyuyorum. bilgisayar açılıyor, tıklıyorum cm 03/04’e, mesajlara bakıyorum, “aslanlar tekrar şampiyon oldu.”
yılın teknik direktörü ödülü falan alıyorum, önümde kâğıt, kalem, transfer çalışmaları başlamış..
yıllarımı verdim.
sonra cm öldü, fm kaldı, 2008-2012-2013 serilerinde baya bi kitlendim. üniversitedeyim, yanımda sevgilim var ben transfer görüşmesi yapıyorum bir yandan, erden timur gibiyim sözleşmeye madde üzerine madde ekliyorum.
hâlâ arada açıp bakarım, artık çok nadir de olsa..
fm bir hastalıktır.

pandemi senesinde başlamıştım ve hala daha fm 20 oynarım. alt ligler yamasını indirip yerel amatörlerden bir takım alıp onu 3. lige veya daha üstlere çıkarmaya çalışıyorum. çok zaman alıyor hastası ediyor ama olsun. alt ligler yamasını benim gibi büyük takım yönetmeyi sevmeyen, daha çok memleket takımını veya sevdiği ilçe takımlarını almak isteyen arkadaşlara öneririm tabii ortalama bir bilgisayarları varsa. öbür türlü oyun ilerlemiyor ve tatile çıkmak zorunda kalıyorsunuz. regen oyuncuları sevmeyen birisiyseniz bu yamayı önermem. 1. amatörlerde, 2. amatörlerde normal oyunun atadığı oyuncular oluyor genelde. benim rekor 2020den 2060 senesine kadar oynamak. 1 yerel amatör, bir bölgesel amatör, tff 2. lig, tff 1. lig, ziraat türkiye kupası, süper kupa ve konferans ligi kupalarım vardı serik belediyesporla...
kamu spotu:fm bir hastalıktır, dozunda oynamak gerek.

çok ilginç bir oyun.
yıllarca oynamayıp, ya bir açayım dedikten 10 saat sonra kalçada (kibarım bugün, göt demeyeceğim) uyuşmayla başından kalkabiliyorsunuz.
sonra peşine bir kaç yıl daha oynamayabiliyorsunuz.

ya oyna ya oynama değil mi?
yok işte, hangi manyağın aklına geldiyse abv onun.
üniversitedeyken kaç gece sevgilileri uyutup uyutup başında sabahlatıyordu ya...

bi arkadaşım bu oyunla dikkatleri üzerine çekip antrenör oldu. hastalık bu oyun. bazen tüm gün oynamak için okula gitmiyorum. yılmaz vural gibiyim 1-0 öndeyken favori olan takım gol atmasın diye bitir hocam bitir alüminyum diyorum. önemli final oynayacaksam takım elbise falan çekiyorum. rolleniyorum biraz. şizofren etti beni bu oyun.

2024'ü epic games'te beleşe düşünce indirmiştim, yakın zamanda oynadım biraz. bundan önce son oynadığım fm de 2021'di sanırım. ondan önceki de yine 3-4 sezon öncesidir. öyle öyle cm 2001'e kadar gider. ve cidden aradan geçen çeyrek asırda her açıdan cidden çok az gelişti bu oyun ya. bildiğin yatıyolar nasıl olsa daha iyisini yapan yok diye. eminim çalışanları bile yıllardır aynıdır.