futbol düşkünü tiplerin ortak özelliği

anadolu çomarı, güçperver, kadın ve kedi düşmanı olmalarıdır. alayı ibrahim keloğlan'dır. futbolla yatıp kalkan tiplere dikkat edin bir tane insana rastlayamazsınız. allah belalarını versin.

belki ilkokuldan başlayarak fakülte 3. sınıfa kadar okul yıllarında bir şekilde az çok futbol oynadım, futbolla hala ilgileniyorum. oldukça eğitimli aydın bir ailenin iyi eğitim almış, entelektüel sayılabilecek, mesleğinde başarılı ve saygın sayılacaklarından biriyim. futbol ne aydın kişiliğimi ne politik kişiliğimi ne karşı cinse bakış ve değerlendirmemi zerre etkilemedi. bu yönde en küçük bir olumsuz eleştiri almadım. hatta farklı düşüncede olduklarımla takım paydaşlığı nedeniyle daha anlayışlı biryaklaşımla ilişki kurabilmem tartışabilmem ikna edebilmem mümkün oldu. artık yaşım gereği oynamıyor, ancak maçları stadyumdan olmasa da izlemeye devam ediyorum.
yanlış insan futbolsuz da yanlıştır.
yanlış insanların gözlüğüyle nereye bakarsanız bakın yanlışı görürsünüz.
futbolu suçlamanız yanlış.

karşılıklı küfür ve hakaret etmekten zevk duyarlar.
2-3 kişi bir araya gelmeden kendilerini ifade edemezler.

avam, alt tabaka, lümpen proletarya sınıfına mensup olmaları. burada lafım futbol takip edenlere değil, maçı izledikten sonra rasim ozan kütahyalı kemçük ağzıyla ne yorum yapmış diye programını izleyen futbolla yatıp kalkan tipler. premier lig dururken şaibelerle dolu mafyatik oluşumlar tarafından yönetilen süper ligi takip ederler. ne kaliteden anlarlar ne insanlıktan.

sırf saçma sapan bir tane derbi yüzünden ailesine bağırıp çağırabilecek düşük zekalı insanlardır. poetika isimli yazara saygı duyuyorum fakat anlattığı şekilde olan insan sayısı çok az. evet yanlış insan, futbolsuz da yanlıştır. ama nedense yanlış insanlar hep futbola düşkün oluyor. adamların ailevi değerlere saygısını geçtim, dini değerlere bile saygısı yok. istisnalar var ama çok az. ayrıca bu yalnızca türkiye'ye özgü bir şey de değil. herhangi bir futbol takımına aşırı şekilde bağlı olan kişi cahildir. hatta öyle ki, ülkesi araplara satılırken o gidip ali koç için yürüyüş yapar. komikler vallahi.

oğlunu dövmesinler diye tuttuğu takımın formasını çıkarttıran bir anne.
buna yorum yapmaya gerek yok izleyince görüyorsunuz.
türklerden örnek vermeme gerek yok ama yine de bir tane koyalım.

aptal olmaları?

ben 12 -13 yaşında stadyuma girdim ,ondan önce sokakta topa vurur şu takım senin bu takım benim çocuk muhabbeti .
futbol ve diğer takım sporları 90 dakika ( veya ne kadarsa) seyir ,30-40 dakika sevinç yada hüzündür az fazlası psikolojik soruna yol açar daha fazlası kötülüklere.
cinayet işlendiğini okudum hem de çok kere otobüs kurşunlanması toplu kavga yaralanma ,daha bir sürü olay.
şişli'de iş başvurusu yapmıştım,şişli'den yürüyerek kabataş'a indim stadın önünden sonra eve geldim,tam hatırlamıyorum çok oldu 3yada 5-6 gün sonra televizyonda haber oldu ,gazete aldım ertesi sabah olayı tam okudum , aynı benim gibi başvurusu yapmış bir genç yeni mühendis olmuş aynı güzergah gümüşsuyu'ndan kabataş'a yürürken maçtan çıkıp (herhalde hafta içi yada cumartesi idi maç ) taksim'e çıkan taraftarlara rastlıyor yolda o serserilerden biri gencin yanından geçerden yan tarafına şişi saplayıp çıkartıyor yürüyüp gidiyorlar , şiş gibi delici aletlerin etkisi girdiğinde hemen belli olamaz ,ince ve çelik gibi sertse 5-6 dakika sonra kanama başlar organ gelmişse yapacak bir şey yoktur, genç biraz yürüdükten sonra düşüyor ve ölüm. insanın kalbi acır .(geçende genç bir kurye öldürüldü yazdım buraya dünde babası annesi çıktı habere üniversiteli imiş için sızlıyor hala.büyük olasılıkla yine olay maça kızma başkasından çıkartma olayıdır)
bu nasıl taraftarlıktır bu nasıl kötülüktür. bir maç için gencecik aslan kıyılır mı ?
bir maç için kavga edilir mi manyaklık ..
onun için maç 90 dakika sevinme 30-40 dakika sonra hayat devam eder.
bir ara fenerbahçeli taraftarlarda da vardı böyle psikopatlar. fikirtepe grubu ,manyaktan öte her yenilgi sonrası kuşdili karakolu boya ve cam tadilatı yapardı. arkadaşımın oğlu memurdu orada hep şikayet ederdi tadilat parasını polisler cepten ödüyormuş. oğlan şimdi 1.sınıf emniyet müdürü,marmara ilerinden birinde.
onun için futbolu fazla abartmayacaksın boku çıkar , kötülük olur.

(bkz: beyin ikinci planda) erkeği olmalarıdır.
şöyle anlatayım, beşiktaşlıyım.
gençliğim yaşadığım şehirden 350km uzaktaki inönü stadı'na git gel yapmakla geçti.
16-26 yaş arası, kapalı üst kombinem vardı.
senede toplasan 3-4 maç ya kaçırırdım ya kaçırmazdım.
üniversite yılları, deplasmanlarda ömrüm tükendi*
organizasyonlar, derbiler, kavgalar ve olaylar.
e ne oldu?
bir yerde şu tat geliyor...
"işin eğlencesini kaçırıyorsun".
bu futbol, sadece bir oyun.
türkiye'de ise çok kirli bir oyun.
kendi şampiyonluğunu satanlar, federasyonda yapılanmalar, fetönün hala futbolun içinde* olması, hakemler ve onların kirli çıkar ilişkileri vs...
soğuyorsun.
sistem bir takımı şampiyon yapmak istiyorsa, karşısında çok mucizevi bir şeyler yapman gerekiyor.
avrupa maçları ile lig maçlarındaki farkı görüyorsunuz işte.
burada dokunmayan oyuncu, 2. sarıyla atılıyor.
ayağa basan oyuncu hiç sarı görmüyor.
adaletsizlik bokluğunda yüzüyor futbol.
kazanan da sevindim yuppi diyor.
al abi al, bütün kupalar senin olsun.
ben istemem, al hepsini komple verelim.
yeter ki spor izleme keyfimizi bize verin.

demem o ki;
bu sistemde hala sabah akşam futbol takip edip, sosyal çevresiyle bu konularda tartışma yaşayan insanlara üzülüyorum.
"hakemler ve federayon seni şampiyon yaptı, sen hak etmedin" argümanını anlatmaya çalışmıyorum.
gerek var mı?
anlayacak kadar kafası çalışsa zaten anlardı*

maçtan telefonla patagonyalı' yı arıyorum. ( görseldeki montlu tipim)

-- pataaa penaltı atıyoruz totemi yap totemi.
** ya gotcha hangisiydi penaltı totemimiz?
-- yanındakinin kafasını öp sonra amuda kalk işte.
**olm otobüsteyim be. tamam yapıyorum.
--ya geç kaldın kaçtı penaltı karşim ya.

herhangi bir konuda aşırı fanatiklik düşük iq göstergesi bence. (futbol, siyaset ...)

futbol gibi topla, takımla, yöneticilerle oynanan bir oyunda, düzenli seyrediyorum diye kendini uzman sanması.
dün oğlumla fb-gs maçı ile ilgili konuştum. oğlumla konuştum çünkü futboldan hiç anlamam ama yani fb’nin yeneceğini tahmin ettim çünkü;
ali koç yolcu ise gs’nin şampiyonluğunun finali sözkonusu ise önemli bir gecede fb, gs’nin tahtını sallar dedim.
ama yani maçın gs sahasında olmasından işkillenmedim değil. takımlar kendi sahalarında ekseriyetle yener onu nasıl becerdi fb bilemedim.
dün yanımda olan arkadaşım fb’li idi onun için fb galibiyetine onunla sevindim bile. futbol neydi, futbol sevinmeye bahaneydi bence.
neyse ya biz trabzonspor olarak üçüncü olacaz gibi dördüncü büyük düşünsün sahi ya dördüncü büyük kimdi?