1.
öncelikle bu tanım brokoli ve tosbağa mahlaslı yazar arkadaşımızın ukdesidir. haddimi aşmış isem affola.
bir kaç gün önce gadir-i hum başlığında #2641326 numaralı tanımı bırakmıştım. bu tanımın akabinde; çok sevdiğim, değer verdiğim sonsuzluk yolcusu ağabeyim, şii müslümanların bayram olarak kabul ettiği, ancak sünni müslümanlar nezdinde mütevatir düzeyde nakledilen gadir-i hum meselesini #2643402 numaralı tanımında sünni müslümanlar nezdinde bayram olarak değerlendirilmemesini nedenleri ile ispat etmeye gayret gösterdi.
şii ve sünni müslümanların, 14 asır boyunca meselenin yaşanmışlığı konusunda hemfikir olduğu; ancak meselenin yorumlanması açısından hiçbir zaman bir araya gelmeyeceği bu kutlanmayan bayram hakkında gelin hep beraber ütopik bir yolculuğa çıkalım;
peygamberimiz (saa) vefat ettikten sonra, müslümanlar gadir-i hum meselesinde; hz. ali(as) ye biat etselerdi ve hz. ali yi imam ve halife olarak kabul etselerdi, peygamberimizin buyurduğu "ben ilmin şehriyim, ali onun kapısıdır. şehre girmek isteyen kapıdan gelsin!" düsturu gereği; risalet şehrinin kapısı, imamet makamı ile açık kalacaktı. 23 yıllık risaletin eğitiminden geçen müslümanlar, yaklaşık 30 yıllık imamet tedrisatından beslenmeye devam edecekti. devrim ve inkılapların anatomisi incelendiği vakit; her devrimin en az iki kuşak devrim hedeflerine bağlılığı kesinleşen liderler ile yoluna devam etmesi gerekir. çünkü devrim ve inkılaplar, başarılı olabilmek için kendi çocuklarını yetiştirmelidir. bu durum göz önünde bulundurulduğunda, islami kaynaklarda otorite olarak kabul edilen bir çok kaynak; hz. ali'nin bütün sahabelerden birkaç adım önde olduğunu kabul etmiştir.
gadir-i hum meselesinde müslümanlar hz. ali'ye biat etselerdi; islam topraklarına emeviler musallat olmayacaktı. arap milliyetçiliği ve aristokratik yapı islam hükümetinde yer almayacaktı. maslahatçılık, rüşvet, adam kayırma, fakirin hakkını gasp etme, mevaliye zulmetme vs vs gibi durumlar hiç yaşanmayacaktı. nitekim dikkat edilirse hz. ali hilafeti döneminde, kendinden önceki halifelerin yapmadığı birşey yapmıştır. müslümanlar ile savaşmıştır. çünkü içeriden bozulan ve çürüyen bir yapı ile mücadele etmek, dışarıdaki fetihlerden daha önemlidir. dışarıdaki düşman aleni bir şekilde ortada iken, içerideki düşman sinsi bir şekilde yıkımlara devam etmektedir. cemel vakası, sıffin savaşı ve nehrevan savaşı peygamberden yaklaşık çeyrek asır kadar sonrasındaki çürümüşlüğün önüne geçmek için yapılan savaşlardır.
gadir-i hum meselesinde müslümanlar hz. ali'ye biat etselerdi; kerbela olayı yaşanmayacaktı. peygamberimizin(saa) "cennet gençlerinin efendisi" dediği hz. hüseyin(as) ve yarenleri vahşice katledilmeyecekti. peygamberimiz'in (saa) vefatından yaklaşık 50 yıl sonra peygamberimizin (saa) soyunu kurutmaya kimse cesaret edemeyecekti. sahi hz. hüseyin(as) iktidar mücadelesi uğruna mı şehid edildi? eğer iktidar mücadelesi uğruna şehid edildiğini kabul ediyor iseniz gadir-i hum meselesine ispat çerçevesinden bakmaya devam edin.
bir kaç gün önce gadir-i hum başlığında #2641326 numaralı tanımı bırakmıştım. bu tanımın akabinde; çok sevdiğim, değer verdiğim sonsuzluk yolcusu ağabeyim, şii müslümanların bayram olarak kabul ettiği, ancak sünni müslümanlar nezdinde mütevatir düzeyde nakledilen gadir-i hum meselesini #2643402 numaralı tanımında sünni müslümanlar nezdinde bayram olarak değerlendirilmemesini nedenleri ile ispat etmeye gayret gösterdi.
şii ve sünni müslümanların, 14 asır boyunca meselenin yaşanmışlığı konusunda hemfikir olduğu; ancak meselenin yorumlanması açısından hiçbir zaman bir araya gelmeyeceği bu kutlanmayan bayram hakkında gelin hep beraber ütopik bir yolculuğa çıkalım;
peygamberimiz (saa) vefat ettikten sonra, müslümanlar gadir-i hum meselesinde; hz. ali(as) ye biat etselerdi ve hz. ali yi imam ve halife olarak kabul etselerdi, peygamberimizin buyurduğu "ben ilmin şehriyim, ali onun kapısıdır. şehre girmek isteyen kapıdan gelsin!" düsturu gereği; risalet şehrinin kapısı, imamet makamı ile açık kalacaktı. 23 yıllık risaletin eğitiminden geçen müslümanlar, yaklaşık 30 yıllık imamet tedrisatından beslenmeye devam edecekti. devrim ve inkılapların anatomisi incelendiği vakit; her devrimin en az iki kuşak devrim hedeflerine bağlılığı kesinleşen liderler ile yoluna devam etmesi gerekir. çünkü devrim ve inkılaplar, başarılı olabilmek için kendi çocuklarını yetiştirmelidir. bu durum göz önünde bulundurulduğunda, islami kaynaklarda otorite olarak kabul edilen bir çok kaynak; hz. ali'nin bütün sahabelerden birkaç adım önde olduğunu kabul etmiştir.
gadir-i hum meselesinde müslümanlar hz. ali'ye biat etselerdi; islam topraklarına emeviler musallat olmayacaktı. arap milliyetçiliği ve aristokratik yapı islam hükümetinde yer almayacaktı. maslahatçılık, rüşvet, adam kayırma, fakirin hakkını gasp etme, mevaliye zulmetme vs vs gibi durumlar hiç yaşanmayacaktı. nitekim dikkat edilirse hz. ali hilafeti döneminde, kendinden önceki halifelerin yapmadığı birşey yapmıştır. müslümanlar ile savaşmıştır. çünkü içeriden bozulan ve çürüyen bir yapı ile mücadele etmek, dışarıdaki fetihlerden daha önemlidir. dışarıdaki düşman aleni bir şekilde ortada iken, içerideki düşman sinsi bir şekilde yıkımlara devam etmektedir. cemel vakası, sıffin savaşı ve nehrevan savaşı peygamberden yaklaşık çeyrek asır kadar sonrasındaki çürümüşlüğün önüne geçmek için yapılan savaşlardır.
gadir-i hum meselesinde müslümanlar hz. ali'ye biat etselerdi; kerbela olayı yaşanmayacaktı. peygamberimizin(saa) "cennet gençlerinin efendisi" dediği hz. hüseyin(as) ve yarenleri vahşice katledilmeyecekti. peygamberimiz'in (saa) vefatından yaklaşık 50 yıl sonra peygamberimizin (saa) soyunu kurutmaya kimse cesaret edemeyecekti. sahi hz. hüseyin(as) iktidar mücadelesi uğruna mı şehid edildi? eğer iktidar mücadelesi uğruna şehid edildiğini kabul ediyor iseniz gadir-i hum meselesine ispat çerçevesinden bakmaya devam edin.
devamını gör...
2.
bu yıl 24 haziranda kutlanacak olan velayet bayramı.
peygamberimiz'in (saa) hz. ali'yi (as) yerine tayin ettiği, ancak islam ümmetinin siyasi figürleri tarafından peygamberimizin(saa) vefatından sonra, hz. ali (as)'ye ihanet ederek islam ümmetine unutturduğu bu bayramın özelde alevi canlara, genelde bütün müslümanlara mübarek olmasını dilerim.
peygamberimiz'in (saa) hz. ali'yi (as) yerine tayin ettiği, ancak islam ümmetinin siyasi figürleri tarafından peygamberimizin(saa) vefatından sonra, hz. ali (as)'ye ihanet ederek islam ümmetine unutturduğu bu bayramın özelde alevi canlara, genelde bütün müslümanlara mübarek olmasını dilerim.
devamını gör...