garsona masayı toplamasında yardım etmek

çoğunluk olarak iyi niyetle yaptığımızı sandığımız bu iyi niyet aslında birçok garsonu zor duruma sokmaktadır. bu iyi niyetimizin peşinde giderken garsonluğu küçümseyici bir meslekmiş, acıma duygusuyla hareket ediyormuşuz gibi bir profil çizmemiz de cabası. öyle abartanlar var ki faraşı alıp masanın dibini süpürüyor falan. ee yuh ama. bu o garsonun yaptığı işin statü açısından kendisini kötü hissetmesine neden olabilir. biraz ince düşünmek lazım. bence bu bağlamda yapabileceğimiz en büyük iyilik yemeği yerken sadece kendimiz yemeliyiz aynı zamanda masaya da yedirmemeliyiz.

kendim için ona saygı duymak demektir. karşıdaki yapmasa bir şey demeye hakkım olmaz, demem, düşünmem de zaten fakat içim rahat etmez. en azından yerken kırıntı dökmem, bardakları, çatalları tabağın içine koyarım. mutfaktakilere de zahmet vermemek için tabağı da utanmasam yalarım.

öğrenci iken garsonluk denen işi 3 - 4 sene yaptım ve gelin size bu olayın her ne kadar iyi niyetli bir eylem gibi gözükse de esasen garsonun işine nasıl engel olduğunu anlatayım. bakın az çok işi bilen garson masaya boşları almaya gideceği zaman tabakları, bardakları hangi sırayla hangi eline alacağını planlar. bunu çok kolay ve hızlı yaparlar. ama siz kafanıza göre bir boşu uzattığınızda adamın planını bozarsınız ve o garson o masayı tek seferde toplayabilecekken iki sefer yapmak zorunda kalır. siz sağa sola ve özellikle kül tablasına peçete atmayın yeter.

ne kadar iyi niyetle olursa olsun yapılmaması gerekendir. özellikle bir şeyleri tepsiye bırakmaya çalışma ya da tepsiden alma eyleminin yapılmaması gerekiyor.
en fazla boşları masanın garsona yakın kısmına itebilir, çöplerinizi bir araya toplayabilir ve küllüğü işlevi dışında kullanmayarak yardımcı olabilirsiniz.

öğrenciyken bir süre garsonluk yaptım. elleri küçük bir insan olarak büyük ve çok dolu tepsileri taşırken tedirgin oluyordum çünkü çok iyi niyetle de yapılsa tabak/bardak gibi şeyleri elimdeki tepsiye koymaya ya da benden önce davranıp tepsiden almaya çalışanlar oluyordu. bu yapıldığında garsonun kendine göre ayarladığı tepsi dengesi bozulur, diğer eli doluysa ya da boşluğuna gelirse tepsinin dengesini ayarlayamaz ve istenmeyen kazalar yaşanabilir. hem garson hem kendiniz için tepsileri rahat bırakın.

o da senin benim gibi bir insan orda calisiyo diye ezmemek lazım.yardim ederim ne var bunda .

inceliğin bokunu çıkaranların tek motivasyonu kalabalıktır..

şu tarz mevzularda tüm aşırılıkların kaynağı aynıdır. garson görünce hayvanat bahçesinden yeni kaçmış gibi davranan da rahibe theresa tavrı takınanlar da aynı şekilde motive olurlar. ahlak her zaman orta yoldan ve olması gerekenden geçer..

halk lokantası gibi daha lokal ve samimi yerlerde yapılmasında bir beis bulmadığım davranış. boş tabakları üst üste koymak o kadar da zor olmamalı.

genelde yaptığım eylem, yok abi estağfurullah falan diyorlar genelde ama rahatsız oluyorum ben, o yüzden yardım ediyorum.

en sevdiğimiz şeydir.

masa taşınması hadisesi vuku bulur bazan, bir masadan diğer masaya taşınırsın, o zamanda da biz hemen kül tablası dahil her şeyi almaya çalışırız, derler ki, "abi lütfen zahmet etme" yoo deriz, zahmet değil.

ayıp olmasın diye boş sigara pakedini buruşturup masaya koymayız, çantamıza koyarız, zahmet olmasın.

bizim tek dileğimiz, zahmet olmasındır. sevmeyiz ekstra yükü. biz garsonla nezaket çerçevesinde dostâne olmayı severiz.

aslında işini zorlaştırıyorsunuz. onun yerine elinizi kolunuzu masadan çekerek rahat hareket etmesine yardımcı olabilirsiniz. teşekkür ederseniz de kibar bir jest olur.

iyi niyetiniz bile bencilce. etmeyin arkadaşlar zora sokup sonra da amaan be yardım ettik alt tarafı diyecek kadar da kötüsünüz kusura bakmayın.

masadaki kirli peceteyi, catali, bicagi falan tabaga koyun ya elinize yapismaz kuculmezsiniz de.

insani görevdir. elinize bulaşmaz.

ben bir mekana gittiğimde garsonu direkt kovuyorum. dur kardeşim, diyorum. ben garsonluk yaparım senin yerine.

yapmayi cok isterim. ama sosyal anksiyetem var. iyilik bile yaparken utandigim icin elime yuzume bulastiririm muhtemelen. hic gerek yok, bosa rezil olmayalim. evet.

lüks işletmelerde bunu yapamazsınız. lüls işletmeler bunu nezaket olarak görmez. olaya hizmet odaklı bakıldığı için, görev ve sorumluluk bilinciyle hareket edilir. muhtemelen garson, buna müsaade ettiği için ihtar bile yiyecektir.

hatta birçoğunda boşalan bardağınızı kendiniz doldurmanıza bile izin vermezler. masalardan sorumlu garsonlar vardır ve hemen gelip sizin yerinize bardağı doldurur.

aşırı kafam güzel olduğu bir akşam benim de başıma gelmişti. garson yanıma gelip "abi gözünü seveyim doldurma şu bardağını. beni işimden edeceksin" demişti.

genelde içecek kutuma çöpleri ve kağıdı falan atarım en son. hayvan gibi yesemde insan gibi bırakma huyum vardır. (bkz: yemek yedikten sonra kalan çöpü içecek kutusuna doldurmak)