garsondan istenen karabiberin gecikmesi veya hiç gelmemesi
başlık "echabrenef7091" tarafından 14.09.2023 16:53 tarihinde açılmıştır.
1.
vardır böyle bir şey. aile bireyleriyle, arkadaşlarınızla veya yalnızken bir mekâna gidersiniz. yemek önünüze gelir, tuz ve pul biber de ek olarak gelmiştir masaya ve ondan faydalanırsınız. akabinde değirmende karabiber istersiniz. çünkü karabiber değirmende gelebiliyorsa değirmende gelmelidir, tuzluktaki karabiber de nedir? garsona ''garsüüüünn!'' diye seslenir ve değirmende karabiber istersiniz. garson ''peki'' der ve siz yalnızsanız telefonunuza, değilseniz dostlarınıza dönersiniz. muhabbet koyulaşır, yemekler yenmeye başlanır ve eğlence kaplar ortamı. fakat unutulmuş olan o değirmen karabiberi hatırlanınca eğlence yerini merak unsuru - telaş - beklemekten doğan sinir üçlüsüne bırakır.
garsona tekrar seslenilir. bu yinelenmiş seslenişin ilki kadar samimi ve istekli olmadığı garsonca da fark edilir ki garson korkarak ve iyiyi umarak yanınıza gelir. sorarsınız, ''ya bir değirmende karabiber vardı ne oldu ona?'' diye. garson soruş tarzınıza aşina değildir, değirmende karabiberi 2-3 yıllık popülerlik macerasından sonra unutulup giden ve klipleri youtube'da 50 bin civarı izlenen müzik grubuna benzetir. ''öyle bir müzik grubu tanımıyorum efendim.'' diye safça bir cevap alırsınız. iyice sinirlenip üslubunuzu sertleştirirsiniz, aranız bozuktur artık.
''kardeş, iş misin sipariş misin? değirmende karabiber istemiştim. hiç garsona müzik grubu soracak bir tipe benziyor muyum uzaktan? ver lan karabiberimi!'' diye normalde hiç sarf etmeyeceğiniz cümleler çıkar ağzınızdan. etrafınıza şaşkınlık verir, onları korkutursunuz bir süre. onların korkusu size de yansır ve o eski sahte kibarlığınıza dönmeye çalışırsınız. çevrenizdekiler bu sahteliğe aynıyla karşılık verir fakat az önceki sinirli hâlinize denk gelmişlerdir artık bir kere. dönüşü kolay olmaz. ama o karabiber de bir türlü gelmemektedir be kardeşim! artık o değirmende don kişot ile hayali düşmanları mı savaşıyor, en akıllı görünenler yoğurt mu öğütüyor, karabiber niyetine buğday alıp una mı döndürüyor birileri... bir türlü bilinmiyor o değirmende karabiberin çakmak misali nereye kaybolduğu.
artık serdar ortaç'a bağlayıp ''karabiberiiiimm'' diye bağırmaya başlamadan yemeğinizi bitirmeye ve çekip gitmeye uğraşırsınız. bu aciz ve sonunu kabullenmiş hedefinizden çevrenize de bahsedersiniz. onlar da ''daha tatlı yemedik ismet? biraz daha oturalım sonra kalkarız.'' der onlara göre gayet normal, size göreyse acımasız bir tavırla. korku kaplar içinizi. acaba garson değirmende karabiberi tatlının yanında mı getirecektir? tatlı ve baharatı birleştirerek türk usulü yeni bir tescilli tat mı üretmek istemektedir? çevrenizdekiler de acaba bu gizli senaryonun içinde midir? (bkz: şanslı masa) programı tadında bir kamera şakası mıdır maruz kaldığınız? artık bu soruları kenara iterek garsona son bir seslenişiniz olur. ''tamam garson, yenildim, sen kazandın ulan'' dercesine bir sesleniş. garson tatlı isteklerini kabul eder ve bu sefer hiç de bekletmeden getirir tatlıları.
masa altından da cebinize gizli bir not bırakır. siz herkesin içinde bu notu okumaya halkın hazır olmadığını düşünür ve tuvalete gitmek için izin istersiniz. notu okuyunca çıkışta garsonla göz göze gelir ve birbirinizi anlarsınız. bu çokça unutulan mesajı bir kere daha size hatırlattığı için teşekkür edersiniz ona içten içe. notu yanlışlıkla düşürürsünüz ve dostlarınızdan biri okuyup şaşkınlıkla karışık üzülür.
''karabiber gecikir, belki hiç gelmez. bir dost...''
garsona tekrar seslenilir. bu yinelenmiş seslenişin ilki kadar samimi ve istekli olmadığı garsonca da fark edilir ki garson korkarak ve iyiyi umarak yanınıza gelir. sorarsınız, ''ya bir değirmende karabiber vardı ne oldu ona?'' diye. garson soruş tarzınıza aşina değildir, değirmende karabiberi 2-3 yıllık popülerlik macerasından sonra unutulup giden ve klipleri youtube'da 50 bin civarı izlenen müzik grubuna benzetir. ''öyle bir müzik grubu tanımıyorum efendim.'' diye safça bir cevap alırsınız. iyice sinirlenip üslubunuzu sertleştirirsiniz, aranız bozuktur artık.
''kardeş, iş misin sipariş misin? değirmende karabiber istemiştim. hiç garsona müzik grubu soracak bir tipe benziyor muyum uzaktan? ver lan karabiberimi!'' diye normalde hiç sarf etmeyeceğiniz cümleler çıkar ağzınızdan. etrafınıza şaşkınlık verir, onları korkutursunuz bir süre. onların korkusu size de yansır ve o eski sahte kibarlığınıza dönmeye çalışırsınız. çevrenizdekiler bu sahteliğe aynıyla karşılık verir fakat az önceki sinirli hâlinize denk gelmişlerdir artık bir kere. dönüşü kolay olmaz. ama o karabiber de bir türlü gelmemektedir be kardeşim! artık o değirmende don kişot ile hayali düşmanları mı savaşıyor, en akıllı görünenler yoğurt mu öğütüyor, karabiber niyetine buğday alıp una mı döndürüyor birileri... bir türlü bilinmiyor o değirmende karabiberin çakmak misali nereye kaybolduğu.
artık serdar ortaç'a bağlayıp ''karabiberiiiimm'' diye bağırmaya başlamadan yemeğinizi bitirmeye ve çekip gitmeye uğraşırsınız. bu aciz ve sonunu kabullenmiş hedefinizden çevrenize de bahsedersiniz. onlar da ''daha tatlı yemedik ismet? biraz daha oturalım sonra kalkarız.'' der onlara göre gayet normal, size göreyse acımasız bir tavırla. korku kaplar içinizi. acaba garson değirmende karabiberi tatlının yanında mı getirecektir? tatlı ve baharatı birleştirerek türk usulü yeni bir tescilli tat mı üretmek istemektedir? çevrenizdekiler de acaba bu gizli senaryonun içinde midir? (bkz: şanslı masa) programı tadında bir kamera şakası mıdır maruz kaldığınız? artık bu soruları kenara iterek garsona son bir seslenişiniz olur. ''tamam garson, yenildim, sen kazandın ulan'' dercesine bir sesleniş. garson tatlı isteklerini kabul eder ve bu sefer hiç de bekletmeden getirir tatlıları.
masa altından da cebinize gizli bir not bırakır. siz herkesin içinde bu notu okumaya halkın hazır olmadığını düşünür ve tuvalete gitmek için izin istersiniz. notu okuyunca çıkışta garsonla göz göze gelir ve birbirinizi anlarsınız. bu çokça unutulan mesajı bir kere daha size hatırlattığı için teşekkür edersiniz ona içten içe. notu yanlışlıkla düşürürsünüz ve dostlarınızdan biri okuyup şaşkınlıkla karışık üzülür.
''karabiber gecikir, belki hiç gelmez. bir dost...''
devamını gör...
2.
3.
ya unutmuştur ya da ulan içtiğin bir çorba zırt pırt onu bunu istiyorsun diye düşünmüş de olabilir bilemiyorum duruma bağlı yerine bağlı
devamını gör...
4.
yiyemedim karabiberim seni doyunca,
hep istedim seni garsondan yemek boyunca.
diğer garsonlar gibi ikimiz bir iletişim kuralım,
ayırmasın bahşişler bizi yemek boyunca.
sonu olmadı ya, neyse. next.
hep istedim seni garsondan yemek boyunca.
diğer garsonlar gibi ikimiz bir iletişim kuralım,
ayırmasın bahşişler bizi yemek boyunca.
sonu olmadı ya, neyse. next.
devamını gör...
5.
abi moderatör başlığı değiştirmiş ya :) garsondan istenen karabiberin gecikip belki hiç gelmemesi şeklindeydi. işin esprisi zaten o başlıktaydı, şimdikinin ne anlamı var? moderatör, garson sen misin abi doğru söyle :)
devamını gör...