gece boş sokaklarda yürürken duyulan tedirginlik hissi

darbenin nereden geleceğini bilememekten kaynaklı huzursuzluk ve korku duygusu. mesafeyle doğru orantıli artar. gasp edilmedem ya da köpek ısirmadan sonlansin diye adımlar git gide hızlanır.

alkollü isen umrun olmaz, yavaaş yavaaş keyifle yürürsün tatlıdır, zevklidir.

daha önce hiç tedirgin hissetmedim. içimden hep, şimdi arkadan biri gelirse tek yumrukta canını alırım bana bir şey olmaz diye geçiririm. kendi ayaklarım üzerinde duracağım derken yanlışlıkla pehlivan oldum. olsun.

her an köpekle karşılaşıp o tüyler ürperten vah sesini duymaktan tedirgin oluyorum genelde. dikkat ederseniz hav demedim vah dedim. havlama normal oluyor da. köpeğin aniden ortaya çıkıpta vah demesi varya.

her an bir yerden bişey çıkacakmış gibime geliyor yanlız insan hayvan falan da değil daha farklı şeyler

acaba hangi sokakta öldürüleceğim tedirginliğidir.

son 2 senedir hissettiğimdir. artık o deli cesaretimden eser mi yok yoksa akıllandım mı bilmiyorum

arkadan birisinin gelip size zarar vereceği hissidir.sürekli arkanıza bakarak yürürsünüz.

o his durduk yere oluşmuyor. garip bir şey bu.
etrafınızda birisinin varlığını hissediyormuşsunuz bundan rahatsız olmuşsunuz gibi değil. aniden doğuyor insanın içine.
ölünce o saatte orada ne işi varmış derler sonra. büyük ihtimal sigara almaya gidiyodum. umarım böyle bir şey yaşanırsa o sigaradan içebilmiş olurum.

10 yaşındayken bile bütün şehri gece vakti tek başına dolaşan çocuktum ben. bize fark etmez kral.swh

duymamak için yürümüyorum.
fakat yürürsem duyuyorum.

delikanlı bir kişiyle, delikanlı iki kişiyle boğuşacak gücüm var çok şükür fakat delikanlı kişiyi bulmak maalesef zor bile değil imkansız. carp sokar gider.

eskiden kavga, ikişer tane vurmaktı. şimdi değil.

ben her sabah, ipsizle sapsızla karşılaştırmasın diye dua ediyorum.
elinde kalır, adam yerine koyarlar, yok yere yatarsız uzun yıllarca.

gerek yok.

yıllardır duymuyordum sırf 3 tane suri'nin birini hasımlarına benzetip bıçaklaması olayına kadar. ulan tamam kendimizi koruya biliriz ama bu ne aq

işte bu his, eğitimli bir sapık ve eğitimsiz bir sapık farkını da net olarak ortaya koyan olaylar silsilesinden birisidir. yılmaz güney'in dediği gibi, insan olacaksa da okumuş sapık olmalı.

yılların yengecisi olarak, (bkz: yengecilik) böyle anlarda bir çift görünce, ya da tedirgince yürüyen tek bir kız görünce, anında karşıya geçer, bir şekilde yavaşlar/hızlanırım. eğer civarda gezen 3 kişilik keko grubu sezersem de, gider kıza durumu ifade eder, yanında yürür, taksiye vs sallarım kızı. bir şekilde güvende olduğundan emin olurum. ömrüm gece sürterek geçtiği için, bu durumu 300 kez falan yaşadım. övünülecek bir halt değil. adam olan bunu yapar zaten. ciddi kısım buydu, z'ler bu noktada okumayı kesebilir z'lik kurallarına göre.
-----
yengeler sadece internette güzeldir. bir kadın internette evinde mesela. korkmaz benden. evde çünkü yengem pamuk kokan elleriyle. şurada "sütyen" başlığı açsam nolcak? pimpirikli bir teyze, kendi kendine sinirlenir ahlak çöktü diye. o zaman da "hooop yenge" derim. bir tekstil ürürü ile ilgili konuşmak, benim en doğal hakkımdır, git evlen bana bulaşma derim. evde kalmış kadın siniri kötü çünkü.

mesela hayatta yapmadım ama, diyelim içtim içtim yılbaşı gecesi. bir yengemize, "senin o 38 numara düztaban ayaklarını, glup glup glup profiterol gibi şafak vaktine kadar emerim yenge, abiye selamlar" yazdım (asla yapmadım böyle bir şey de, örnek). işte burada yengeye blok hakkı tanınmış, şikayet mekanizmaları var, ifşa edebilir beni anında.

gerçek hayatta bunlar yok. arabesk filmindeki "istanbul ne tarafta" sorusuna yanıt verir davranır gibi millet gerçek hayatta. ifşa yok, bloklama yok, şikayet edilmez. bu açıdan kadınları anlamışımdır hep. zor bu cidden yani. ben bu durumun global olduğunu düşünüyorum. ekşi'deki avrupa manyakları gibi, "avrupa'da eşim donla geziyordu, prof.lar tebrik etti, herkes alkışladı güvenle eve geldi" gibi ortam yoktur bence. ekşi mallığıdır onlar. bir hastalık olan ekşi embesilliğidir. buna karşın, önlemler çoktur, insanların görüp geçirmişliği fazladır, o cepte.

yani kadın her yerde kadındır, bu konularda talihsizdir, fiziken güçsüzdür yaratılışından. adam olmak lazımdır. demografik yapımızın elim değişimi akabinde, bana bile bakıyorlar artık. güzel adamımdır allah için seksi çağrıştırırım hep. popom da çok biçimlidir. hep der sevgililerim, "gödün güzel" diye, çimdik atarlar sağolsunlar (kimisi avuçlar). bu harika noktalara değindiğim entry'mi, toplumsal bir mesaj olarak top değilim diye bitireceğim. sadece hoş bir popom var. ay bakıyo herkes dik dik pislik erkekler.

sokaklar bizimdi.

tedirginlikten ziyade tekinsizliktir. buradaki tedirginlik hissi, tekinsizliğe bir tepki olarak oluşur.

tam tersine, daha güven ve huzur vericidir gece boş sokaklarda yürümek.

türkiye'de yaşıyorsa 7 den 70 e herkesin duyması gereken tedirginlik hissidir.

herkes özgürdür lakin başkasının özgürlük alanına girene kadar..

güzel sokakları keşfetmeyi, yürümeyi seviyorum. özellikle gece çok daha güzel oluyorlar o sarı ışıkların altında.

yalnız henüz hiç yalnız yürüyemedim, kız arkadaşlarımla gidiyorsam en az 3-5 kişi ya da yanımda bir erkek arkadaşım vs varsa yürüyebiliyorum.

bu kadar basit bir şeyi tek başına yapamamak berbat

duymuyorum oyle 1 his. benden tedirgin olsunlar. evet.