geçmişten günümüze dek değişmeyen olgular

- sınavlı üniversite geçişi.
- kürtlerin devlet kurma çabası.
- çöpçülerin kullandığı çalı süpürge.
- kedilerin istediği zaman kendilerini sevdirmesi.

yalnızca değişimin kendisi.

-kadına şiddet
-zam
-işsizlik

hala popomuzdan uyduruyoruz

devlete sırtını yasla da gerisini boş ver.

ön yargılar"

(bkz: akp)
geçmiş olarak kendi doğumumu esas olarak aldım.

düzen aynı düzen, düzülenler mütemadiyen değişiyor.
bu devirde bizi düzdüler.

cinsellik.

yaşama ve temel ihtiyaçları karşılama güdüsü , değişiminin kaçınılmaz oluşu ve bu kaçınılmazılığa rağmen her dönemde değişime karşı durmaya çalışan akımların ve insanların olması.

değişim.

açgözlülük.

cehalet.

hangi geçmişten hangi günümüze sorusunu akıllara getirir, bu olguları maksimum 40-50 bin senecik bir süreçte değerlendirebileceğimizi varsayarsak, zaten evren yaşı/zamanı bazında henüz 1-2 saniye falan geçmiştir...

yani özet olarak: bahsi geçebilecek olguların neredeyse tamamı (ör: komiklik, kin, nefret, açgözlülük, cehalet, bilmişlik... vb. vb. vb. vb. zitrilyon sayıda olgu belirtilebilir), geçmişten günümüze dek değişmeden dümdüz gelebilmiştir, gelebilmiştir çünkü yukarıda da bahsedildiği gibi zaten yalnızca 1-2 saniyeye tekabül eden bir süre içerisinde herhangi bir olgunun değişmesi pek mümkün değildir, mümkünse de üzerine uzun uzadıya tartışılacak düzeyde bir değişiklik görmüş olması mümkün olmamaktadır.

insanların bencilliği.

kaos.

avrupa şehirleri, kasabaları. yani kültürel ve tarihi mirasları.

bir belgeselde izlemistim, pompei'de kalintilarda ortaya cikan bir duvar yazisi. ınsanlar tabi ilk olarak heyecan duymus, acaba o gunlerden onemli bir bilgi mi aktarildi diye. sonucta pompei donemin zengin elit bir kenti. tabi dil bilimcileri getirmisler cunku tam anlasilmayan harfler var. neyse bu adamlar gunlerce calismis diger harflerle karsilastirmislar bu yaziyi, ve en sonunda tercume etmeyi basarmislar. yazida ortaya cikan "julius, sen borcunu odemeyen bir serefsizsin. karin da baskalarinin altina yatan bir fahise" yani julius diye biri digerine borc takmis, borcunu odemek yerine karisiyla beraber alemlere akmis. ıste bu yuzden insanliktan fazla birsey beklememek lazim.

zarafeti zenginlikten ziyade zaaf zanneden zavallı zümrenin zihniyeti.

şarabın biraya göre snob görülmesi.