gelir adaletsizliği

bir bölgede, bir ülkede veya tüm dünyada gelirlerdeki farklılığın derecesini, hane halklarının veya grupların gelirlerinin ortalama dağılımdan sapmasını ifade eder.*

(bkz: gsmh) vatandaşlar arasında adil bölüşülmeme durumudur.
bunun ölçülebilir bir büyüklüğe dönüşmüş hali ise (bkz: gini indeksi)’dir.

zaten bunu düzenleyebilsek herkes rahatlar.

ete kemiğe bürünmüş somut örneklerinden birisi şudur.

pandemi yılı 2020'de bizim sitenin dış duvarına "bizde para sizde yürek yok" diye yazmıştı birileri. ertesi günü duvardaki yazı kapatılmıştı. hani devletin karakoluna, adalet sarayına, okuluna, hastanesine yazsan o yazıyı; kapanması günleri haftaları bulur. öyle bir aceleyle kapattı bizim site yönetimi. aslında civarda bunu yazma olasılığı olan insanların yaşadığı gelir uçurumu olan bir yerleşim de yok. ama bana koydu yazı.

memurları yüceltip ,asgari ücretlinin ve emeklinin eline veren bir adalet organizmasi var ülke yönetiminin.
ben bu yaşıma kadar ilk defa bu kadar uçurumun olduğu bir dönem görüyorum.
bilerek bu hale getirdiler.

adalet paylaşımına da gelir sahipleri karar veriyorsa, oluşacak gerçekliğin resmidir. çünkü adalet mülk'ün temelidir. ama sorarlarsa takdiri sürahi şey pardon 'takdiri ilahi, bunun öte dünyası da var' vs yersiniz; şey pardon dersiniz..

vidyolu link: *



link



link

saçma gelecek ama çare liberalizm. serbest piyasa ve rekabetçi ortam.
başka çıkış yolu yok.

tüm kötülüklerin anası olan adaletsizlik.

tüm dünyada yaşanan bir durumdur. yıllara göre bakarsanız, dünyanın en zengin %1'inin her geçen yıl servetten daha fazla pay aldığını; orta gelir grubunun ise alt gelir grubuna kaydığını görebilirsiniz. daha önce başka bir başlıkta bahsettiğim gibi, artık kapitalizmin karşısında duran bir "sosyalizm tehlikesi" olmadığından, sermayenin alt gelir gruplarıyla paylaşılmasına gerek kalmadı.
sadece türkiye'de değil neredeyse tüm dünyada maaşlı çalışanlar artık ev sahibi olamıyorlar. batı avrupa'nın bu konudaki avantajı, devletlerin milyonlarca eve sahip olması ve bu sayede barınma krizini görece hafif yaşamalarıdır.
çalışan sınıf için dün bugünden daha iyiydi ve bugün de yarından daha iyi olacak.

gelir eşitsizliği yada adaletsizliği, ekonomik eşitsizlik terimi altındaki 3 konseptten biridir. diğer ikisine servet eşitsizliği ve tüketim(alım gücü) eşitsizliği diyebiliriz.

farklı gelir grupları arasında ülkedeki tüm gelirin yada servetin bazı gruplara hak ettiklerinden az bazı gruplara ise hak ettiklerinden fazla dağılmasıyla oluşan durum, şuradaki videoya göre türkiye'deki en zengin %10'luk kesim toplam milli gelirin %55'ine sahip olarak türkiye'yi oligarklarıyla ünlü rusya'dan(en zengin %10'luk kesim tüm gelirlerin %50'sine sahip) yada vahşi kapitalizmiyle insanların hastane masraflarını karşılayamadığı abd'den(%47) daha gelir açısından adaletsiz bir yer olduğunu gösteriyor. servet adaletsizliği ise daha vahim durumda, türkiye'de en tepedeki %10'luk kesim ülkedeki tüm servetin neredeyse %70'ine sahip görünüyor. videoda özellikle türkiye'ye değinmiyor, ama görsele bakıp bulabilirsiniz. şuradaki euronews haberine göre ise türkiye gelir dağılımı eşitsizliğinde avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor.

bu durum, insani gelişmişlik endeksi, ekonomik üretkenlik, suç oranları, sağlık seviyesi, işsizlik, yolsuzluk gibi pek çok alanı olumsuz etkiliyor. kimileri altın varaklı saraylarda yaşarken, kimileri ev kirası bile ödeyecek durumda olmadığından ne evleniyor ne çocuk yapıyor. ülkede her yıl üretilen değerin para birimi karşılığı onlarca yıldır ivmelenen oranlarda aşağı gelir gruplarından yukarı gelir gruplarına doğru akıyor. servet, adaletli dağılmadığında ülkenin nasıl bir yere dönüşebildiğini akşam haber kanallarından izleyebilirsiniz yada twitter'dan takip edebilirsiniz. daha detaylı şekilde gelir seviyesinde adaletin neden sağlanması gerektiğine dair bir şeyler yazasım vardı, ama ben kimim de 23 yıldır istikrarlı şekilde ısrarla akp'yi seçen çoğunluğa bir şeyler anlatayım, değil mi? bizim türkiye'yi müreffeh hale getirme isteğimiz varsa onların allahları var, (bkz: hüloğ)(!)

sözlükteki luayikçi kemaliklerin, sözde müslümanların ve goministlerin umursamadığı sömürü sistemi.

atatürk'üme karışma: aslınsa "içkime, zinama, filörrtüme, eğlenceme" karışma.

dinime karışma: namazıma, örtüme, sakalıma ve altından yürüttüğüm ince menfağat ilişkilerime karışma.

eşitlik görüşüne karışma: aslında kemalizm ile flörtüme karışma.

tefeci, köleci, tekelci rejim ve ülkedeki fayizi ve ticareti yöneten boğaz aşireti kimsenin umurunda değil.

(bkz: linç yiyecek bir fikir bırak)

hayatta en inandigim sozlerden biridir : herkes, her toplum hakettigi hayati yasar.

ınsanlar saglam iliskiler kuruyor, insanlar buyuk yatirimlar yapiyor, insanlar buyuk riskler aliyor, insanlar "oyunu kuralina gore oynuyor" ..... bunu yaparken bin kisiden 999'u batiyor, yokoluyor vs. vs.
geriye kalan bir kiside mali goturuyor.
ben bunun adaletsiz oldugunu dusunmuyorum.
sende al ayni riskleri, sende kur ayni baglantilari, sende o kadar seytan ol, kafali ol vede sansli ol, sende gotur mali....

nezih onur kuru



link

(bkz: türkiye yüzyılı/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)
(bkz: normal hayata ne zaman döneriz sorunsalı/@çürümüş şeyler var danimarka krallığında)

çok kötü bir şeydir...

çalış, çalış yine patron servet sahibi olur. çok üzücü ve sömürücü bir olay.

nezih onur kuru

oysaki yıllardır adaletle kalkınıyoruz; bu ne yaman bir çelişki!

tüm kötülüklerin anası.

zangin bir piç erkek, sizin ileride evleneceğiniz 100 - 200 bakire kızı kirletip atabilirken, siz de evlenebilmek için nadip- kısmet masalları dinlersiniz

bu adaletsizliği adalete taşısak birşey olur mu acaba ?