son bir buçuk yılda nedense en çok türkiye'nin önem verdiği ve neredeyse kapısında yatacağı kolpa yapı.
hakan fidan:
"birleşmiş milletler bugün
uluslararası toplumun barış ve adalet beklentilerini
karşılayamamaktadır.
bm, gücün tarafını tutan bir düzeni temsil eder hale gelmiştir.
bunun en açık örneği gazze'dir."
***
islamcıların takım elbise giyip kravat takanları, yerel ve geleneksel kıyafetler giyip hoyratça şeriatçılık yapanlardan farklı olarak şekilciliğe çok fazla önem veriyorlar.
* sadece giyim kuşam ve dışarıdan görüldüğü şekliyle yaşam tarzları ve alışkanlıklarını batılıymış gibi göstermeye çalışmıyorlar; iletişime, üsluba, batılı gibi argümanlar kullanmaya da "şeklen" önem veriyorlar. ancak söylemleri ile eylemleri ve savundukları somut olay ve durumların arasında gece ile gündüz kadar fark olduğu için o çok önemsedikleri "sözde" iletişim dili ellerinde patlıyor.
islamcılar tr'de milli iradeden ve içinde milli geçen herhangi bir şeyden bahsederken türk halkından değil; kendi seçmenlerinden ve tr sınırları içindeki sünnilerden bahsederler. marjinal grup, azgın azınlık gibi ifadeleri de dışarıda bıraktıkları kesim için kullanırlar. kentli laikler, başı açık kadınlar, solcular, aleviler, biat etmeyen kürtler...
(bkz:
dog whistle)
islamcıların sadece sünni müslümanları üst-insan saydıklarını, kendileri dışındaki kesimleri insan olarak kabul etmediklerini biliyoruz. fidan burada "uluslararası toplumun beklentileri" derken aslında müslümanların beklentilerini kastediyor. "barış ve adalet beklentisi" dediği de islamın tüm dünyaya hakim olması, müslümanların her alanda üst kademelerde yer alması, tüm kaynakların ve fırsatların onlara sunulmasıdır. her zaman her konuda övgü ve onay almaları gerekiyor, narsisist oldukları için. o da yetmeyecek, kendileri dışındakileri sürekli aşağılayacak ve onlara şiddet uygulayacaklar.
birleşmiş milletler aslında radikal islamcıların iddia ettiğinin aksine gücün yanında yer almıyor. kendilerinin de bir gücü, yaptırımı falan yok zaten. 7 ekim 2023 tarihinden bu yana hamas'ı neredeyse görmezden gelerek sürekli israel'i köşeye sıkıştırıp cezalandırmaya çalışan kendileri. son iki yılda asya, orta doğu ve afrika ülkelerinde müslümanların on binlerce insanı islami motiflerle katletmesine sessiz kalan da bm'dir. buna 7 ekim 2023 tarihinde katledilen 1198 insan dahil. suriye'de, türkiye'nin en yakın dostu colani'nin sadece birkaç ayda on binden fazla aleviyi ve hristiyanı katletmesine de karşı çıkmadılar hatta genel sekreteri olan it herif, colani ile yüz yüze görüştü. katliamın en kanlı günleri de o görüşmeden üç gün sonra başladı.
müslüman vahşetinin en ağır olduğu afganistan, pakistan, bangladeş, suriye gibi ülkelerdeki soykırımcı rejimlerin yanında yer alıyorlar şu anda.
***
peki türkiye tüm bu somut gerçekliğe rağmen neden barış güvercini gibi davranıyor? çünkü türkiye sürekli racon kesip boş yapan, önceden ayarlanmış maçlara çıkarak sahte istatistik oluşturan bir boksör aslında. bölgesel güç değil. oyun kurabilen bir ülke hiç değil, olamaz da. en ufak sert güç kullanma teşebbüsünde bankacılık, enerji ve savunma sektörlerine gelecek yaptırımlarla halkının altı ayda komşu çocuğunu kaçırıp kesip pişirip yiyeceği bir ülke. sözde batılı değerleri savunuyormuş gibi davranıp diplomasiyi kullanıyormuş gibi yaparak kazanım elde etmeye çalışıyor.
o değil de yıl olmuş 2025 hala bm'den medet uman var. nikaragua kanarya sevenler derneğinin yapacağı yazılı açıklama daha çok dikkate alınır.
devamını gör...